Oğuz'u öperek yanıma çekmemin ardından ben uyku sersemi, Oğuz aşk sarhoşu ne olduğumuzu şaşırmış bir halde yakınlaşmaya devam ettik. Birbirimize olan öpücüklerimiz derinleşirken ben kendimi bir anda Oğuz'un ağırlığının altında bulmuştum. İşte bu saatten sonrası uyku sersemliği değil tamamen benim inisiyatifimdi. Ya devam edecektim ya da kendimi geri çekecektim.
Oğuz'u o kadar çok sevdiğimi hissediyordum ki sevgim içime sığmıyor taşacak gibi geliyordu bedenimden ve bunun eksik kalan tek yanının tamamlanması için Oğuz'u en içimde, en özelimde istiyordum.
Oğuz'dan önce hatta daha ben küçücük bir kızken bile hayatım da özel kalmasını istediğim en önemli şeylerden biri de mahremimi evlendiğim kişi ile paylaşmaktı. Bu fikrimin hala arkasındayım ve sanki şu an burada Oğuz'la mahremimi paylaşsam bütün büyü bozulacak, kurbağa prense değil de, prens kurbağaya dönüşecek gibi hissediyordum.
Düşün Öyküm hızlı karar vermen gerekiyor, düşün kızım. Oğuz bana kızmaz kendimi geri çeksem anlayışla karşılar, hem ben hazır değilim ki böyle bir şeye henüz, sanırım bu duyguyu tatmak daha sonraya kalacak, kalsın da...
Dudaklarımı Oğuz'un dudaklarından ayırıp kulağı ve boynu arasına getirdiğimde kısık sesle;
"Duralım mı" dedim.
Soluk soluğa nefesini o da benim boynuma üfleyip evet der anlamında kafasını salladı. Şu an ne kadar zorlandığını biliyordum hatta onu sakinleştirebilmek için bir şeyler de yapabilmeyi çok istiyordum ama özelimi henüz paylaşmaya hazır değildim. Keşke hiç yanıma çekmeseydim onu, keşke hiç başlatmasaydım. Canım sevgilim benim şu an kasıklarında nasıl sızlama vardır kim bilir. Tamam bende de bir hareketlenme olduğunu inkar etmiyorum ama onun gibi olmadığıma eminim. Üzerimden biraz kalkıp kendini dikleştirdiğinde ona yardımcı olabileceğimi söyledim. Nasıl yapacağımı anlamaz bir ifade ile suratıma bakan Oğuz'un göğüslerinin üzerine elimi koyup bunu ilk ve son kez yapacağımı ona söyleyerek onu yatağa geri ittim ve onun üzerinde sadece boxerı varken onun üzerine oturdum. Bir süre orada kalıp onun üzerinde ettiğim küçük hareketler ile bana katılması için onu da teşvik ettim. Onun bunu hayal etmesini sağladım ve sonra zaten küçük bir ıslaklık önünde beliren Oğuz benden müsaade isteyip lavaboya gitti.
Yanıma geri döndüğünde kendini daha iyi hissettiği her halinden belli olan Oğuz'un yanağına masum bir öpücük kondurup sırtımı ona dönüp uykuma kaldığım yerden devam etmeye karar verdim sanki yapabilecekmişim gibi. Az önce yaşadıklarım benim için ilkti, bu kadar duygu yoğunluğu ilkti, birini içimde hissetme arzusu ilkti, birine yaptığım bu iyilik ilkti ve ben hiç utanma duygusu içinde değildim. Eğer bunu yapmasaydım Oğuz bu gece iyi olamayacaktı ve onun iyi olmaması ve sadece bu sebepten uyuyamaması beni daha çok üzecekti. Hayır pişman değilim yaptığım şeyden ama neymiş bu hayatta bir şeyi yapmam demeyecekmişsin dersen başına geliyormuş.
Arkamdan bana sarılan Oğuz'un yanımda ki varlığını hissetmem ile daha güvene alındığımı ve daha emin ellerde olduğumu anlamam çok uzun sürmedi. Kendimi bu güzel adamın kollarına bırakıp uykunun huzurlu semalarına doğru yolculuğa çıkabilirdim.
...
Sabah uyandığım da Oğuz yanımda değildi. Kalkıp evin içinde bakındım ama hiçbir yerde yoktu. Oğuz'u aramak için telefonumu almaya yatak odasına doğru gittiğimde aynaya yapıştırılmış notu gördüm.
"Aşkım ben kızları almaya gidiyorum bizim eve. Notu görünce beni ara görmezsen ben seni arayıp uyandıracağım zaten. Malum Ilgın bilmiyor. Seni seviyorum yanında uyanmak paha biçilemezdi..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çürük Vişne ile Sarı Papağan (Tamamlandı)
HumorAşık olan ben değildim beni kendine aşık eden oydu. Yani benim hiç bir suçum yokken üzülen ben oldum.