Mafya mısınız?

262 22 3
                                    

Merhaba Arkadaşlarım,

Diğer bölümlere oranla daha kısa tutmak zorunda kaldığım 28. bölümümüz sizlerle.

Umarım keyif alarak okuyacağınız bir bölüm olur.

Mutlu günler... :)

***

Notu okur okumaz hemen Oğuz'u aradım. Bu psikopat her kimse kafayı ciddi anlamda sıyırmıştı ve bununla baş edecek bir şey bulmamız gerekiyordu.

Telefonda yaşananları anlattığım Oğuz, elimi pakete bir daha sürmememi söyledi, ve gelmek istedi ama saat itibarı ile de gelemeyeceği için bunu yarına bıraktı.

"Yarın saat 12:00 gibi hazır ol, seni alırım Öyküm. Bu iş artık çığırından çıktı, senin evine paket göndermek ne demek oluyor. Geberteceğim bunu yapanı bir bulsam. Annen gördü mü notu falan?"

"Yok görmedi. Oğuz kim bu, ne istiyor bizden, niye bize zarar vermek istiyor ben hiçbir şey anlamıyorum" diye sormamın üzerinden;

"Bilmiyorum sevgilim. Kimse derdi benle belli ki ama senin de benimle olduğunu bildiği için beni neyle tehdit edeceğini biliyor şerefsiz. Halledeceğim ben Öyküm, sen korkma olur mu. Mümkün mertebe de bensiz bir yere çıkma."

"Ben korkmuyorum, bir an önce şu bela bitsin istiyorum artık. Asıl sen bensiz, daha doğrusu bana haber vermeden bir yere gidip beni merakta bırakma."

"Merak etme sen sevgilim, babam ilgileniyor mesele ile zaten. Yarın tüm gün yanımda olursun, toplantıdan sonra alırım ben seni. Hadi, dünde dinlenemedin doğru dürüst zaten, bir dinlen kendine gel. Ne zaman ararsam arayayım telefonuna da cevap ver tamam mı, sen de beni merakta bırakma."

"Tamam aşkım. Ben bir duşa gireceğim şimdi, yazarım yine sana."

"Tamamdır canım."

"Oğuz, ne olur dikkat et kendine. Seni seviyorum unutma."

"Ederim aşkım, sen endişe etme. Ben de seni seviyorum" dedi ve telefonu kapattık.

...

Sabah uyandığımda o kadar yorgun, o kadar halsizdim ki sanki hiç uyumamışım gibi, bütün gece rüzgarda kalmışım gibi tutulmuştum, sızlıyordu her yerim. Çok da normaldi aslında, bütün gece rüyamda şu an hatırlamadığım 1001 tane suratla uğraştım durdum. Ama Selim'in evinde kaldığımız gece gördüğüm rüyayı unutmam gerçekten de mümkün değildi. O kadar tanıdıktı ki sanki o sisler arasında gördüğüm bakış, bir fotoğraf görsem, bir yerde karşıma çıksa işte bu kişi o kişi derim diye düşünüyorum.

Oğuz'un beni almaya geleceğini bildiğim için hazırlanmaya başladım. Anneme onunla buluşacağımı beni almaya geleceğini söylediğim de tanışmak için eve çıkabileceğini söyledi ama çok acele bir işimiz olduğunu söyleyerek bu davetini reddetmek zorunda kaldım. Saat 11:30 da Oğuz arayıp 10 dakikaya kapıdayım deyince ayakkabılarımı giydim ve onun geldim diye aramasını bekledim. Daha sonra dediği gibi 10 dakika sonra gelmişti. Hemen onun aramasının ardından da aşağı inerek yanına gittim.

...

Henüz kahvaltı bile yapmadığını öğrendiğim Oğuz, önce bir şeyler yemek için bir restorana sürdü arabayı. Emirgan sahilinde olan restorana giriş yaptığımız da yine daha önceden geldiği bir yer olacak ki "Hoşgeldiniz Oğuz Bey" diye karşıladılar bizi.

Masaya oturduğumuz da kendi için siparişini söylemeden önce benim siparişimi vermemi bekledi.

"Ben su rica edeceğim sadece"

Çürük Vişne ile Sarı Papağan (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin