Müzik ile okumanızı tavsiye ederim ama bölümün sonuna kadar :) Ayrıca müzik She Was Pretty dizisine ait. İzlemenizi tavsiye ederim. Doğrusu izlerken gülmekten karnıma ağrı girmişti ^^ Bu arada dizinin Türkçe uyarlaması: Seviyor Sevmiyor. İyi okumalar ^^
---Min Ji---
Sular kesilince elimdeki hortuma bakıp tam da sırasıydı derken Jimin'in sesi kulaklarımı doldurduğunda ona bakmaya başlamıştım.
(Jimin)- Benden kaçma.
Kısa bir süre ona bakmayı devam ettirdikten sonra elimdeki hortumu bırakıp hızlı adımlarla içeri girmiştim. Direk odama gidip üzerimi değiştirdikten sonra kendimi yatağa bırakmıştım. Ondan kaçmak istemiyordum ama onu görünce aklıma gelen olay kafamı allak bullak ediyordu. Mecbur olmadığı halde beni nende öpmüştü ki? Neden aklımı karıştırıyordu? Neden benimle oyun oynuyordu? Bunu bana nende yapıyor?
Ondan uzak durmak istiyorum ama yapamıyorum. Yüzünü görmemek istiyorum ama özlüyorum. Onunla aynı evde yaşamak istemiyorum ama gerçekten istemediğime emin değilim...
Ah! Cidden nefes alamıyormuşum gibi geliyor. Aklımdaki sorulardan ve gözümün önünden bir türlü gitmeyen o olaydan kurtulmak istiyorum!
Sinirle yatağımdan doğrulduktan sonra boş su bardağını alıp aşağı inmiştim. Bu sefer gizlice değil her zamanki gibi davranmıştım. Görünürde yoktu, galiba odasındaydı. Mutfaktan suyumu içtikten sonra salona gitmiştim. Biraz vakit geçirmek için televizyonu açmıştım. Hızlıca kanalları gezdikten sonra izlenilecek bir şey olmadığına karar verip televizyonu kapatmıştım. Oturduğum koltukta başımı yana çevirince birden gökyüzündeki yıldızları görmüştüm. Yüzüme istemsiz bir gülümseme yerleşirken balkona çıkmıştım. Demirlere kolumu dayayıp gözlerimi gökyüzündeki muhteşem yıldızlara çevirmiştim. Yıldızları izlerken yüzümde oluşan gülümsemeye engel olamıyordum. Beni gerçekten fazlasıyla rahatlatıyordu. Bütün yorgunluğum uçup gidiyordu. Varlıkları bana enerji veriyordu. Ne kadar çok iseler kendimi o kadar iyi hissediyordum. Neden yıldızlara bu kadar ilgim var bilmiyorum. Yıldızlar, bana en çok özgürlüğü anımsatıyorlar. Kim bilir, belki de bu yüzden onları bu kadar çok seviyorumdur.
Gözlerimi kapatıp usulca esen rüzgarı iliklerime kadar hissetmeye çalışmıştım. Bu, gerçekten mükemmel hissettiriyordu. Rüzgarı hissedebilmek herkesin yapabileceği bir şey değildir. Eğer rüzgarı hissedebiliyorsan bil ki rüzgar için önemli birisin. Sizi önemli bulmasa neden varlığını hissettirme ihtiyacı duysun ki? Neden bazen usul usul eserken bazen her yeri yerle bir ediyor? Bize neyi kanıtlamaya çalışıyor?
Kaçırılmadan önce beynimi meşgul eden sorular bunlardı işte ve ben halimden gayet memnundum. Peki ya şimdi?
Hemen yanımdan gelen sesle irkilmiş ve bakmaya başlamıştım. Aynı benim pozisyonumda gözlerini kapatmış öylece duruyordu. Ne zaman gelmişti? Bu soruyu bir kenara atıp söylediklerini dinlemeye başlamıştım.
(Jimin)- Neden yıldızları izliyorsun?
(Min Ji)- Sana ne!
(Jimin)- Peki neden gözlerini kapatıp öylece bekliyorsun?
(Mn Ji)- Sana-
(Jimin)- Gözlerin kapalıyken seni gülümseten şey ne?
Bir süre bekleyip cevap vermeyince gözlerini açıp bana bakmaya başlamıştı. Bende gözlerimi gözlerinden almadan konuşmaya başlamıştım.
(Min Ji)- Sanan ne! Neden soruyorsun? Seni ne ilgilendiriyor?
(Jimin)- Merak ediyorum. Gözlerin kapalıyken nasıl mutlu olabilmeyi beceriyorsun, yıldızları seyrederken neler hissediyorsun merak ediyorum. Peki, sen neden beni tersliyorsun?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stockholm & Filofobi
FanfictionStockholm Sendromu: Katiline aşık olmak. Filofobi: Aşık olmaktan korkmak. İki tür hastalık ve bu hastalığa sahip olan iki kişi. Birbirleriyle karşılaşırlarsa peki, ne olacak? Gelin Stockholm Sendromu ve Filofobi hastalığına sahip olan bu iki kişini...