Merhaba wattpad ailem düğün balayı derken bölüm arası uzadı biliyorum. Yeni bölümlerle kaldığımız yerden devam :):)
Gözlerimi açtığımda yatakta tek başıma uyuyordum. Rüzgar ortalarda görünmüyordu. Hızlıca kalkıp banyoya gittim ve hâlâ yerde olan kıyafetlerimi üzerime geçirdim. Evin içine biraz daha göz gezdirdikten sonra dışarı çıktım.
Rüzgar arabanın kaputuna oturmuş sigara içiyordu. Gitmek için beni beklediğine emindim.
Çantamı aldım ve çıkmadan son defa eve baktım. Daha sonra kapıyı kilitleyip anahtarı yine saksının altına bıraktım.
Arabaya doğru yürümeye başladığımda Rüzgar'a bakıyordum ama o elindeki sigarasından son bir nefes alıp yere attı ve gidip şoför koltuğuna oturdu.
Bu tavırlar da neydi böyle? Bir merhaba ya da günaydın yok muydu yani? Dün gece bana karşı gayet iyiyken şimdi suratıma bile bakmıyordu.
Arabaya binip kemerimi bağlarken, "İstersen arabayı ben kullanayım. İyi görünmüyorsun." dedim. Sesim oldukça tedirgin çıkmıştı.
Rüzgar beni görmezden gelerek arabayı çalıştırdı ve hızlı bir hareketle dönerek orman yoluna girdi. Bu, eve gidene kadar sesimi kesmem gerektiği anlamına geliyordu. Bu yüzden arkama yaslandım ve tek kelime dahi konuşmadım.
Şehre girince evin yoluna değil de başka bir yola sapınca ona baktım ama yüzünde hâlâ o soğuk ifade olduğu için nereye gittiğimizi soramadım. Biraz daha ilerleyip tanıdık sokaklara girince iyice merak ettim. Sürekli Rüzgar'a bakıyordum ama bir türlü sormaya cesaret edemiyordum.
Evimin önünde arabayı durdurduğunda ağzım açık bir şekilde bakakaldım.
"Neden buraya geldik?" diye en sonunda cesaret edip sorduğumda Rüzgar bana bakmadan cevap verdi: "Abini göreceksin!"
"Ne?"
Toprak'ı göreceğimi mi söylemişti gerçekten? Beni ondan ayırmak için bu kadar çok şey yapmışken, ondan habersiz Toprak'ı gördüğüm için beni cezalandırmışken şimdi kendi elleriyle mi beni abime getiriyordu?
"Sadece bir saatin var Deniz!"
"Se-sen ciddisin!" dedim şaşkınlığımdan dolayı kekeleyerek.
"Evet! İn hadi!" Bana bakmadan konuşmuştu.
"Bunu neden yapıyorsun?" diye sorarken gerçekten de nedenini çok merak ediyordum ama en çok da bunun yine bir oyun olmasından korkuyordum.
"Sadece bir telafi." dediğinde suratımı asarak, "Sen sürekli beni üzüp sonra da telafi mi edeceksin?" diye sitem ettim. Aslında bu hareketi çok hoşuma gitmişti. Beni üzüyordu evet ama sonrasında pişman oluyordu. Bundan adım gibi emindim.
Onun tek sorunu öfkesini kontrol edememesiydi.
"Şimdi seni göndermekten vazgeçeceğim Deniz!" diye bağırarak bana dönünce başımı hızla iki yana sallayarak, "Tamam, tamam vazgeçme, gidiyorum." deyip arabadan çıkmak için hareketlenince, "Bekle!" dedi.
Ona dönüp soran gözlerle baktığımda, "Sabah aynaya bakmadın mı sen?" diye sordu.
"Y-yo neden, ne var ki?" diye sorarken hemen karşımdaki aynayı indirip baktım.
Şaşkınlıktan gözlerimi kocaman açarak, "Dudaklarım?" diye haykırdım.
Ona dönüp, "Neden böyle olmuş ki?" diye safça sorduğumda Rüzgar önce alaycı bir şekilde gülümsedi sonra da yüzüne ciddi bir ifade yerleştirdi. "Sence?" derken başparmağını dudağının kenarında gezdirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURBAN
RomanceWATTYS 2017 KAZANANI✓✓ "Nefrete KURBAN Edilmiş Bir Aşk, Sizce Galip Gelebilir Mi?" Bir tarafta Toprak'a doğrultulmuş bir silah diğer tarafta ise Rüzgar ile evlenmek.... Bu nasıl bir ikilem. Bu nasıl bir çaresizlik. ...