6.bölüm Kabus

30.9K 1.2K 637
                                    

Nefes nefese sona varırken üzerine yığılmıştı adam. Kafasını kadının boyun girintisine sokmuş, sıcak nefesini her verdiğinde boynundaki ince beyaz ten kıvılcım alıp yanıyordu. İkisi de uzun uzun nefeslendiğinde adam kendini kadının yanına attı ve gözlerini yumdu. Nefesleri normal seyrine dönmüş gibiydi. Kendi nefesi de normal seyrine dönmüştü ama kalp atışları hala hızlıydı. Uzun zaman sonra sevdiği adamın kollarında hasret gidermişti. Kulağına doğru sokulan adamın sesini duydu.

"Hapı içmeyi unutma."

Duyduğu direktif ile yüzü düştü. Daha demin yaşadığı heyecan buhar olup uçup gitmişti. Sessiz kalırken kalbinin sızısını belli etmek istemedi. Kendi ne kadar çocuk istiyorsa kocası bu fikre o kadar uzaktı. Adam, kadının düşen yüzünü görmüştü. Bu konuda kararlıydı, kesinlikle Can dışında bir çocuğu olsun istemiyordu.

Yatakta dirseğinin üzerine doğrulup kadının alnına sulu bir öpücük kondurdu. Kadının göz kapakları öpücüğü hissetmek adına kapanmış, sıcaklığı kalbinde hissetmişti.

"Asma suratını, şimdilik istemiyorum anla lütfen."

Anlayışla başını salladı kadın. Çocuk yapma kararını tek başına alacak değildi. Eğer Boran istemiyorsa onu zorlayamazdı. Elbet bir gün o da isteyecekti. Daha bir yıllık evlilerdi, aceleleri yoktu. Kadın usulca açtı gözlerini, ona bakan kahve gözlere uzunca baktı.

"Toparlanmamız lazım, Can birazdan gelir."

Can ve Kaan'ın gitmesinin üzerinden bir saat geçti. Adam, alnını kadının alnına yasladı. "Tamam, kalkalım." Nefesi kadının yüzünde rüzgar gibi geçip giderken huzurla gülümsedi kadın. Uzun zaman sonra ilk defa bu denli yakınlık kuruyorlardı. Adamın yüzünü avuçlarının içine aldı ve narince sevdi. Sakalları eline batarken bu his hoşuna gitti.

Adamın dudaklarına buse kondurarak geri çekildi ama bu yeterli olmayınca daha uzun süre tuttu dudaklarını. Öpmekten ziyade bastırıyordu dudaklarını. Kokusunu derince içine çekti. Geri çekilmek için hamle yaptığında adam buna müsaade etmeyip ensesinden tutarak kendine çekti. Onun aksine öpüyordu, alt dudağını emerken kadının üzerine çıktı.

Kadın zorlukla dudaklarını ayırdığında nefes nefese kalmıştı. "Can gelecek şimdi." Adam kendine hatırlatılan gerçekle geri çekilmek zorunda kaldı. Oğlunun gelmesi yakındı. Karısı, banyoya doğru gidince duş sırası gelesiye kadar kestirmek istedi.

Hilal, banyosunu yapıp çıkınca bornozuyla banyodan çıktı. Kocası uyumuştu. Onu uyandırmamaya dikkat ederek sessizce giyinip odadan çıktı. Can gelince aç olabilirdi, hem akşama da az kalmıştı. Çabucak pratik şeyler hazırlamaya koyuldu. Daha önceden buzluğa attığı köfteleri çıkardı. Yanına bir çorba ve makarna yapması yeterli olurdu.

Yemeklerini hazırladıktan sonra mutfaktan çıkıp salona yöneldi. Saat bayağı ilerlemiş ama kocası hala kalkmamıştı. Onu uyandırmak için odaya ilerledi. Kapıyı araladığında tahmin ettiği gibi uyuduğunu gördü. Ama bir gariplik vardı. Sayıklıyor gibiydi. Korkuyla yanına gitti. Alnı terden sırılsıklam olmuştu. Kabus görüyor olmalıydı. Uyandırmak için elini uzattığı anda adamın ağzından çıkan isimle eli havada kaldı.

"S-Selin...Selin...Ben...Gitme..."

Hilal, beyninden vurulmuşa döndü. Uzun zamandır o kadının adını duymamıştı. Kocasının, o kadını hala unutamamış olması canını yaktı. Ölmüş bir kadını kıskanacak değildi ama canı yine de çok yanmıştı. Ağladığını gözünden akan bir damla yaşla anladı. Canının acısı gözlerinden süzülüp kalbine saplanmıştı.

Silkelenip kendine geldi. Ağlamanın sırası değildi. Hafif sarsarak Boran'ı uyandırmaya çalıştı. İlk çağırışları adamda bir tepki oluşturmamıştı. Daha hızlı sarstı.

Sevmiyorum Seni (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin