Çeşme Yolcuları

312 24 7
                                    

21. Bölümden herkese merhaba arkadaşlar,

Yazın kendini hissettirdiği bu güneşli hatta çok güneşli günlerde "ay esti biraz" sevinci yaşayabildiğimiz mutlu günlerimiz olsun.

Oğuz ve Öyküm'ün bitmeyen tatili gibi hepinize uzun ve eğlenceli güzel tatiller diliyorum.

Herkese iyi bayramlar, keyifli okumalar..

Diğer bölüme kadar sağlıcakla efenim... :)


"Anne sandığın gibi kötü bir şey yok ortada."

"Öyküm sana mı inanacağım, gözlerime mi inanacağım"

"Bana da inan gözlerine de inan annem, neden bu kadar abartıyorsun ki yani."

"Ben mi abartıyorum sana 50 kere yapma dedim" dedi.

İçimden hemen ulan biz annemle Oğuz konusunu hiç konuşmadık bana neyi 50 kez söylemiş olabilir diye düşündüm.

"Anne sen neyden bahsediyorsun şuan da ben anlamadım" dedim.

"Yastığın altına bıraktığın saçlardan bahsediyorum Öyküm neyden bahsedeceğim" dedi.

O an attığım kahkaha ile bütün plajda sesim çınlamıştı hiç şüphem yok bundan. Ben güldükçe annem daha çok bağırıyordu annem bağırdıkça ben daha çok keyif doluyordum. Sonra annemi sakinleştirmem gerektiğini farkederek tekrar konuşmaya başladım.

"Canım annem çok haklısın ama bu da benim takıntım işte ne yapayım. Atamıyorum dökülen saçlarımı, biliyorsun. Unutmuşum kaymağım ben onu yastığımın altında söz gelince onları halledeceğim, bir de üstüne değil odamı tüm evi silip süpüreceğim."

"Evime dokunma kendi odanı düzgün tut yeter. Bu saçları bir daha yastık altında görürsem kafanda dökülecek saç bırakmayacağım senin."

Annem ve boş tehditleri.

"Tamam ponçik annem bırakmazsın, hadi denize giriyorum ben şimdi sonra azarlarsın beni yine olur mu?"

"Tamam hadi dikkat et yakma kendini."

"Yok işte yakmamak için akşamı bekledim zaten annem kapatırsan zamanımdan çalmamış olursun."

"Ay iyi tamam hadi dikkat et kardeşine de Zeynep kızıma da" dedi ve kapattı.

Muhabbetten hiç bir şey anlamadığı belli olan Oğuz bön bön suratıma bakmaya devam ediyordu. Oğuz'un bu haline gülmeye başlayan Ilgın'a bende katıldım ve uzun bir süre daha kahkahalarımı devam ettirdim. Aslında güldüğüm Oğuz değil şu olaydan sıyrılmış olmamdı. Annemin fotoğrafı görüp de aradığını düşünmek benim ömrümden birkaç yılımı almıştı.

Elimi Oğuz'un yanağına koyarak durumu açıklamaya başladım.

"Benim bir takıntım var. Sabahları uyandığımda yatağımı toplarken dökülen saçım varsa toplarım ve yastığımın altına koyarım. Fazlalaşmaya başladığı zamanda gidip bir yerde yakıyorum."

Ağzı açık bana bakan Oğuz yaptığıma bir anlam vermeye çalışarak sebebini öğrenmek istercesine bana odaklanmıştı.

"Ne bileyim takıntı işte. Nazar büyü falan, olağanüstü şeyler olmasın diye" dedim.

"Yok artık be vay anasını kızlar neler de düşünebiliyor" diye tepkisini ortaya koyan Oğuz hala tek eli ağzında, kapatamadığı ağzı ile şaşkınlığını gizlemeye çalışıyordu.

Çürük Vişne ile Sarı Papağan (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin