Sedef
Başımda Ahmet abinin "sedef kalk" diye mızmızlanmasından uyuyamıyordum ama gözümüde acmak istemiyordum daha ben uyuyacağım.
Ahmet abi: Sedef hadi kalk uçagı kacıracağız.
Oha ucak vardı değil mi birde offf…
"Benim uykum var ama"
Sesimi cocuk gibi cıkartıp ahmet abiyi başımdan kovmaya cabalıyordum ama bu yorganimın üstümden atılmasi ile pek mümkün olmadıgını gosteriyordu.
"Ya ahmet abi ben daha uyuyacaktım."
Sesim o kadar kötü cıkmıstıki ahmet abi kulaklarını ve gözlerini kapatıp bana sus be kızım diye tıslıyordu.
Ahmet abi: Hem bana abi deme artık kendimi yaslı gibi hissediyorum. Ben daha genç ve yakısiklı bir insanım.
"Tabiki Ahmet abi sen çok yakısıklı ve çok gencsin senin istedigin gibi olsun abiyi kaldırırım ortadan. Hem Ahmet saat kaçta beni erkenden uyandırdın? "
Ahmet: Saat 06:00 ve sen valizini de hazırlamadığın icin çok da erken değil cabuk bir saat sonra evden çıkalım trafikte gec kalmayalım.
"Tamam"
Güzel ve sıcak yatagımdan kalkıp banyoya doğru gidiyordum giderkende yavrusundan ayrılmış bir anne gibi yatağıma bakıyordum.
Banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım ve tekrar odama dönüp valizimi hazırlamaya başladım.
Acaba ne koysam diye düşünurken ahmet abinin bana seslenmesi ve odama giris yapmasi ile secimlerime kısa surelerigine ara vermiştim.
Ahmet: Seni bir hafta idare edecek kiyafetler al ordan sana ve bana kıyafet seceriz ama bir hafta pek zamanın olmayacak gibi.
"Tamam ahmet. "
Oraların havasını bilmiyordum ve araştırma geregide pek duymamıstım gözümle görmedigim hicbir seye inanmazdım ya yalansa o yuzden bes tane tişört ve bes tane de kazak almıştım. Bir iki elbise almıştım pek giymesemde belki lazım olabilirdi ve vazgecilmezlerim pantolonlarımın yedi tanesini koymuştum. Daha sonra makyaj malzemelerimi de doldurup Ahmet'in yanına gitmiştim. Her zamanki gibi kahvaltıyı o hazırlıyordu bu artık benim kötü hissetmemi sagliyordu.
"Ahmet her sabah sen hazırlıyorsun ve ben hicbir sey yapmıyorum keske bugun ben yapsaydım"
Ahmet: Keşke… ama uykucu oldugun icin uyanmadin.
"Ben uykucu degilim seslenseydin duyar ve kalkardım… yani en azından denerdim. "
Ahmet bu halime gülüp kahvaltı hazirlamaya devam etmişti.
Ahmet: Şaka yapıyordum. hem boyle guzel bir kıza kahvaltı hazırlatamazdım.
"Dogru guzeller kralice gibidir. "
Ahmet: Ahh sen ve senin masalların gercek hayata ne zaman döneceksin.
"Hayatımı buldugumda kim oldugumu ögrendigimde… ."
Yine bedenimi bir hüzün kaplamıştı. Ben o Kore denen yere hayatımı bulup masallarından cıkmak icin gidiyordum ama ya daha da dibe batarsam hicbir anlamı yoksa Kore'nin benim için hiçbir zaman ya anlamı olmadıysa...
Ahmet: Hayatın bu senin Sedef o senin geçmişin sen hayatına devam edeceksin ve bir yandan da geçmisin icin ipucları bulacaksın sabirlı ol.
"Haklısın ama elimden bir sey gelmiyor. Hep ben kimdim diye düsünmekten kafayı yemek uzereyim."
Ahmet: Sen akıllı güzel başarılı sesi efsane olan canayakin arkadaş canlısı muhteşem bir kızsın sen busun Sedef bu ne bir eksik ne bir fazla sen kim oldugunu arayamazsın sen kimligini değil hafızanı kaybettin artık kim oldugunu sorgulama ve bu konu kapansın hadi gec kalacağız kahvaltını yap.
Ahmet beni hep sakinlestiriyordu düsunmemi engelliyor eglenmemi saglıyordu iyiki hayatıma girmisti yoksa ben şuanki mutluluğumu asla tadamazdım.
Yemegimiz yenmiş evden cıkmaya hazırlanıyorduk Ahmet benin de valizimi almış evden cıkıyordu ben de kapıyı kilitleyip evden çıktım. Ahmet'in arabasına binip havaalanına dogru ilerliyorduk.
Saat suan 07:30 duve biz hâlâ yoldaydık umarım ge kalmazdık.
"Biz geç kalmayız degil mi? "
Ahmet: Hayır tam zamanında orda oluruz.
Ahmet'in dedigi gibi tam zamanında gelmiştik. Ucaga binip kalkmasını izledim.
İçimden bir ses Kore senin hayatını değistirecek diyordu. Umarım bütün sorularıma cevap bulurdum orda umarım…
Lay
Sabah erkenden kalkmıstım. Bugun büyük gundu ve erken kalkmak istiyordum. Önce kendime kiyafet secip tabi bu bir saat sürmüstü sonra ise valizimi hazırlamıstım. Asagiya inip valizimi koydum.
Bizimkilerin kalkmadıgını görunce kahvaltı hazırlamaya karar verdim.
Daha sonra onları uyandıracaktım ama D.O dan sanırım sopa yiyecektim çünkü saat daha 05:00dı ve daha uçagın kalkmasına altı saate yakın bir süre vardı.kahvaltıyı hazirladığımda sirasıyla üyeleri kaldirmaya gittim. Önce zararsız olan Luhan'dan başlayacaktın canım kiymetli sonucta benim.
Luhan'ın odasına girip Luhan'a yavas yavaş yaklasıyordum acaba gercekten zararsız mıydı? Korkmaya başlamıştım.
Yatağının yanına gelip Luhan'ı sarsmaya başladım. Bir yandan da Luhan kalk diye soyleniyordum.
En sonunda gözünün tekini actı beni gördü ve yastigi bana atmasi bir olmustu. Ne ara hepsini yapıp beni yere duşurmüstü ben bile anlamamistım.
Luhan: Lay git basımdan uyuyacağım ben.
Luhan'a yastıgı atip kalk diye bağırmıştım. Sanırım sesim biraz! Yüksek çıkmıştıki Luhan yatakta sıcrayıp yere düşmüstü bu haline gülüp siradaki hedefime ilerlemıştım.
Sehun…Sehun'un odasına gittiğimde o da uyuyordu. Yanına yaklastığımda bogulmuyor mu bu diye düsünmedi degilim. Sehun yastığı kafasına ortmüş öyle uyuyordu. Bu sefer uzaktan Sehun'a bagıracaktim.
"Sehun uyan kahvaltı hazır! "
Sehun: Zaten bagirmanla herkes iyandı Lay bi git basimdan.
Demek uyandilar o zaman bende herkese mesaj atip kaldirirdim.
Telefonumu cebimden cikardim ve onlari deli edercesine ard arda mesajlar atmaya basladim.
Bes dakika sonra herkes masada bama oldurucu bakislar atiyorlardi. Ben de onlara gulumseyip masaya oturdum.
Kris: Dostum neden bu saatte bizi kaldırdın?
"Bugün gidiyoruz erken kalkmamız gerekiyor."
Chen: saat daha 06:00 Lay. Daha beş saat var ne erken kalkmasından bahsediyorsun.
Digerlerine laf anlatmak bir saatimi almısti. Masaya kuran kaldırır diyip ben kaldirmistim. Şuan dort saat kalmıştı zaman gecip gitmiyordu sanki…
Sonunda saati gelmis havaalanına dogru gidiyorduk.
"Geç kalmayız degil mi? "
chanyeol: Lay sus! Bir saat onceden gidiyoruz ne geç kalmasi?
Haklilardı susup Sedef ile karsilasinca neler olacagini dusundum tekrar…
Aklimdan cikmiyorduki ama hep kotu seyler geliyordu ya bana inanmazsa ya bir yil icinde evlenmisse ya bir sevgilisi varsa…bunların dusuncesi bile kotuyken ya gercegi ile karsilasirsam…
Kris: Lay hadi geldik.
Ne zaman geldigimizi bilmedim havaalanina giris yapmistik. Ucagimiz onbes dakina sonra kalkacaktı ve ben cok heyecanlıydım.
Ucaga sonunda binmistik.
Camdan gökyuzunu seyrederken Sedef'i bulma umudum giderek artiyordu onu bulacaktim buna inaniyordum ya kendisini ya da ondan bir parcayi bulacaktim ve Sedef bana inanacak ve biz evlenecektik…
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞİFACIM
FanfictionŞifacı olan bendim ama her şifacının başka bir şifacıya ihtiyacı varmış. Neyseki sana sahibim... .... Güvenmek... Söylemesi kolay ama uygulaması zor bir kavramdır. Bazen seni büyük bir hataya sürükler bazen de büyük bir hatadan dönderir. Yazar: İrem...