Bölüm 16

108K 4.3K 412
                                    

Deniz'den...

Sabah uyandığımda artık bu evde o kadar da yabancı hissetmediğimi fark ettim. Bu odayı sevmiştim, Rüzgar dışında evdekileri de sevmeye başlamıştım.

"Sanırım burada yaşayabilirim." dedim esneyerek ve yataktan kalktım. Tembel adımlarla banyoya yöneldim. Buz gibi suyla yüzümü yıkadıktan sonra anca uyanabilmiştim.

Dolabı açıp kıyafetlerle uzunca bir süre bakıştıktan sonra siyah bir kot ve yeşil şeritleri olan beyaz bir gömlekte karar kılmıştım. Gömleğin altından beyaz bir atlet giydim ve gömleğin ucunu düğüm yaptım. Beyaz spor ayakkabılarla da kombini tamamladım.

Son kez aynada kendime baktım. "Bundan sonra ağlayıp da karalar bağlamak yok Deniz!" diye kendime emir verdim. Evet, son zamanlarda hayatımda pek de iyi şeyler olmadığı bir gerçekti. Ama artık bunu kabullenmeli ve hayatıma devam etmeliydim. Yine eskisi gibi sürekli gülümseyen, enerjik, konuşkan halime dönme vakti gelmişti.

Merdivenleri koşarak indim ve direkt mutfağa yöneldim. Kendimi çok aç hissediyordum. Mutfağa girdiğimde herkes sessizce kahvaltılarını ediyorlardı. Kimseden ses çıkmıyordu. Çatal ve bıçağın seramik tabakta bıraktığı ses bütün mutfakta yankılanıyordu.

"Cenaze var da benim haberim mi yok?"

Somurtkan bir suratla onlara bakarak söylemiştim. Herkes dönüp bana baktı. Yeliz ayağa kalkıp, "Buyurun oturun. Size bir tabak koyayım ben." deyince, "Hiç kalkma ve otur çünkü size benim diğer yüzümü göstereceğim." diyerek onu sandalyesine oturttum.

Masadaki herkes şaşkın ve anlamayan gözlerle bana bakıyordu. "Korkmayın, korkmayın! Ölü gibisiniz, sizi biraz canlandıracağım sadece." dedim ve Gökalp'in yanına gittim.

"Telefonunu verir misin lütfen?"

"Bunun iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum Deniz."

"Hadi ama sadece bir şarkı açacağım." Ellerimi birleştirip yalvarır gibi yaparken, "Lütfen." dedim.

Kaşlarını çatıp bana bakınca, "Gerçekten sadece şarkı açacağım." dedim ve ağzının içinden bir şeyler homurdanarak telefonu bana uzattı.

Hemen youtube'a girip derslerimde sürekli kullandığım hareketli şarkılardan birini açtım ve sesini yükselttim. Ses bütün mutfakta yankılanmaya başlayınca herkes korku dolu gözlerle birbirine bakmaya başladı.

"Sakin olun, sadece bir şarkı bu."

Yeliz yanıma gelip, "Lütfen kapatın müziği Deniz Hanım. Rüzgar Bey evde müzik çalınmasından nefret eder."

"Rüzgar'ın müziğin ne olduğunu bildiğinden bile şüpheliyim. Bir insan nasıl evde yüksek sesle müzik dinlemez!" Yeliz'i omuzlarından tuttum ve yerine oturttum. "Şimdi herkes beni izliyor." deyip mutfağın ortasındaki boş alana geçtim. Müzikle birlikte ritim tutmaya başladım ve yavaş yavaş müziğin bedenimi ele geçirmesine izin verdim. Oldukça hareketli bir müzikti ve bende ona ayak uydurmak için çok hızlı hareketler yapıyordum. Şarkıya eşlik ederken mimiklerimi de kullanmaya özen gösteriyordum. Şaşkın gözler yavaş yavaş yerini gülümseyen ve izlediği danstan keyif alan ifadelere bıraktı.

Hemen yakınımda duran Gökalp'i tuttuğum gibi çektim. "Hadi bana eşlik et." derken elini tuttum ve hızla dönüp beni sarmasını sağladım. "Şimdi beni geriye yatır." Gökalp boştaki elini belimin kıvrımına yerleştirdi ve beni hızla geriye doğru yatırdı. Ben de düşmemek için boynuna sıkıca tutundum. Başımı da geriye atmıştım sonra yavaşça kaldırdım. Gözlerim Gökalp'in dövmesine takıldı. Anlamadığım dilden bir şeyler yazıyordu.

KURBANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin