11.bölüm Kaybetme Korkusu

35.1K 1.4K 546
                                    

Tolga, gözlerini yavaşça araladığında kendini Selim'in evinde buldu. Zonklayan başına parıltılı ışık iyi gelmiyordu. Zorlukla gözlerini açmayı denedi ama ilk seferde oldukça zorlandı. Her açışında gözlerine nüfus eden ışık onu rahatsız ediyordu. Bir iki defa daha zorladığında nihayet açabildi gözlerini. Koltukta doğrulduğunda onu endişeli gözlerle izleyen arkadaşlarını gördü.

Cenk ve Selim onun uyandığını ilk fark eden olmuştu. Gönül ve Selen ise daha sonra fark etmişti. Ağrıyan başını tuttu, canı acıyordu. "Neden buradayım ben?" Kuruyan boğazından dolayı konuşmakta zorlandı. Bunu gören Gönül sürahiden bir bardak doldurup adama uzattı. Tolga, ona kısa bir bakış atıp bardağı aldı. Gönül'ün, ona sinirli bir şekilde baktığını fark etse de yanlış gördüğünü düşündü. 

Vücudunun her yerinin sızladığını hissediyordu. Sanki üzerinden tır geçmiş gibiydi. Elmacık kemiğinde hissettiği sızıya anlam veremedi. Bir yere mi çarpmıştı?

"Hatırlamıyor musun?" Selen'in sorusu ile ona döndü. Kızın yüzündeki memnuniyet ifadesine anlam veremedi. Neyi hatırlamıyordu ve bu ona zevk veriyordu.

"Neyi?" Sesi fısıltıdan farksız çıktı.

" ***** lan! Çıldırtmak mı istiyorsun beni?!" Cenk'in bir anda ayaklanıp üzerine doğru yürümesiyle irkildi, Selim onu göğsünden tutarak daha fazla Tolga'nın üzerine yürümesini izin vermedi.

"Görmüyor musun halini?" dedi dişlerinin arasından tıslayarak. O da Tolga'ya kızgındı ama adamın her tarafı dövülmekten morarmıştı. Bir daha darbe alırlarsa tam hastanelik olacaktı.

"Ne oldu? Hiçbir şey hatırlamıyorum ben." diye mırıldandı. Arkadaşlarının ona olan bakışlarından anladığına göre onları kızdıracak bir şey yapmış olmalıydı.

"Nasıl yani gerçekten hatırlamıyor musun?" Selen'in sorusu ile başını iki yana salladı. En son masada içiyordu, gerisi yoktu.

"Çıldıracağım ya!" Cenk sinirle saçlarını çekerek koltuğa yaslandı. Tolga'nın haşatını çıkarmamak için zor tutuyordu kendini.

"Ne zamandır Hilal'den hoşlanıyorsun?" Selen gülümseyerek yanına oturdu. Bu akşam olan şeylerden kesinlikle hoşnuttu.

"Selen!" Selim'in uyarır ses tonuna omuz silkti. Öğrenmesi gereken detaylar vardı. Abisini takacak durumda değildi.

"Ne?!" Tolga şaşkınlıkla kıza baktı. Kalbi korkuyla atarken kadından bakışlarını çekti. "Sen nereden..." Devamı gelmedi, getiremedi.

"Lan doğru mu bu?!" Sinirle tekrar ayağa kalkan Cenk'i zor tuttu Selim. Cenk'i daha önce hiç bu kadar sinirli görmemişti. 

"Biz seni sarhoşsun diye saçmaladığını düşündük..." Selim'i ittirdi ama gücü ona yetmedi. Selim ondan daha kalıplı, bir o kadar da uzundu. "Sen ne diyorsun Tolga...Selim bırak beni!" Debelenen adamı bırakmadı Selim ve hızla koltuğa itti onu.

"Bir dur da ne olduğunu anlayalım. Bir daha kalkarsan yemin ederim elim boş durmaz, gebertirim seni Cenk. Tamam kızgınsın anladım ama bir dur!"

Tolga'ya döndü. "Ne kadarını hatırlıyorsun?" diye sordu. Tolga'nın boş bakışlarından çoğu şeyi hatırlamadığını anlamıştı. 

"Masada içiyordum en son." Selim sinirle ensesini ovdu. Bugünkü olaylar ona ağır gelmişti. Dayaktan haşatı çıkmış Tolga bir yanda, sinirden köpüren Boran bir yandaydı. Tolga'yı zor almışlardı Boran'ın elinden. 

"Hilal'i öptün!"

Selen'in neşeli sözleriyle ani bir hareketle ona döndü. Ağrıyan boynunu es geçti. "Ne?!" normalinden fazla çıkan sesini kimse umursamadı. Selen'in dedikleri zihninde dönüp duruyordu. Bunu yapmış olamazdı. 

Sevmiyorum Seni (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin