Kanada'ya

229 20 6
                                    

Merhaba canım arkadaşlarım,

Yeni bölüm ve neşeli bir ben ile karşınızdayım.

Ufak bir kaçamak yapmaya ne dersiniz? Oğuz ve Öyküm'le küçük bir tatil bence hepimize iyi gelecek ama bu bölüm tatile hazırlık diyelim :)

Bir de düğün bizim düğünümüz malum. Düğün için önerisi olan, kına konsepti seçmeme yardımcı olmak isteyen can arkadaşlarım olursa çok ama çok sevindirik olurum :)

Eleştiriniz olması durumunda yorum yapmayı, beğenmeniz durumunda da minnoş yıldıza tıklamayı unutmazsınız dimi :)

O zaman çok beklemeden yeni bölüme buyursunlar efenim...

Diğer bölüme kadar sağlıcakla kalın .. sizi seviyorum :)

***

"Çenenin bağını senin Selim" diyen Oğuz kırılan potu düzeltmek için direk bana bakarak durumu kurtarmaya çalışır gibi bir tavır takındı ama o daha konuşmaya başlamadan ben lafa girip;

"Ne Kanada'sı Selim, ne zaman gidiliyor?" diye sorumu yönelttim.

Oğuz ağzını açacak gibi olsada elimi onu susturmak için havaya kaldırarak;

"Selim'le konuşuyorum Oğuz 1 saniye" diyerek bakışlarımı delercesine Selim'e çevirdim ve ondan gelecek cevabı bekledim.

"Katılmamız gereken bir iş toplantısı vardı yurtdışı ortaklığı ile ilgili, babamı temsilen ben gidecektim ama işim çıktığı için gidemiyorum, Oğuz'a onu sordum yengecim" diyen Selim daha sonra gözlerini Oğuz'a çevirerek;

"Eee abi ne zaman gidiyorsun" diye sordu.

Oğuz; "haftaya gidiyorum kardeşim, Öyküm'e henüz söylememiştim sağol benden önce sen söylemiş oldun" deyince Uğur ve Selim'in yanında hiç cazgırlık çıkarmadan;

"Hıı öyle mi, ben de önemli birşey diye düşünmüştüm, tamam o zaman. Görüşürüz çocuklar" diyerek Uğur ve Selim'e el sallayıp arabaya bindim.

Otoparktan çıktığımız an arkada oturan Ilgın ve Merve'yi umursamayarak;

"Ne farkı kaldı benim Antalya mevzusunu sana söylemeyişimden şimdi bunun. Uçağa binerken arayıp ben gidiyorum mu diyecektin, bir de önceden planlı olan Kanada seyahatin için" diyerek Oğuz'a giydirmeye başladım.

Beni dinlerken kaşlarını kaldırıp mahcup tavırlar sergilediğini düşündüğüm Oğuz gözlerini yoldan ayırmadan;

"İptal olma durumu vardı, kesinleşmediği için söylemedim" dedi. Ilgın'ın arkadan kıs kıs gülme sesi gelirken Merve'nin de ona katıldığını gördüm kafamı onlara çevirdiğimde.

"Gülün siz gülün. Sizi de göreceğim ben birine böyle bağlandığınızda nasıl oluyormuş anlarsınız beni o zaman" diyerek kızlara patlattım sinirimi.

"Kaç gün kalacaksın peki?" diye tekrar kafamı Oğuz'a çevirip biraz daha sakinleşip detayını öğrenmeye çalıştım iş gezisinin.

"2 gün kesin ama duruma göre belki uzayabilir" dedi.

O esnada yol bitmiş bizim binanın önüne arabayı çekmişti Oğuz. Arabadan inip eve çıktığımızda annemin tartıştığımızı anlamaması için suratıma sahte bir gülümseyiş yerleştirdim ve önden yürümeye başladım.

Merve bize gelmeyerek kendi evine geçerken, Ilgın, ben ve Oğuz annemin açtığı kapıdan içeri girdik ve direk oturma odasına doğru yöneldik.

Çürük Vişne ile Sarı Papağan (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin