KURBAN 2-Bölüm 20

11.6K 540 63
                                    

Gökalp'ten...

8 yıl önce...

"Suçluluk duygusu!"

"Suçluluk duygusu mu? Ne yani Rüzgar'ın problemi bu mu? Biraz daha anlayabileceğim şekilde anlatır mısınız doktor hanım?"

"Bakın Gökalp Bey, suçluluk duygusu kişilerin birtakım sebeplerden ötürü bilinçli ya da bilinçsiz olarak kapıldıkları ve kendileriyle ilgili değer yargılarını derinden sarsan ve içten gelen güçlü bir duygudur. Kişi yanlış bir şeyler yaptığını düşündüğü için kendini suçlar, asla kendini affedemez ve bu tecrübeyi geçmişte bırakıp hayatına devam edemez."

Doktorun söylediği her bir kelime daha fazla endişelenmeme sebep oluyordu ama ben dikkatli bir şekilde onu dinlemeye devam ettim.

"Suçluluk duygusu beraberinde mükemmeliyetçilik, kızgınlık duygularını atamama, affedememe, depresif ruh hali, endişe, korku ve daima kontrollü olma ihtiyacı gibi özellikleri de getirir."

Kaşlarımı çatarak, "Ne yani, bunların hepsi Rüzgar'a olacak mı?" diye sorunca doktor derin bir nefes alıp yanıtladı.

"Evet ya da hayır gibi kesin cevaplar veremem size. Şu an Rüzgar'da birkaç tanesini görebiliyorum. Eğer iyi bir tedavi uygularsak durumun iyiye gideceğini garantileyebilirim fakat..."

Doktor bir an susup devam etmeyince endişelenerek, "Fakat ne?" diye sordum.

"Fakat Rüzgar tedaviyi kabul etmiyor. Böyle psikolojik vakalarda öncelikle hastanın iyileşmeyi istemesi gerekiyor. Hatta daha da öncesinde hasta olduğunu kabul etmesi gerekiyor."

"Ama Rüzgar hasta olduğunu da kabul etmiyor öyle değil mi?"

Doktor olumlu anlamda başını sallarken, "Evet." diye fısıldadı.

"Peki ne yapmalıyım? Rüzgar bana emanet. Rahmetli babasının benden istediği son şey çocuklarına göz kulak olmamdı. Ama şimdi elimden bir şey gelmiyor."

"Onu burada tedavi edemeyiz ama siz sürekli onun yanında olursanız ve beni Rüzgar'ın durumu hakkında bilgilendirirseniz sizi yönlendirebilirim."

"Tabii ki hep onun yanında olacağım. Şimdi süreç nasıl olacak, yani Rüzgar'a nasıl yardımcı olabilirim?"

"Bakın, suçluluk duygusu aşılamaz bir engel, yıkılamaz bir duvar olarak düşünüldüğünde depresyona doğru giden dikenli bir yola sokar insanı. Oysa bu duygulardan kurtulmak insanın kendi elindedir ve yapması gereken ilk şey, geçmişi geçmişte bırakmak, kabullenmek, şu an ve şimdiyi yaşamaktır. Size düşen Rüzgar'ın geçmişine sünger çekmesini sağlamak."

"İyi de bunu nasıl yapacağım?"

"Size bunu yapın diyemem. Ama şunu söyleyebilirim, suçluluk duygusunun temelinde hep yaşanan olayların sonucuna odaklanmak yatar. Oysaki bu, başka olayların, kişilerin ve durumların da işin içinde olduğu bir süreçtir. Çünkü hiçbir şey birdenbire, sebepsiz yere ortaya çıkmaz."

Karmakarışık olmuş aklımla öylece kalakaldım. Ne yapmalıyım, nereden başlamalıyım hiç bilmiyorum.

"Hayat bazen yeni bir kapı açmak için eski kapıları kapatır. İnsan karanlıkta ve yapayalnız kaldığını hisseder ama bilmez ki ışık birkaç adım ötesindedir. İhtiyacı olan tek şey o karanlıkta ona yol gösterecek olan biridir ve görüyorum ki Rüzgar öyle birine sahip."

...

"Gitme Deniz, gitme!"

"Karanlıktaydık biz Deniz, Rüzgar da ben de. Ona yol göstermesi gereken kişi benken, ben de yolu kaybettim. Rüzgar'ın yanındayım evet, onu düşünüyorum, koruyorum, onun için endişeleniyorum evet ama ikimiz de kaybolduk. Sonra sen hayatımıza girdin ve ışığınla bize yol gösterdin. Gün geçtikçe Rüzgar'ın nefreti dindi ve o da senin ışığına sığındı. Bunu gördüm, Rüzgar'ın gözlerinde bunu gördüm Deniz!"

KURBANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin