JİMİN
Sabah yine Jin hyungun beni sarsmasıyla uyandım. Yine onu uğraştırmış olacaktım ki, söylenmeye başlamıştı. Ama dün verdiğim kararı uygulayacak, hiçbir şeyin beni engellemesine izin vermeyecektim. Buna Jin hyung dahildi. Gönlünü geri almayı aklımın bir köşesine not ettikten sonra hızlıca hazırlandım. Okulun her ne kadar forması olsa da, özel günler dışında forma giymemize gerek yoktu. (Keşke her okul böyle olsa jdkdjd) Bu yüzden de kendi kıyafetlerimi giymiştim. Gri kısa kollu aynı zamanda kapüşonlu bir tişört ile siyah kot...Dans dersimiz olursa diyeyse tamamen siyah alt ve üstü de alıp siyah çantama koyduktan sonra artık hazırdım.
Jin hyunga tekrar baktığımda ise ondan özür bile dilemeden hazırlanıp gitmem konusunda şaşırmış bir şekilde bana bakıyordu. Önüme döndüm. Akşam onun da kalbini alırdım. Dediğim gibi, hiçbir şeyin beni en--AH!
- Ah hyung, napıyorsun?!
Jin hyungu takmayıp gitmeye kalkışımca Jin hyung dalgınlığımdan yararlanmış ve bana çelme takmıştı. Ona inanamıyordum. Resmen bel altı vurmuştu. Herkesten beklerdim ama bu okulda tanıdığım en normal kişiden beklemezdim bu vuruşu.
- Bana hiçbir şey demeden öyle gitmek de neymiş! Ben sana böyle mi gösterdim?
- Hyung, şunun şurasında bir haftadır tanışıyoruz. Bana hiçbir şey gösterecek zamanının olmadığı bir süre bu. Ayrıca sen okul başkanı değil misin? Başkanı olduğun okulun yeni gelen ve bugün okulunda ilk günü olan çocuklara böyle mi davranıyorsun?
Jin hyung bir yandan odanın sınırlarını gösterirken bir yandan da konuştu.
- Bu sınırlar içinde okul başkanı değil anneyim ben anne!
Dediği şey ile ona şaşkınlıkla baktım. Anne içgüdüsü de nereden çıkmıştı şimdi? Bunu boş vermeye karar verdim ve hyunga açıklamamı yapıp odadan çıktım.
- Hyung, ben akşam seninle konuşacağım. Dediğin gibi daha öğrenci işlerine gitmem gerekiyor. Görüşürüz, hyung. İyi dersler.
Daha odadan çıkmadan 'hiçbir şeyin beni engellemesine izin vermeyeceğim' kuralını ihlal etmiştim. Ya da Jin hyung gibi yapıp sadece oda sınırları içerisinde geçersiz yaparım. Evet evet, öylesi daha iyi. Bunları düşünürken Tae ile Baek hyungun odasının kapısını çalmaya başladım. Kapı birden, hazırlıksız bir anımda açılınca kendimi odalarının yerinde buldum. Daha sabah sabah iki farklı odanın tabanıyla oldukça yakın bir ilişki kurmuştum.
- Jimin, iyiki geldin. Uyandıramıyorum şu çocuğu. Uyandır lütfen. Ben de hazırlanıyım artık.
Baek hyungun sesiyle kalktım. Tae'nin yatağına baktığımdaysa görmek istediğim en son şeyi gördüm. Uyuyan bir Tae!
Geç kalacaktık, bu yüzden hemen Tae'yi uyandırmaya kalkıştım. Gerçekten nasıl oldu da ben dün öyle planlar kurarken, bugün daha yurttan çıkamamayı başardım?
- Tae, uyan artık.
- Beş dakika daha.
- Tae, kalk artık. Okula geç kalıyoruz. Beş dakika veremem sana.
- O zaman beş yıl daha.
Taehyung'u her ne kadar sakin sakin uyandırmayı denesem de bana beş yıl diyordu. Hemen onu uyandırmazsam bu ayı gerçekten beş yıllık kış uykusuna yatardı. Bu yüzden Baek hyungdan terlik yememe sebep olacak bir şey yaptım; Tae'nin yatağına çıkıp deli gibi dans etmeye başlayıp bağırdım. Baek hyung ise yurtta sadece iki oda olmadığını başka odaların da olduğunu, başka odalar olduğuna göre başka insanlar da olduğunu söyledi. Bense cevap olarak, ne güzel onları da uyandırmış oldum deyince; ikinci terliğini de çıkarıp bana attı.
Bu sırada Tae gürültümden uyanmıştı. Ya da ben yatakta dans ederken Tae'yi yataktan düşürmüş ve bu da onun uyanmasına sebep olmuş da olabilirdi. Çünkü Tae yerdeydi ve ben hiçbir şey hatırlamıyordum.
Taehyung'u aceleyle giyindirttikten sonra yanımda Tae ile hızlıca yurttan çıktım ve öğrenci işlerine gittim. Orada sadece birkaç öğrenci vardı ve ben hiçbirini tanımıyordum. Herkes çoktan sınıflarına gittiğinden sıra çabucak bize gelmişti. Sıra bize gelince Tae'yi de peşimden sürükleyerek hızlıca içeriye girdim. Kuralım şimdiye kadar üç defa ihlal durumuyla karşılaşmıştı. Ve ben daha ilk ders bile girmemiştim.
- Neden gelmiştiniz?
Öğrenci işlerindeki, büyük olasılıkla sevmeyeceğim ama sürekli görmek zorunda kalacağım, kadın bize bize bu saçma soruyu sorduğunda kendimi gözlerimi devirmekten alamamıştım. Okulun ilk günü diye öğrenci işlerine ek bir bölüm açılmıştı ve sadece ders programlarını dağıtıyorlardı. Ve biz şuan o bölümdeydik. Bu demek oluyor ki, okulda kavga çıktı ve biz bunu şikayet etmek için buraya geldik.
- Bu kadar güzel bir soru hayatımda duymadım ben. Buraya psikolojik destek almak için geldik, başka ne için gelebiliriz ki?
Yanımdaki salak da fısıldamaya çalışıp bağırmaktan kendini alamayınca, ben de kendimi ona dirsek atmaktan alamamıştım.
Kadın ise bize kötü kötü bakmaya başlamıştı. Kısa kesip isimlerimizi verdip, ders programlarımızı aldık. Baktığımızda ise vokal sınıflarımızın da farklı olduğunu farkettik Tae ile. İşte bu Tae için son damlaydı.
- Ya siz dememiş miydiniz, sınıf arkadaşları aynı sınıfa düşemez diye?! Jimin ile ne normal lise derslerinde, ne dansta, ne söz yazarlığı dersinde aynı sınıftıyız! Bir tek vokal derslerinde aynı sınıftayız sanıyordum, o da değilmiş! Acaba neden böyle boktan bir programımız var, bana açıklar mısınız?!
- Öncelikle sakin olun. Bu, okulumuzun bu yıl yaptığı düzenlemeler---
- Sıçarım düzenlemelerinize! Düzenlemeler de düzenlemeler! Kime sorsak, düzenleme diyor. Ağzınız başka laf yapmıyor mu sizin?!
Tae, bağırıp gittikten sonra Tae'nin peşinden gitmek ya da oturup açıklamayı dinlemek arasında kararsız kaldım. Bu yüzden oturmadan açıklamayı dinlemeye karar verdim.
- Siz devam edin, lütfen. Taehyung'u da pek takmayın. İkimiz için de okulun ilk gününde işler pek istediğimiz gibi gitmiyor da.
- Pekala, ilk gün olduğu için şimdilik susuyorum ama eğer bir daha bir şey olursa-
- Olmayacaktır.
- İyi o zaman öyle olsun. Sana düzenlemeyi anlatacağım ondan sonra da doğru sınıfına git. Daha ders başlamadı ama geç kalma sen gene de. Okul verdiği kararla, vokal ve rap sınıflarının dört yaş grubunun da karıştırılarak yapılmasına karar verdi. Okulun en büyük amacı siz öğrencilere hem rekabet ortamı sunarak, yeteneklerini geliştirmek; hem de okulu bitirip çıkış yapacağınız zaman, sizin gibi başka yakın arkadaşlarınızın da çıkış yaptığında birbirinizi desteklemeniz. Hatta belki yakın arkadaşlarından oluşan bir idol grubunda çıkış bile yapabilirsiniz.
Okulun yaptığı düzenlemelerin mantığı ve amacı oldukça hoşuma gitmişti. Sadece Kore'nin değil, dünyanın sayılı okullarından birinin kalitesi buydu işte.
Teşekkür edip dışarı çıktığımda beni bekleyen bir adet Tae buldum. Birlikte hızlıca sınıflarımıza gittik. İlk ders olarak normal lise dersleri yazıyordu listede. Keşke hangi ders olduğunu söyleselerdi.
Beğeni ve yorumlarınızı eksik etmeyin:))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Coming For L.O.V.E #Tamamlandı#
FanfictionGrup: Bts Çiftler: Jikook, Vhope (biraz Chanbaek, biraz Namjin, biraz da Meanie) Konu: Bir müzik okulu... İki yakın arkadaş... Odalar, dersler, sınıflar, projeler, klüpler, insanlar... L.O.V.E serisinin ilk sezonudur. İlk bundan başlanması önerilir.