Rüzgar'dan
"Gelmen neden bu kadar uzun sürdü? Alt tarafı Deniz'i eve bırakıp dönecektin!"
"Aslında Deniz'i eve bırakmadım."
"Ne demek eve bırakmadım, Gökalp!" Ayağa kalktım ve ona doğru ilerledim.
"Bak, kız nereyse kaza yapıyordu ayrıca bir sinir krizi de geçirdi. Sen de gördün hatta onu sen sakinleştirdin..." Daha fazla uzatmaması için sözünü keserek, "Eee yani?" diye bağırdım.
"Deniz onu okula bırakmamı istedi ve oraya götürdüm. Ama akşam gidip alacağım, bir problem çıkacağını sanmıyorum.
"Sen ne yaptın! Nasıl bana sormadan böyle bir şey yaparsın Gökalp?" Onu güçlü bir şekilde kenara ittim ve hızla kapıya yöneldim.
"Rüzgar fazla tepki veriyorsun. Kız seninle evli, nereye gidebilir?"
Dönüp öfkeyle ona baktım ve "Soyadımı o kıza verirken aklımdaki tek şey abisini bir daha görmemesiydi. Ama sen bir çuval inciri berbat ettin Gökalp! Kendi ellerinle Deniz'i abisine götürmüşsün!" Sona doğru sesim yüksek çıkmıştı.
"Onu okula bıraktım Rüzgar, abisine değil."
Ona inanamayan bir bakışla, "Sence sadece okulda mı kalacak ha! Bu kadar aptal mı?" Ona doğru bir adım attım ve işaret parmağımı ona doğrultarak, "Sen bu kadar aptal mıydın?" dedim. Şaşkınlığım ve öfkem sesime yansımıştı.
"Ona güvenmek istedim Rüzgar." dedi. Sesi bir fısıltı gibi çıkmıştı.
"Sana onun, o masum yüzüyle seni kandırmasına izin verme demiştim Gökalp!" dedim ve kapıya doğru ilerlemeye başladım. Sırtım ona dönük çıkışa doğru ilerlerken tekrarladım, "İzin verme demiştim!" Sonra da ofisten çıkıp kapıyı arkamdan gürültülü bir şekilde çarptım.
Arabaya atlayıp okula doğru sürmeye başladığımda dikiz aynasından Gökalp'in beni takip ettiğini gördüm. Ona ne kadar bağırırsam bağırayım beni asla yalnız bırakmıyordu. Ama bu konuda sonuna kadar ben haklıydım. Haklı olduğumu okula gittiğimizde Deniz'i bulamayınca Gökalp de görmüş oldu. Başını eğip gözlerini benden kaçırınca gidip omzunu sıktım. Bu hareketim aslında birçok sözden daha etkiliydi. Kendini suçlu hissediyordu, suçsuz da sayılmazdı ama o hatalarına tolerans gösterebileceğim bir arkadaştı.
Başını kaldırıp bana baktı. "Gidelim." dediğimde başıyla onayladı ve hemen arabasına bindi. Ardından ben de kendi arabama bindim.
Toprak'ın evinin önüne geldiğimizde Gökalp'e arabada kalmasını söyledim ama bunu yapmayacağından adım gibi emindim. Sonra gidip şiddetli bir şekilde kapıyı yumrukladım. Kapıyı Toprak açmıştı ama ben bakışlarımı onun hemen arkasında duran Deniz'e kilitledim. Toprak bir şeyler söyleyip kapıyı kapatmaya çalışsa da onu görmezden gelip içeri girdim. Deniz'e doğru ilerledim, korkuyla birkaç adım geri gitmişti ama onu kolundan sıkıca kavradım. Canı yanmış olacaktı ki hemen yüzünü buruşturdu. Bir kadına fiziksel bir acı vermekten elbette hoşlanmıyordum ama Deniz bunu hak etmişti. Onu korkutmak için biraz canını yakmam gerekiyordu. İşte o sırada Yağmur'un sesini duydum, o narin elleriyle kolumu tutarak Deniz'i bırakmamı söylüyordu. Direkt yüzüne bakmak istemedim çünkü ona hâlâ çok kızgındım ama ufacık bir kaçamak bakışla bile onun nasıl da sefil bir hayatın içinde olduğunu anlamıştım.
Üzerinde pek de yeni olmayan bir kıyafet vardı ve saçlarını da her zaman evde olduğunun aksine dağınık bir şekilde toplanmıştı. Bütün vücudum öfkeden titremeye başladı. Ben ona daha iyi ve daha rahat bir hayat yaşatmak için kendimi bile unutarak çalışırken Toprak'ın ona bahşettiği bu sefil hayat sırtıma saplanmış bir hançer gibiydi. Yağmur bunlar için mi ona sunduğum şahane imkânları bırakmıştı? Aklım bir türlü bunu almıyordu. Ona kızgınlığım daha da artmıştı ve ellerini hızla itip Deniz'i çekmeye başladım. Ne olduğunu anlamadan suratımda hissettiğim acıyla yana doğru bir adım attım. Toprak'ın bana yumruk attığını anladığımda hemen doğrulup ona güçlü bir yumruk attım. Kapıya çarpıp yere yığıldı. Yağmur hemen koşarak ona gitti. Beni görmezden gelerek az önce abisine yumruk atan o adamın yanına gitmişti. Biz ne zaman bu hale geldik diye içimden geçirdiğim an kalbim paramparça olmuştu. Derin bir nefes alıp kendimi toparlamaya çalıştım ve Deniz'i tekrar çekerek kapıya yöneldim. Bu sırada Toprak bir yumruk daha atınca öfkeden kendimi kaybettim ve Deniz'i bir kenara itip belimdeki silahı çıkardım ve Toprak'a doğrulttum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURBAN
RomanceWATTYS 2017 KAZANANI✓✓ "Nefrete KURBAN Edilmiş Bir Aşk, Sizce Galip Gelebilir Mi?" Bir tarafta Toprak'a doğrultulmuş bir silah diğer tarafta ise Rüzgar ile evlenmek.... Bu nasıl bir ikilem. Bu nasıl bir çaresizlik. ...