Bir kitabın daha sonuna geldik :) Finali yazıp bitirdiğimde gerçekten çok duygulanmıştım. Çünkü diğer kitaplarımda da olduğu gibi kurgumu büyük bir heyecanla ilerletmiş ve bölümleri sevinçle yazmıştım. Bir daha bu kitabıma bölüm yazmayacağımı düşünmek ise beni gerçekten üzmüştü. Bende az da olsa bu üzüntüyü bastırabilmek için yeni bir kitaba başladım :) Bu kitabımda da beni yalnız bırakmayan, voteleri ve bol bol yorumlarıyla kitabıma renk katan herkese teşekkür ederim. Yeni okuyucularıma da çok çok teşekkür ederim. Tabii bir de hayalet okuyucularım var :) Vote veye yorum yapmasanız da kitabımı okuyan gizli okuyucularıma da teşekkür ederim. 18.09.2017 tarihinde yeni çalışmamla karşınızda olacağım. Lütfen o zamana kadar beni bekleyin ^^ Birkaç gün sonra bu kitabımdan tanıtımı yayınlayacağım. Kütüphanenizden çıkartmayın lütfen :) Yeni hikayelerde tekrar buluşmak üzere, hoşça kalın Stockholm & Filofobi Ailesi =)
SARANGHAEEEE ^^
---Min Ji---
Kısa sürede Jimin'in evine gelmiştik. Arabayı park ettikten sonra eve doğru ilerlemeye başlamıştı. Bende arkasından onu takip etmeye başlamıştım. Soğuk hava kendini bir kez daha belli ettiğinde omuzlarımdaki cekete daha sıkı sarılmıştım. Ceketteki kokuyu derince içime çektikten sonra Jimin'in arkasından eve girmiştim. Ceketi hiç bırakmak istemesem de yerine asmıştım. Salona doğru ilerledikten sonra koltuklardan birine Jimin, karşısındakine de ben oturmuştum. İkimiz de hala konuşmuyorduk. Ortamdaki uzun süreli sessizlik gerilmeme neden olmuştu. Bir de Jimin'in gözlerini üzerimde hissetmek daha da gerilmeme yol açıyordu. Derin bir nefes alıp verdikten sonra kucağımdaki ellerime bakmayı devam ettirmiştim. Bir hareketlilik olduğunda ne yaptığına bakmak için gözlerimi ona çevirmiştim. Karşımdaki koltuktan kalkıp benim olduğum koltuğa gelmiş ve bana dönerek oturmuştu. Bir süre ne oldu dermişçesine yüzüne baksam da bana bakmaya devam etmişti. Gözlerimi tekrar kucağımdaki ellerime çevirdiğimde sesi kulaklarımı doldurmuştu.
(Jimin)- Çok güzelsin.
Gözlerim şaşkınlıkla tekrar Jimin'i bulduğunda yüzündeki gülümsemesini büyültüp konuşmasına devam etmişti.
(Jimin)- Yaptığım veya söylediğim bir şeye şaşırdığında bana olan bu bakışına bayılıyorum.
Her söylediği cümle kalp ritmimi biraz daha hızlandırırken sakin kalmaya çalışıyordum. Bugün zaten yeterince yorulmuştum bir de bu güzel sözleri duymak bünyeme ağır gelebilirdi. İçimden birçok kez ''Sakin ol'' uyarısını tekrarladıktan sonra konuşmaya başlamıştım.
(Min Ji)- Teşekkür ederim.
(Jimin)- Ne yani sadece teşekkür mü edeceksin?
Yönelttiği sorudan sonra kısa bir süre düşünmüş ve konuşmaya başlamıştım.
(Min Ji)- Ne yapmam gerekiyordu?
(Jimin)- Ya öpmen ya da güzel şeyler söylemen gerekiyordu.
(Min Ji)- Teşekkür etmek de güzel bir söz değil mi?
(Jimin)- Ben öpmeni tercih ediyorum.
(Min Ji)- Ne?
Jimin gülümseyerek bana bakmaya devam edince arkama yaslanmış ve başımı koltuğun arkasına koyarken konuşmaya başlamıştım.
(Min Ji)- Bugün çok yoruldum ve gerçekten çok uykum var.
Bu cümleyi söylerken sesim gerçekten de uykulu çıkmıştı. Göz kapaklarımın ağırlaşmasıyla gözlerimi kapatmıştım. Jimin'in sesi tekrar kulaklarımı doldurmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stockholm & Filofobi
FanfictionStockholm Sendromu: Katiline aşık olmak. Filofobi: Aşık olmaktan korkmak. İki tür hastalık ve bu hastalığa sahip olan iki kişi. Birbirleriyle karşılaşırlarsa peki, ne olacak? Gelin Stockholm Sendromu ve Filofobi hastalığına sahip olan bu iki kişini...