Şuan hayallerim olan ülkeye veda ediyorum. Burda şarkıcılığa başladım. Burda yaşamak nedir ögrendim. Ama son günlerde o kadar da güzel şeyler yaşamadım burda.
Şuan takside havaalanına gidiyorum. Onlardan ayrılmak çok zor oldu. Benim gideceğimi bilseler daha zor olurdu ama bilmiyorlar. Onlara bir mektup yazdım. Benim hala odadan çıkmadığımı gördüklerinde odama girip görürler. Ben de o sırada gitmiş olacağım.
2 saat önce:
Kararımı vermistim. Artık Türkiye'ye döe vaktim gelmişti. Kıyafetlerim topladım ve odadan çıkacaktım dışarı ama önce vedalaşmak gereken 12 güzel,iyi kalpli adamlar vardı.
Kapıyı açmış tam çıkarken çok önemli olan bir soru geldi aklıma.
Ahh ben ne diyecektim? Sizin hayatınızı mahvettim şimdi de gidiyorum güle güle mi? Ahh hayır en iyisi mektup yazmaktı.
Sevgili 12 güzel adam;
Sizinle çok kısa süre önce tanıştım biliyorum tanışmamız o kadar da iyi olmadı. Değer verdiğiniz bir üyenin ayağını kırdım. Kazayla oldu ama sonuçta canınızı yaktım hepinizden özür dilerim.
Sehun, sen benim en iyi arkadaşım oldun. Bana çok iyi davrandın gercekten çok teşekkür ederim.
Chen,Suho,Baekhyun,D.o ,Luhan, Tao,Kai siz de bana çok iyi davrandınız gercekten cok teşekkür ederim.
Xiumin, seni olmayan abim yerine koydum. Çok iyi birisin seni cok seviyorum.
Chanyeol, biliyorum bana kızgınsın seni anlıyorum. Ama bilerek yapmadığımı biliyorsun. Gercekten çok özür dilerim.
Kris, bana yardım etmek istemen gerçekten beni mutlu emişti. Çok iyi birisin. Kendine dikkat et.
Ve Lay, hayatını mahvettim değil mi? Biliyorum. Seni yalnız bırakmasam böyle seyler olmayacaktı düşmeyecektin. Ne kadar özür dilesem az.
Kendinize iyi bakın. Biliyorum suan bu kız delirdi mi diye düşünüyorsunuz. Bu mektup veda mektubu ben gidiyorum. Bir daha görüşemeyeceğiz. Hoşcakalın. Hepinizi cok seviyorum.
11 güzel adamın yanına gidip hepsine sarıldım hepsi neler olduğunu anlamak ister gibi birbirlerine bakıyordu evet ne diyecektim. Immm buldum.
"Sadece beni arkadaşınızmış gibi gördüğünüz için tesekkur etmek istemiştim'
Sehun: Evet zaten arkadaşımızsın.
Diğer 10 üye de sehun'un dediğini onaylayan sesler cıkartmışlardi. Ağlamamak elde değildi gözümden bir damla yaş süzülmüştü yanaklarımdan. Beni böyle görmemeleri gerekiyordu.
"Ben odama cıkmak istiyorum biraz halsizim dinlenecegim.
Şuan:
Burdan ayrılmak çok kötü. Ben nasıl yaşayacağım. İste havaalanına geldim. Uçagımın kalkmasına yarım saat var.
Yurtdan:
Sehun:Sedef nerde halsiz olduğunu söylemişti. Doktor mu cagırsak?
Luhan: gerek yok dostum. Biraz dinlenirse iyi olur.
Sehun: ben bi odasına çıkıp bakıyım.
Sehun:
Kapıyı çaldığımda ses yoktu. Bir kac deda daha çaldım ama yine ses seda yoktu. Merakıma yenik düşerek kapıyı açtım ama kimse yoktu. Etrafa bakındım ve bir zarf gördüm. Zarfı açtığımda bir yazı vardı. Yoksa bu bir mektup muydu?
"Sevgili 12 güzel adam....
Ne aman tanrım! Sedef gitti mi?
"ÇOCUKLAR ÇOCUKLAR! "
Xiumin: Ne oldu Sehun? Nefes nefese kalmıssin yoksa hayalet falan mı gördün?
" ne saçmalıyorsun Xiumin? Sedef gitmiş."
Bütün üyelerin tepkisi aynıydı:
Ne,nasıl,nereye gitmiş?"Ya bi susun! Türkiye'ye gitmiş giderken de bize bir mektup bırakmış alın okuyun.
Sedef:
Son on beş dk kaldı. Sonra gidiyorum buralardan. Tekrar gelme umuduyla gidiyorum. Yine gözyaslarıma hakim olamıyordum. Yanaklarıma dökülen o damlalar, kalbimin acısı fazla geliyordu. Belki de benim için iyi olan şeydi.
Yurtdan:
Chanyeol: Bırakın gitsin neden bu kadar üzüldünüz anlamıyorum.
Chen: Dostum kız çok üzgündü bize sarıldığında bizimle vedalasıyordu işte. Ben izin vereme gitmesine hadi onu bulmaya gidiyoruz.
Luhan: Biletlere baktım on beş dk sonra uçuyor hızlı olmamız lazım hadi.
On beş dk sonra:
Artık gitme vaktim gelmişti.
11 üyeden:
YazardanHavaalanına geldiklerinde uçak çoktan kalkmıştı. Hepsi çok hüzünlüydü. Yeni olmasına rağmen çok iyi anlaştıkları bir arkadaş bulnuşlardı ve ellerinden kayıp gitmişti. Yapacak hiçbir şey yoktu. Yurda dönmek zorundaydılar.
Sehun: çocuklar geç kaldık.
Kai: Hayı, hayır Sedef'in gitmesine izin veremeyiz. Gidemes ben ona çok baglandim.
Sehun: Biz de. Ama kaçırdık gitti artık yurda dönelim.
Yurda dönmüşlerdi. Kris hemen Lay'ın odasına çıktı. Biraz sinirliydi ve biraz da üzgün.
Kris: Sedef gitti. Hem de senin çocukca davranışlarin yüzünden. Senden kaç defa daha özür dilemesi gerekiyordu dostum.
Lay:Ne! Nereye gitti? Nasıl olur bu?
Cevabını bildiği sorular soruyordu Lay onun yüzünden gittiğinin farkındaydı ama bunu istemiyordu. Hatta gitmiş olduğunu bile duymak istemiyordu. Bi rüya olmasını istiyordu. Ama rüya olsa Lay'ın canı yanmazdı öyle degil mi? Sonuçta rüyalar gerçek değildir. Ama bu gercekti Lay'ın canının yandığı apaçık bir gerçekti. Gerçekler acıdır diye boşuna söylenmemiş.
Nasıl buldiniz? Umarım beğeniyorsunuzdur. Biraz daha uzun yazmaya çalıştım. Umarım istediğiniz gibi olmuştur.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞİFACIM
FanfictionŞifacı olan bendim ama her şifacının başka bir şifacıya ihtiyacı varmış. Neyseki sana sahibim... .... Güvenmek... Söylemesi kolay ama uygulaması zor bir kavramdır. Bazen seni büyük bir hataya sürükler bazen de büyük bir hatadan dönderir. Yazar: İrem...