Rüzgar'dan
"Özür dilerim!"
Bunu söylemenin bu kadar zor olacağını hiç düşünmemiştim ama Deniz'den özür dilemek zorundaydım. Şimdi kollarımın arasında aldığı her nefeste vücudunun acıyla titremesinin sebebi sadece bendim.
Onu orada öylece bıraktığımı düşünmesini istemiştim. Yabancısı olduğu bir mekânda ve insanların arasında kendini yalnız ve çaresiz hissetmesini istemiştim, tıpkı benim de Yağmur'un yokluğunda hissettiğim gibi. Ama yapamadım ve arabanın içinde onun gece kulübünden çıkmasını bekledim.
Yolun kenarına gelip bir taksi durdurdu. Tam bu sırada cam tıklatılınca dönüp baktım. Buse yüzünde aptal bir gülümsemeyle kapıyı açtı ve yüzü bana dönük bir şekilde kucağıma oturdu. Kollarını boynuma sarıp beni öpmeye başladığında onu tutup kendimden uzaklaştırarak, "Ne yapıyorsun kızım sen!" diye azarladım.
"O benim yerimi alamaz!" deyip durdu. Bu kızın pes etmeye gerçekten de niyeti yoktu. "Saçmalamayı kes! Seninle işim çoktan bitti!" diyerek onu kucağımdan indirdiğim sırada kapıyı tutarak, "Bunun sebebi sadece sen olacaksın." deyip kapıyı hızla çarptı.
Deniz'in durdurduğu taksi yola çıkınca Buse'yi görmezden gelerek hemen peşine düştüm. Fakat arabanın eve gitmediğini fark edince hızlanıp önüne geçerek onu durdurdum. Deniz'in hiç binmediğini öğrenince şaşkınlık, endişe ve öfke karışımı duygularla küfürler yağdırarak tekrar gece kulübüne döndüm. Lavabolara, ara sokaklara hatta birkaç sokak ilerisine bile baktım ama Deniz hiçbir yerde yoktu. Onu arayabileceğim bir telefonu bile yoktu.
Eve gelip Gökalp'ten, Deniz'in kan revan içinde eve döndüğünü öğrenince resmen beynimden vurulmuşa dönmüştüm. Bütün taşlar yerine oturmuştu. Buse birkaç dakika dikkatimi dağıtmış bu sırada da Deniz'i almışlardı.
Merdivenleri tırmanırken aklıma Buse'nin, "Bunun sebebi sadece sen olacaksın!" sözleri gelince suçlulukla adımlarımı daha da hızlandırdım.
Kapıyı açmaya çalıştığımda kilitli olduğunu görünce, "Lanet olsun Deniz!" diye söylenerek güçlü bir tekme attım. Kapı gürültülü bir şekilde açıldı ve duvara çarptı. Hemen içeri girip etrafa bakındım. Göremeyince de banyoya yöneldim.
Banyonun kapısını açtığımda Deniz'in perişan bir halde küvetin içine oturduğunu, acı dolu ve suçlayıcı gözlerle bana baktığını görünce başımdan aşağı kaynar suların döküldüğünü hissettim. İçimdeki Rüzgar, "Ne bekliyorsun oğlum! Git kıza sarıl, yaralarını sar!" diye haykırsa da onu dinlemek istemiyordum ama yine Buse'nin, "Bunun sebebi sadece sen olacaksın!" diyen sesi bir tokat gibi suratıma çarpınca, "Sadece bir süre." diye geçirdim içimden. "Sadece kısa bir süre ona olan nefretimi ve öfkemi unutacağım."
...
Deniz huysuzca kollarımın arasında kıpırdayınca uyurken bile canının yandığını anlamıştım. Yavaşça başını yastığa bıraktım ve banyoya gidip ilk yardım malzemelerini getirdim. İlk önce ellerinin içine krem sürüp sardım. Dudağının kenarındaki yaraya da krem sürerken yüzünü buruşturunca ellerimi hızla çektim ve yüzünün eski halini almasını bekledim. Suratına şiddetli bir tokat yemiş olmalı diye düşündüm ve bunu düşündüğüm an bütün bedenim öfkeden cayır cayır yanmaya başladı. O bana aitti ve benim olana kimse dokunamazdı.
Bunu Buse'nin yaptırdığına emindim ama sadece kime yaptırdığını bilmiyordum.
"Müsaade var mı?"
Gökalp'in sesiyle düşüncelerimden sıyrılıp başımı kapıya çevirdim. Gökalp ve Yeliz hemen kapının dışında endişeli gözlerle bana –aslında Deniz'e– bakıyorlardı. Hızla yorganın kenarını çekip Deniz'in üzerini örttüm ve yerdeki ıslak tişörtü alıp tekrar üzerime geçirdim sonra da onlara dönerek, "Gelebilirsiniz." dedim. Gökalp iki adım atmıştı ki Yeliz onu kenara itip koşarak yatağın yanına geldi. "Deniz Hanım!" demesiyle gözlerinden yaşların akması bir olmuştu. Bu kadın ne ara Deniz'e bu kadar çok bağlanmıştı? Aslında bu onun suçu değildi. Deniz insanları hemen etkisi altına alabilen bir kadındı. Onları bir şekilde etkileyip kendine çekiyordu ve karşı taraf bu çekimden asla kurtulamıyordu. "Acaba ben de..." diye içimden geçirdiğim an. "Hayır hayır, asla öyle bir şey olmayacak!" diye sesli olarak yarım kalmış sorumu yanıtladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURBAN
RomanceWATTYS 2017 KAZANANI✓✓ "Nefrete KURBAN Edilmiş Bir Aşk, Sizce Galip Gelebilir Mi?" Bir tarafta Toprak'a doğrultulmuş bir silah diğer tarafta ise Rüzgar ile evlenmek.... Bu nasıl bir ikilem. Bu nasıl bir çaresizlik. ...