Bölüm 52

23 7 0
                                    

Sedef

Uçakta Ahmet ile konuşuyorduk. O buraya ilk defa gidecekmiş ben de onun gibi sayilirdim

Ahmet: Acaba guzel bir yer midir? Senin isin bitince bir ev tutalım guzel olsun eger bahceli bir ev bulursak onu alalım bahcesine ben cicekler falan dikerim. Harika olur hem artik burda da kalırız arada bir Turkiye'ye gideriz.

Ahmet'in bu dedigi beni güldürmüstü. Sanki evliydik öyle bir sekilde anlatmıştıki yeni evli bi cift olarak buraya tasınıyorduk.

Ahmet: neye gülüyorsun? Komik bir şey söyledigimi hatırlamıyorum.

"Hiç sadece sanki evliymisiz gibi hayaller kurdun ona güldüm. "

Ahmet: Belki ilerde...

"Efendim"

Ahmet: Hiiiiç

Belki ilerde denidigine adım kadar emindim oysaki ama belkide uykusuzluktan yanlış duymus olabilirdim. Uyku diyince uykumun gelmesi ile başımı Ahmet'in omzuna koyup gozlerimi kapattım.

Birinin ismimi söylemesi ile yerimde kıpırdandım ama uykum vardı gozlerimi acamadan tekrar uykuyu bulmaya calıştım.

Çok gecmeden kulaklarıma dolan son ses 'exo-lotto' şarkısı ile gözlerimi acmıştım. Etrafa baktigimda sagımda olan Ahmet bana 'ben masumum sen istedin' der gibi bakıyordu. Elime baktigimda kulaklığımın oldugunu farketmiştim.

"Ahmet ne yaptığını sanıyorsun? "

Ahmet: Kızım uyanmadın ucak inmek uzere insanlar oldugu için de bağıramadım bu aklıma geldi üzgünüm demek isterim ama degilim ne uykuymuş arkadaş omzumu cokerttin basini koyup uyuyacan diye.

Sinirle ona baktigimda agzina hayali bir fermuar cekip onune dondu. Bende gozlerimi ovalayıp dik durmaya calistim. Gercekten de bugun baya uyumusum artik inince biraz daha uyursam tamamen uykumu almış olurdum.

Uçak indiginde ayaklanıp ucaktan inmistik. O koreli- hâlâ ismini bilmiyordum ben degil Ahmet konusmuştu nerdeyse ve bana kendini tanıtmamıstı ben de sormadigim icin ona koreli diyordum- arabasina dogru ilerleyince biz de pesinden gitmiştik.

Ben arabada müzik dinlemeyi sevdigim icin kulakliklarimi cantamdan cikartıp kulagima takmistim. Ahmet'e baktiginda koreli ile konusuyordu.

EXO'nun sarkilari bagımlılik yaptiğı icin onlardan dinliyordum ve bazen huzur verici oldugu icin uykum geliyordu suan oldugu gibi.

Cama kafamı yaslayıp uyumaya basladim. Daha buraya bakamamıstım bile artık Ahmet ile daha sonra gezerdim.

Ahmet'in tekrsr beni uyandirmasiyla bu sefer kalkmıstım. Camdan dışari baktıgımda bir otele geldigimizi gordum. İnsan bir ev ayarlardı diye dusunerek Ahmet'e sorar gozlerle bakiyordum. Ahmet anlamis olacakki hemen aciklama yapmaya başladı.

Ahmet: Sen uyurken biz konustuk ve o normalde bize bir ev ayarlamis ama ben evi birlikte secelim diye bizi bir otele birakmasini soyledim.

Adamin da gunahini almisim. Arabadan inip otele dogru ilerlemistik.

Ahmet odalari ayarlarken ben de valizimi tasiyordum. Ahmet adamla konusurken biraz sinirli oldugunu gordum hizli adimlarla yanına gidip olayı sordum.

Ahmet: Butun odalar doluymus tek bir oda varmis.

"Baska bir otele gidelim. "

Ahmet: Hicbir yeri bilmiyoruz burdan baska secenegimiz yok. Son kez bakmasini istiyorum ama israrla bana "size yalan mi soyluyorum"diyip duruyor.

"Tamam ben konusuyum bir de"

Ahmet : Sen konusunca cok sey degisecek ya.

"İyi günler biz iki oda istiyoruz. "

Gorevli: İki odamiz maalesef yok iki yatakli bir odamiz var beyefendiye anlatmaya calisiyorum ama beni anlamamakta israrci davraniyor.

"Tamam tesekkurler biz o odada kalabilir miyiz? "

Gorevli anahtari verdi.

"Ahmet iki yatakli bir oda varmis bunun neresi sorun sanki tek yatak var. "

Ahmet şaşkınca bana bakıyordu.

Ahmet: sanırım korecem o kadar da iyi degil yanlis anlamışım.

"İngilizce konusabilirdin. Neyse hadi odaya cikalim. "

Lay

Uçaktan sonunda inmiştik. Sedef'i nerde arayacagimi bilmiyordum. Burası çok büyük bir yerdi ya başka bir sehirdeyse o zaman nasil bulacaktim?

Chanyeol: Bir taksi cevirelim burdan cikalim hadi.

Suho: kesinlikle daha sonra da sokak sokak arayalım Sedef'i bulmadan dönemeyiz!

Taksiye binmiştik. Cok gariptik burayi bilmiyorduk ve nereye gidecegimizi bilmeden taksiye biniyoduk. Zaten taksici ile de anlasamamistik. Korece bilmiyordu buna şasırmasakta ingilizce de bilmiyordu ne yapacaktik biz?

Taksici ile konusamayinca sesini yukseltip bize kapiyi acmistik. Sanirim bizi kovuyordu baska aciklamasi yoktu bunun.

El mahkum inip yurumeye basladik. Hicbir yer bilmeden boş boş dolaniyorduk.

D.O:Sedef sarkıcıydı ya burda da şarkıcıliğa devam ediyorsa resmini gosterirsek tanıyabilirler.

Bu harika bir fikirdi. Kesinlikle ise yarardı. Telefonumi çikartıp Sedef ile olan fotograflarimizdan birini açtım. Birlikte kameraya gulumsuyorduk. Eski gunleri animsadigimda -oysaki hic unutmamistim- gozümden bir damla yaş düşmüştü.

Kai: :hadi Lay soralim ve Sedef'i bulalım.

Gozumdeki yasi silip yurumeye basladim.

Yururken birini durdurup sordum.

"Hello! Can I ask something? "

Kadin yuzume oylece bakip gitmisti. Ne kadar da umursama biri.

Yarim saattir geziyordum ya ingilizce bilen birini bulamiyor ya da bulsam bile sedefi tanimiyorlardi umudum tukenmeye baslamisken son sansimi deneyip tekrar birine sormaya calistim.

"Hello! Can I ask something? (Bir şey sorabilir miyim?) "

"Yes"

"Do you know her? (onu tanıyor musun?) "

Telefondaki Sedef'in resmini gostermisyim.

resme dikkatlice bakıp bana döndü.

"Yess"

Kalbim buyuk bir sevincle atiyordu. Kadin cantasindan bir kagit cikartip bir seyler verdi ve bu adreste dedi.

Bizinkilere donup hadi gidelim dedim. Sedef'i bulmustum artik kaybetmeyecektim.

ŞİFACIM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin