İçimden gelmeyerek paylaşıyorum bölümü. İnanın içim o kadar buruk ki... Bölümü çok uzun zaman önce yazdım ama depremden sonra paylaşasım gelmedi. Pazartesi paylaşacaktım normalde... Önümüzdeki bölümün gelmesi uzun sürebilir zira yaşadığımız felaketten dolayı yazı yazasım gelmiyor. Gözüm sürekli gelecek haberlerde Anlayışlı olacağınızı düşünüyorum.
Türkiye olarak çok büyük bir yıkım yaşadık maalesef. Deprem bölgelerinden uzak bir yerde yaşayan biri olarak depremi hissetmesem de o saatte uyanık durumdaydım. Depremin şiddetini gördüğümde az çok kötü durumlar yaşayacağımızı tahmin ettim ama inanın bu kadarını beklemiyordum. Yıkıldık, gerçek anlamda yıkıldık... Allah o insanların yardımcısı olsun. Saatler geçmesine rağmen ulaşılamayan yerler varmış. O insanlar yerinde olma düşüncesini bile kaldıramazken o insanlar bizzat bunu yaşıyor. Üstelik bu felaketi tek biz değil Suriye'nin kuzeyindekiler de yaşadı. Oradan da iç açıcı görüntüler gelmiyor maalesef.
10 il dile kolay... Allah vatandaşlarımızın yardımcısı olsun. Düzce depremini yeni atlatmışken daha ağırını yaşadı Türkiye. Allah Türkiye'ye sabır versin... Dualarınızı ve elinizden geldiğince yapacağınız yardımları eksik etmeyin lütfen.
Yeni Bölüm:
Genç kadın sağına döndüğünde derin uykuya dalan kocasına baktı hüzünle. Sarhoş halde eve geldiği için adam direkt kendini yatağa atmış, Hilal'in sorularını cevapsız bırakmış, hatta duymamıştı bile. Zaten algılama eşiği çok düşüktü. Hilal, çok kırgın hissediyordu. Boran'ı başka bir kadına sarılırken görmek, her ne kadar sarhoş olsa da, canını yakmıştı.
Boran ona çok soğuk davranıyordu. Sarhoş halinde bile terslemekten geri kalmamıştı. Hilal bu tavırlarına daha ne kadar dayanabilirdi kestiremiyordu. Onun canını sıkan bir şeyler olduğunu varsayıyordu, en azından kendini bu şekilde avutuyordu.
******
Boran, işe geldiğinde direkt bir kahve istemişti asistanından. Yine erken vakitlerde, Hilal uyanmadan önce çıkmıştı evden. Bilerek Hilal uyanmadan kalkıyordu. Hilal ile arasına mesafe koyma ihtiyacı hissediyordu. Kadın son zamanlarda kendine iyi gelmiyordu. Tekrar kabuslar görmek istemiyordu. Hilal ondan uzak durdukça daha rahat haldeydi.
Kapısının çalınmasıyla asistanının geldiğini düşünmüştü ama yanılmıştı. Gelen Selim'di. Akşam Can'ın anneannesi Aynur Hanım onları yemeğe çağırıyordu. Torununu özlemişti kadın ve Boran uzun zamandır onlara uğramadığını fark etti.
Canı pek gitmek istemese de o insanların torunlarını görmek istemesi gayet doğaldı. Mecburiyetten kabul etmek durumunda kaldı. Akşam Can'ı alıp Aynur Hanımlara geçecekti.
****
Güneş'in kendi firmaları için kapak çekimininin yapılacağı stüdyoya geldi Boran. Patron özellikle her aşamada onun yanında olması gerektiğini tembihlediğinden burada işi olmasa bile çekime gelmişti. Stüdyoya adım atar atmaz Güneş onu fark etmiş keyifle gülümseyerek kendisine el sallamıştı. Boran ise onu başıyla selamlayıp Mete'nin yanına geçti.
"Toparlanabilmişsin."
Dün gece onu eve Mete ve Güneş bırakmıştı. Sarhoş olsa da çok net hatırlıyordu. Hatta Hilal'in onları pencerenin köşesinden izlediğini fark ettiği anı bile hatırlıyordu. O an bir türlü aklından silinmiyordu. Hilal'in yanlış anlaması nedensiz canını sıkmıştı. Bir an sendelediği için Güneş'e tutunmuştu, kadına sarılmak gibi bir amacı yoktu.
O görüntünün Hilal tarafından yanlış anlaşılacağını ve kadının üzüleceğini biliyordu. Kadına güzel bir açıklama yapması gerekiyordu ama Hilal ile konuşmaya cesareti yoktu. Son zamanlarda Hilal'e yaklaşmaya, onunla göz göze gelmeye çekinir olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevmiyorum Seni (Tamamlandı)
ChickLitHiç istemese de şişman ve ucube olarak gördüğü kadınla çocuğu için evlenen adam... Zamanında platonik olarak aşık olduğu adamla evlenen saf ve iyi niyetli bir kadın. Aşık olduğu adamın oğlunu kendi evladı gibi görmekten asla çekinmez. Aşkın en saf...
