"Sedef nerdesin bulamıyorum seni nolur gel seni özledim."
"Sen de kimsin?"
"Sedef nerdesin bulamıyorum seni nolur gel seni özledim"
"Sana sen de kimsin dedim? İsmimi nerden biliyorsun?"
Aynı seyleri söylüyor sesimi duymuyordu. Kimdi bu? Gördüğümü veya tanıdığımı hatırlamıyordum. Gerci ben kimi hatırlıyorumki
"Sedef, sifacım benim sana ihtiyacım var senin yoklugunda nefes alamıyorum. Gülemiyorum. Kalbimin sesini duyamıyorum. Neşe kaynağım, şifacım nerdesin nolur gel."
"Seni tanımıyorum. Sen de kimsin?"
"Ne! beni tanımıyor musun? Nasıl ben..."
Gözlerimi birden acmıştım. Derin derin nefesler verip neler olduğunu anlamaya çalışıyordum. Masamdaki su şisemi alıp biraz su içmiştim.
"Şimdi bu da neydi? Ruya mıydı? Çok gercekciydi. Ama o adam kimdi? Tanıyor muydum? Neden bu rüyayı görmüştüm?"
Kendi kendime konusmayı resmen alıskanlık haline getirmiştim. Deliriyor muydum acaba? Off yine kendi kendime bir seyler kurgulayıp duruyorum.
Bahar: Sedef hadi kalk kahvaltı hazır.
Bahar'ın sesiyle bütün düşüncelerim bir sis bulutu gibi dağılmıştı. Yüzümü yıkayıp asagı inmistim.
Ev gercekten ne büyük ne de küçüktü. Sıcak bir aile eviydi. Bugüne kadar bildigim bazı seyler vsr ve bunlar Rüzgar'ın bayadır arkadaşıymışım ve Baharla da bir seneden fazla süredir tanışıyormuşum. Ailem yokmuş. Bu kadar kendi hayatım hakkında sadece iki şey biliyorum. Bu haksızlık değil mi?
Rüzgar: Karadenizde gemilerin mi battı güzellik.
"Ne!"
Bahar: Boşuna uğraşma Rüzgar dalmış bu.
"Bir şey düşünüyordum da."
Rüzgar: gecmişini mi düşünüyorsun?
Bildiği soruları sormaktan asla vazgecmeyecekti.
"Evet. Bu haksızlık degil mi?"
Bahar: Ne haksızlık değil mi?
"Neden hiçbir şey hatırlamıyorum? Neden beni buldugunuzda başka bir ülkedeydim? Neden kaza yapmıştım? Neden üzerimde gelinlik vardı? Evlenmiş miydim ya da evleniyor muydum? Evetse neden yanımda kimse yok? Neden yüzüğüm yok? Neden neden neden? Bu sorulara neden cevap veremiyorum? Neden her şey kördüğüm oluyor?"
İkisi de birbirlerine şaskın, endişeli, hüzünlü bur şekilde bakıyorlardı. Bu ani çıkışıma şaşırmış olmalıydılar. Bende böyle bir şey beklemiyordum. Ama artık kafayı yiyecektim.
Rüzgar: Sonra güzellik bütün sorularına söz zamanı geldiğinde cevaplayacağım.
İtiraz edemeden gitmişti. Bahar'a baktığımda daha yeni bir şey olmamış gibi kahvaltı yapıyordu. Masadan kalkıp cafeye gitmeye karar verdim.
Odama çıkıp üzerimi degistirdim.Asagı indiğimde Bahar kahvaltı yapmasına ragmen masayı toplamamıştı sanırım beni bekliyordu. Kapıya doğru gidip anahtarlarımı alıp çantama koydum ve dışarı çıktım. Bahar'ın bir sey demesine izin vermemiştim. Ne diyecektiki?
Cafeye geldigimde ahmet abi beni gördüğüne şaşırmıştı genelde aksam gelirdim.
Ahmet abi: Ne işin var bu saatte burda?
"Seni özledim abi desem"
Ahmet abi: Yemezler desem.
"Rüzgar ve Bahar ile kavga ettim aç kaldım gidecek tek yer buraydı ben de buraya geldim."
Ahmet abi: Neden kavga ettin?
"Biliyosunki gecmisimi bilmiyorum. Ve gecmisimi bilmedigim için hep düşüyüyorum. Beynimin içinde onlarca soru varki kafayı yemek üzereyim cevap arıyorum ama bulamıyorum."
Ahmet abi: Bunu onlara söyledin mi?
"Evet ama zamanı değilmiş sonra söyleyeceklermiş. Ne zaman zamanı gelecekki? Geleceğimi de unuttugumda mı? "
Ahmet abi: Bazen sana yanlış gibi gelen şeyler doğrudur bazen ise dogru bildigin şeyler yanlıştır. Acele karar verme ve sinirlenme. Ya da üzülme. Belki senin üzülmenden korkuyorlar belki anlattıktan sonra sen o anıları hatırlamaya çalışacaksın ve kötü olacaksın. Biraz daha sabret olur mu?
Haklıydı. Belki üzülecektim...
"Tamam sabredecegim. Ve doğru zamanı bekleyecegim"
Ahmet abi: İşte tanıdığım Sedef. Açım demistim hazırlayım mı bir seyler?
"Olur ben de yardım ediyim."
Ahmet abi: Gerek yok hallederim ben otur sen.
Ahmet abi genelde son sözü söyleyendi. Nedense hep onu dinlerdim. Bazı şeyler ne kadar da garip oluyor. Garip demisken rüyam da çok garipti. O adamın yüzünü net görememiştim sadece gözlerini görmüştüm. Benim ismimi nerden biliyordu ve o kimdi? Bana şifacım diyordu neden? Acaba beynimin bana oynadığı bir oyun mu?
Ahmet abi: Daldın yine
"Evet biraz öyle oldu. Bir rüya gördüm de onu düşünüyordum."
Ahmet abi: Annem hep derdiki "eğer bir rüya görmüşsen ve o rüyanın etkisindeysen gercektir "
"Ama gördüğüm kişiyi tanımıyorum."
Ahmet abi: Hmm. Belki gecmisten biridir.
"Olabilir. Zaten sadece gözlerini gördüm ve sesini duydum. Önemsiz bir şeydir. Rüyalar gercek olamaz."
Ahmet abi: belki...
Kahvaltımı yapıp cafeden çıkmıştım. Temiz hava almak iyi gelecektir.
Yarım saat yürüyüşten sonra eve gelmiştim. Direkt odama çıkmıştım. Kimseyle konuşmak istemiyordum. Zaten onları da hatırlamıyordum. Belki bir sene onlarla yaşamak aptallıktı. En yakın zamanda burdan gitsem iyi olacaktı.
Bilgisayarımın başına gecip ev ilanlarına bakmaya başlamıştım. Cafeye yakın bir yer olmasına özen gösteriyordum. Trafik berbattı ve beni öldürüyordu.
Birkaç ev ilanlarını beğenip not almıştım telefon numaralarını saate baktığımda cafeye geç kalacağımı düşünüp hemen evden çıkmıştım.
İki saatlik bir sürenin ardından eve gelmiştim. Odama çıkıp üzerimi değistirmeden uykuya teslim olmak istiyordum. Düşünmek ve trafik insanı yoruyordu. İnsanın ruhunu çalıyordu.
Bu sefer düşünmeden uykuya dalmıştım. Kötü bir günün ardından uyku iyi gelecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞİFACIM
FanfictionŞifacı olan bendim ama her şifacının başka bir şifacıya ihtiyacı varmış. Neyseki sana sahibim... .... Güvenmek... Söylemesi kolay ama uygulaması zor bir kavramdır. Bazen seni büyük bir hataya sürükler bazen de büyük bir hatadan dönderir. Yazar: İrem...