*2*

786 85 59
                                    

Ağrıyan başımla zorlukla gözlerimi açmaya çalıştığımda gözlerimin bağlı olduğunu fark ettim. Ellerim ve ayaklarım bağlıydı. Sert zeminde ellerim ve ayaklarım bağlı bir şekilde baygın yattığım için her yerim tutulmuştu. Bedenim ise soğuktan titriyordu ama şuan bunların hiçbiri umurumda değildi. Bir an önce buradan kurtulmalıydım ama nasıl?

Önce nerede, nasıl bir yerde olduğumu bilmem gerekiyordu ki bu kapalı gözlerle imkansızdı. İlk yapmam gereken gözlerimi açmaktı. Bağlı ellerimle gözlerimi nasıl açacağımı düşünürken kapının açılma sesiyle hareketsiz bir şekilde kalmıştım. İçeri giren kişi birkaç adım ilerledikten sonra adımlarını durdurmuştu. Korkak ve bir o kadar da çaresiz çıkan sesimle konuşmaya başladım.

(Min Ji)- Kim var orada?

Soruma cevap olarak adım seslerini almıştım. Tam önümde durmasıyla artık nefes alamaz olmuştum. Fazlasıyla korkuyordum. Soğuktan titreyen bedenim şimdi bir de korkudan titriyordu. Çaresizce neler olacağını beklerken gözlerimdeki bezin açılmasıyla karanlığa alışmış gözlerim fazlasıyla acımıştı. Kapattığım gözlerimi bir süre açamamıştım. Gözlerim sonunda alışmış ve yavaşça aralamıştım. Karşımdaki adamın sadece gözlerini görebiliyordum. Yüzünü maskeyle kapatmış ve kapşonlusunu başına geçirmişti. Gözlerimin önüne silahla, yüzü kanlar içindeki adamı öldürdüğü gelince korkum iki katına çıkmıştı. Her an beni de öldürebilirdi. Kendimde, gözlerine bakacak cesareti bulamayınca bakışlarımı yere indirip konuşmaya başladım.

(Min Ji)- Neden beni burada tutuyorsun? O sokakta ben bir şey görmedim. Bırak lütfen beni.

Gözlerimdeki yaşı engelleyemezken kısa bir süre sonra gözlerimin önünde bir kağıt sallandı. Üzerindeki yazıyı okuyunca şaşırmıştım.

- Kimsin?

Neden konuşmak yerine kağıda yazmıştı? Ah! Şimdi bunun ne önemi vardı ki! Ne cevap verecektim? İsmimi söylemeli miydim? Ama böyle birine nasıl güvenebilirdim ki? Ne yapacağı belli olmaz. Ama eğer söylemezsem bana kötü şeyler de yapabilir. En basitinden tecavüz edebilir. Aklıma gelen düşüncelerle korkum daha fazla artarken gözümün önündeki kağıt çekilmiş ve kısa bir süre sonra üzerine yeni yazılmış bir yazıyla tekrar gözlerimin önüne getirilmişti.

- Sorduğum soruya cevap ver!!

Şimdilik tek yapabileceğim şey söylediklerini yapmaktı. Eğer yapmazsam bana daha kötü davranabilir, beni öldürebilirdi.

--------------------------------------------------------

Belirti 1

Hayatta kalabilmek ve başına daha kötü bir şey gelmemesi için onun söylediklerini yapmak.

--------------------------------------------------------

(Min Ji)- Ki-Kim Min Ji

Siyahlı adam kağıdı gözlerimin önünden çektikten sonra gözlerimi yavaşça yerden alıp ona çevirdim. Dikkatle kağıda bir şeyler yazıyordu. Hala neden konuşmadığını merak ediyordum ama korktuğum için soramıyordum. Kağıt tekrar gözlerimin önüne uzatıldığında üzerindeki yazıyı okumaya başladım.

- Hayatından bahset. Sakın yalan yanlış şeyler söyleme!

(Min Ji)- Türkiye'de doğdum. 22 yaşındayım. Buraya işim için geldim. Bilgisayar mühendisiyim.

İstemeyerek birkaç cümle kurduktan sonra sessizliğimi korumuştum. Hayatta kalabilmek için bu psikopat adamın söylediklerini, daha doğrusu yazdıklarını yapmak zorundaydım. Başka çarem yoktu. Gözlerimin önünde sallanan yeni bir kağıtla düşüncelerimden uzaklaşıp yazıyı okumaya başladım.

- Ailen?

(Min Ji)- Türkiye'de.

- Arkadaşın var mı?

(Min Ji)- İş yerinde birkaç tane var ama yakın değiliz.

- Güzel. Dün gece o sokakta ne yapıyordun?

(Min Ji)- İşten dönüyordum. İşim geç bitmişti.

- Keşke biraz daha oyalansaymışsın. Yazık olacak sana.

Son okuduğum yazıyla birlikte gözyaşlarım daha fazla akmaya başlamıştı. Kesin beni öldürecekti. Hemen konuşmaya başladım.

(Min Ji)- Bırak beni. Lütfen.

- Kapa çeneni ve sakın kaçmaya çalışma! En küçük bir yanlışında hayatına son veririm. Dün gece, o sokakta gördüğün adam gibi olmak istemezsin değil mi?

Artık yazıları bulanıklaşan gözlerimden dolayı zorlukla okuyordum. Çaresiz bir şekilde hıçkırıklarım odada yankılanırken son kez konuşmaya başladım

(Min Ji)- Gitmeme izin ver lütfen. Polise gitmeyeceğim, herhangi birine söylemeyeceğim. Lütfen bırak beni.

Siyahlı adamın odayı terk etmesiyle her yer tekrar karanlığa bürünmüştü. Hıçkırıklarım odada yankılanırken hala beni bırakması için yalvarıyordum. Bir süre sonra soğuktan ve korkudan titreyen bedenim yorgun düşmüş ve ağlamaktan kızarmış, şişmiş gözlerim kapanmaya başlamıştı. En sonunda kapanmış gözlerimden hala gözyaşları akmaya devam ederken kendimi uykunun kollarında bulmuştum.

Gözlerimi zorlukla açtığımda karşımda yemek tepsisi gördüm. Yattığım sert zeminde doğrulmaya çalışırken üzerimde bir örtü hissettim. Ellerime baktığımda ipleri göremeyince şaşkınlığım zirveye ulaşmıştı. Üzerimdeki örtüye biraz daha bürülendikten sonra bileğimi ovmaya başladım. İpleri çözmek için uğraşırken bileklerim yara olmuştu ve şimdi fazlasıyla acıyordu. Gözlerim yemek tepsisini bulduğunda yanındaki not dikkatimi çekmişti. Hemen alıp üzerindeki yazıyı okudum.

'' Yemeği ye! İpleri çözdüm diye sakın kaçmaya çalışma! Zaten kaçabilecek bir yerin yok!''

Gözlerim tekrar dolmaya başladığı sırada not kağıdını yemek tepsisinin olduğu tarafa atıp düşünmeye başladım. Buradan nasıl kurtulabilirim? Dizlerimi daha çok kendime doğru çekip gözlerimi odada gezdirmeye başladım. Bu küçük ve soğuk odayı sadece küçük bir pencere aydınlatıyordu. O pencereden kaçmaya çalışsam sığabilirdim ama bir sorun vardı. Pencere fazlasıyla yüksekteydi ve odada hiçbir şey olmadığı için pencereye ulaşmam imkansızdı. Kapıdan ise kaçamazdım. Duvarlardan da geçemeyeceğime göre burada kalmıştım. Tek yapabileceğim bir şey vardı o da hayatımın sona ermemesi ve başıma daha kötü bir şeyin gelmemesi için onun söylediklerini yapmaktı.


Bir bölümün daha sonuna geldik. İnşallah beğenerek, eğlenerek okuduğunuz bir bölüm olmuştur. İlk bölümler biraz sıkıcı olabilir ama merak etmeyin. Kısa bir süre sonra daha güzel bölümlerle karşınızda olacağım. Lütfen vote vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Arkadaşlarınıza da tavsiye ederseniz çok sevinirim. Bir sonraki bölümde görüşmek üzereee =)

SARANGHAEEEE ^^

Stockholm & FilofobiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin