7 Yıl Önce
Hilal, elindeki mektuba bakarak heyecanla nefes alıp verdi. Kalbi ilk defa yapacağı bir şey üzerine heyecanla atıyordu. Elini kalbine koyarak heyecanını bastırmaya çalıştı.
"Hadi Hilal yaparsın!"
Arkadaşı Dolunay'ın onu desteklemesiyle minnetle gülümsedi.
"Ay Dolunay ben yapamayacağım galiba ya."
"Saçmalama kızım ya. Kaç gündür bu gün için hazırlanıyorsun sen! Bak hem Berk tek başına duruyor orada. Git ver işte mektubu!"
"Ya ret ederse?"
Hilal bundan deli gibi korkuyordu. Ya Berk onun hislerine karşılık vermezse? Bir yıldır ondan hoşlanıyordu ve ona açılmak için cesaretini anca toplayabilmişti.
"Ya Hilal en fazla ret eder zaten. İçinde kalacağına açıl gitsin. Hem ters cevap verirse ben döverim onu."
Hilal, Dolunay'ın sözlerine güldü. Dolunay'ın bu kadar cesaretli olmasını seviyordu.
"Tamam gidiyorum." dedi omuzlarını dikleştirerek.
"Benim kızım işte bu!"
Dolunay acıtmayacak şekilde omuzuna vurdu ve onu omuzlarından tutarak Berk'in olduğu yöne itti. Heyecanla ikisini izleyecekti. Hilal, Berk'e doğru adımladı iyice. Onları duyabilmek için görülmeyecek bir alana saklandı.
Hilal, Berk'in önünde durduğunda Berk onu fark etmiş ve dikkatle ona bakmıştı.
"Berk benim sana bir şey demem gerekiyor."
Sesi titriyordu sürekli. Berk'in konuşmadan onu izlediğini görmesiyle elindeki mektubu ona uzattı. Kızaran yüzünü görmemesi için başını öne eğdi.
"Senden hoşlanıyorum!"
Bir anda ağzından çıkan şeyle rahatladığını hissetti. Dolunay haklıydı. Rahatlamıştı.
Çocuğun bir süre sessiz kalması canını sıksa da sabırla bekledi. Şaşırmıştı belki de, normaldi.
"Dalga mı geçiyorsun? Bir balina ile çıkmak gibi niyetim yok. Hem ben Dolunay'dan hoşlanıyorum."
Hilal duydukları ile şaşkınlıkla kalakaldı. Ret edilme ihtimalini düşünmüştü ama bu kadar ağır sözler duymayı beklememişti. Kırılan kalbi gözlerinden akmak istercesine yaşlar bir bir döküldü. Ağzını açmak istiyor ama kelimeler bir türlü çıkmıyordu.
Dolunay, sinirle olduğu yerden çıktı ve arkadaşına sarıldı. Hilal, hıçkırıklarını serbest bıraktı sarılmasıyla birlikte. Hilal'i omuzlarından tutup ayırdı ve Berk'e doğru yöneldi. Çocuğun bacağına sert bir tekme geçirmesiyle genç çocuk acıyla sızlanarak yere çömeldi. Acıyan bacağının ovuşturmaya başladı.
"Sen kimsin de ona bunları söylüyorsun?" Hilal'i kolundan tutup çekiştirmeye başladı ama sinirini tam olarak atmış değildi. Bir anda durdu ve Berk'e doğru baktı.
"Benden hoşlanma ihtimalini de unut. Pis sivilceli seni!"
Normalde asla böyle şeyler söylemezdi ama Hilal'in canını yaktığı için onun da canını yakmak istemişti.
******
Günümüz
Hilal, karşısında nefes nefese kalmış adama karşı gülen gözlerle bakıyordu .Can'ın da Hilal'den bir farkı yoktu. Kaan, kapı komşularıydı .Çok sıcak ve samimi bir insandı, bir o kadar da komik...Bir keresinde evde mutfağın musluğu bozulmuştu. Hilal tamirci çağıracaktı ki kapıda Kaan ile karşılaşmışlardı. Kaan, musluğu yapabileceğini söylediğinde Hilal de kabul etmişti. Mutfağı su basmışken itiraz edemezdi zaten. Kaan, musluğu tamir ederken anlattığı fıkralarla hem Can'ı hem de Hilal'i kahkahalara boğmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevmiyorum Seni (Tamamlandı)
Chick-LitHiç istemese de şişman ve ucube olarak gördüğü kadınla çocuğu için evlenen adam... Zamanında platonik olarak aşık olduğu adamla evlenen saf ve iyi niyetli bir kadın. Aşık olduğu adamın oğlunu kendi evladı gibi görmekten asla çekinmez. Aşkın en saf...