Sabah ilk uyanan bendim. Oğuz gerçekten de dediği kadar uykuya çok düşkündü hatta o kadar düşkündü ki benim o bangır bangır çalan alarmımı bile duymamıştı. Akşamdan giyeceklerimi hazırlamıştım zaten o yüzden çok uğraştırmayacaktı beni ama güneş yakmaya başlamadan denize bir an önce insek iyi olacaktı onunda farkındaydım. Önce kalkıp banyoda giyindim ama plaj elbisemi henüz giymemiştim üzerime. Zaten Oğuz mahrem sayılabilecek bir çok yerime hakimdi utanmayacağımı hissediyorum onun karşısında böyle durmaktan ki birazdan bu avuç içi boyutunda ki bikiniler ile yüzmeye inecektim zaten. Daha sonra yatağın içine geri girip papağanımın yanağına sulu bir öpücük bıraktım. Hafiften uykusu gevşeyen sevgilim beni de kolunun altına alıp altta benim kalacağım şekilde üstüme abanarak tekrar uykuya daldı. Tekrar bir öpücük için kendimi çeviremeyeceğim bir pozisyonda olduğum için bende kulağına üfleyerek uyandırmaya çalıştım. Uyku içinde garip sesler çıkarıp uyanmak istemediğini belli eden Oğuz'a;
"Eğer şimdi uyanmazsan denize kendi başıma giderim ve çok şey kaçırırsın" dedim.
Uykusu iyice hafifleyen ve beni duyduğunu belli eden Oğuz, hı hı dercesine kafasını salladı ve beni daha da altına aldı. Altına biraz daha sokulduğumda üstünde bir şey olmadan uyuduğu için ve benim üzerimde de bikiniden kaynaklı her yerim açık olduğu için tenlerimiz birbirine değmişti.
Serin tenimden huylanan Oğuz neye değdiğini anlamış gibi kafasını hafif kaldırıp gözlerime doğru bakıp boynuma doğru inerek derin bir öpücüğünü bıraktı. Boynuma doğru inerken azıcık üzerimizde ki örtünün yerinden oynaması ile beraber tenlerimizin serinliği birbirine daha çok değmeye başlamıştı. Bu temasın nerden geldiğini anlamaya çalışan Oğuz bakışlarını suratımdan indirip bedenime doğru kaydırdığında ne olduğunu şaşırmış bir vaziyette üzerime doğru hemen doğrulup ne giydiğimi görmeye çalışıyor gibiydi. Daha sonra hemen şaşkınlıkla yataktan kalkmış ve bakışlarını yine gözlerime çevirmişti ama bu sefer çok da iyi baktığını söylemeyeceğim.
"Bu giydiğin şey şuan öylesine giydiğin iç çamaşırın mı yoksa deniz girerken giymeyi düşündüğün bez parçası mı Öyküm?"
Aha yine Öyküm olduk. Sevgilim, vişne çürüğüm, çürük vişnem, aşkım dışında Öyküm diyorsa öhh yani kesin parlayacak bana ateş gibi. Bu düşünceleri aklımdan geçirirken aramızda sadece 3 bilemedin 4 adım olan sevgilimin yanına doğru adımlamaya başlamıştım. Dibine gelip çenesinin altına girdiğim de boyum çok yetişmediği ve gözlerinin içine bakıp beni etkileyemesin diye çenesinin altında konuşmaya başladım.
"Aşkım bu bikini. Yani 2 parçadan oluşan denize, havuza girilmek için yapılan, modacılar tarafından tasarlanan ve ticari amaçla seri üretime geçen bir kıyafet türü. Günlük olarak giyilmesi çok desteklenmese bile bu tarz tatil organizasyonlarında kaçınılmaz oluyor ve inan bana da çok yakıştı. Zaten bana en çok yakışan şey biliyorsun ki vişne çürüğü rengi. Bikinimde o renk haliyle. Aşkım ne olur giyeyim ya hem sen yanımda olacaksın zaten."
"Öyküm tamam uzatma. Ben ister yanında olayım ister içinde olayım ister hiç olmayayım sen bunu giymeyeceksin. Daha fazla tartışmaya da, sevimlilik yapmana da gerek yok ayrıca, boşuna uzatmayalım Yanında daha kapalı bir şeyin varsa giyin çıkalım yoksa alışverişe çıkalım sana denize girmen için bir şeyler alalım."
İnatçı uyuz. Allah'tan anlayışlı insanım ki ağzımı açıp tek kelime laf etmedim ama bunun acısını çıkaracağım senden bak kıskanmak nasıl oluyormuş.
Dolaba yerleştirdiğim deniz malzemelerim arasından kırmızı renkte sadece önünde küçük bir penceresi olan mayokiniyi çıkarıp giydim ve banyodan çıktım. Hayır benim vişne çürüğü ojelerim bile bikinime uygundu kırmızının yanında şimdi bu ojeler hiç güzel görünmüyor bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çürük Vişne ile Sarı Papağan (Tamamlandı)
HumorAşık olan ben değildim beni kendine aşık eden oydu. Yani benim hiç bir suçum yokken üzülen ben oldum.