... " işte tesadüfen ona hediye almaya gittiğim avmnin cafesinde gördüm beni aldattığını o gün bugündür de görmüyordum. Ta ki bugüne kadar."Emre'yle yaşadıklarımı ve başıma gelenleri kısa bir özet halinde Oğuz'a anlattım gittiğimiz restoranda. Yüz kasları oynuyordu beni dinlerken, masanın altında yumruk yaptığı ellerini gevşetmeyi unutmuştu elini masanın üzerine koyduğunda. O buğday rengi pürüzsüz cildi sinirinden kızarmış ama mimik veremiyordu.
"Peki sen" dedi.
"Ben ne" diye sordum
"Sen yani Emre'yi görünce ne hissettin şimdi. Hala sevdiğini falanmı" dedi kelimeler ağzından zor çıkıyordu. Ben ilk başta cevap veremedim Oğuz'un bu halini görünce nefes almıyor gibi duruyordu karşımda. Sesini normalden biraz daha yüksek tutarak;
"Bi soru sordum Öyküm cevabını bu kadar düşünmene gerek yok. Ne hissettin Emre'yi yıllar sonra görünce?"
Oğuz'un bu hali beni iyiden iyiye korkutmaya başlamıştı. Çenesinde ki kasların seyirmesi ile gözlerini kapatııp normalden daha uzun süre sonra açtı ve direk benimle göz teması kurdu. Bende gözlerimi saniye olsun ondan ayırmadan lafa girdim;
"Hiçbirşey hissetmedim. Hatta bunu ona da söyledim. Benden özür diledi günah çıkarmaya çalıştı ama ondan artık nefret bile etmediğimi benim için bir yabancıdan farklı olmadığını söyledim" dedim.
Kızarıklığı yavaş yavaş geçmeye başlayan Oğuz derin bir nefes verip "peki gerçekten de öylemi düşünüyorsun yoksa ona mı öyle söyledin?" diye sordu. Göz temasımı kesmeden;
"Açıkçası birgün görünce ne yaparım diye hiç düşünüp prova yapmamıştım. Ama yüzünü görünce ve sesini ilk duyduğum anda bana bir yabancı gibi geldiğini sokakta karşılaştığım herhangi birinden farklı olmadığını hissettim" dedim.
Sorgu sırası bendeydi şimdi.
"Peki siz nerden tanışıyorsunuz onunla?"
" Babalarımız bir ara ortak iş yaptılar. Bizde işin başında durmak için kısa bir süreliğine yurtdışına beraber gittik. Bir çok şey konuştuk aslında ama bu konudan hiç bahsetmemişti. Evlilikten döndüğünü söylemişti ama neden diye sorduğumda benim yediğim boklar yüzünden deyip konuyu geçiştirmişti."
Herşeyin o kadar üst üste gelmesi beni gerçekten çok yormuştu ve evime gidip kendi başıma kalmak istiyordum. Bu akşam annemle babam teyzemlerin mevlidi olduğu için evde olmayacakları Ilgın'da bunu fırsat bilip arkadaşına kalmaya gidecekti zaten. Şuan evde kimsenin olmayacağına o kadar seviniyordum ki. Gidip tek başıma eski günlerimin tekrar karşıma çıkmasına saatlerce ağlayabilirdim. Daha 2 saat önce Leyla hocayla konuşurken onun yüzünden gözyaşlarına boğulduğum adam şuan karşımda benim eski sevgilimin beni nasıl aldattığını dinliyordu ve ben Oğuz'la daha fazla aynı ortamda kalmak istemiyordum. Belki de Oğuz'a karşı hislerimi kendime itiraf ettiğim zamanda Emre ile karşılaşmam bana bir işaretti tekrar böyle bir yola girmemem için. Benim gerçekten Oğuz'dan uzak durmam gerekiyordu. O zamanlar da çektiğim üzüntülerim aklıma geldikçe midem yerinden çıkacak gibi hissetmeme engel olamıyordum.
"Ben kalksam iyi olacak. Teşekkürler beni dinlediğin için. Uzun zaman sonra açılmaması gereken ne kadar konu varsa hepsi tek tek konuşuldu zaten. Eve gitmek istiyorum"
"Yalnız kalmanı istemiyorum."
"ama ben yalnız kalmak istiyorum. Teşekkürler Oğuz gerçekten gitmek istiyorum. Tekrar sağol herşey için"
"Tamam o zaman bekle 2 dakika hesabı ödeyeyim kalkalım"
"Ben tek gitsem daha iyi olacak şurdan bir taksiye atları giderim hemen"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çürük Vişne ile Sarı Papağan (Tamamlandı)
HumorAşık olan ben değildim beni kendine aşık eden oydu. Yani benim hiç bir suçum yokken üzülen ben oldum.