40. Bölüm Kumsal ve Babası

19.8K 1.3K 313
                                    

Oyların düşük olması umurumda değil ama yorumların azalmasına çok üzülüyorum. Lütfen bol bol yorum yapın arkadaşlar. Beni motive eden tek şey yorumlar oluyor. Rica ediyorum... İyi okumalar.

Hilal, gözlerini araladığında onu izleyen kocası ile göz göze geldi. Boran, dikkatle yüzünü inceliyordu. Dudaklarında memnun bir gülümsemesi peyda oldu. Yüz yüze uyandığı adam, aşık olduğu adamken mutluluk kalbine istila etmeden edemiyordu.

"Uyanmışsın." dedi çatallaşmış sesi ile. Kendini o kadar yorgun hissediyordu ki okula gitmek ve Batuhan'ın yüzünü görmek istemiyordu. Boran, usulca başını salladı. "Çok oldu uyanalı." dedi gözlerini bir an olsun kadından çekmeden. Hilal, elini adamın yanağına koydu ve usulca sevdi. Uzun zaman sonra ilk defa kendini tam olarak tamamlanmış ve huzurlu hissediyordu.

"Ne yapacaksın bugün?" diye sordu aklına düşen ilk soruyu dile getirerek.  Kendisi okulda iken Boran evde tek kalıyordu ve sıkılıyordu. Kumsal ile biraz oyalanıyordu ama yine de sıkılıyordu. Evde yapacak bir uğraş olmadığı için bütün gün boş boş oturmak zorunda kalıyordu.

"Kumsal'ı anneannesine bırakıp işe gitmeyi düşünüyorum. Bir yerden başlamam ve yol almam gerek. Ne kadar evde boş boş oturacağım. Selim, bana yardımcı olacağını da söyledi."

Hilal, Boran'ı destekledi. Evde durmak ona pek iyi gelmiyordu. Belki eski düzenine geri dönerse hatırlaması onun için daha kolay olurdu.

"Peki, sen bilirsin ama çok yorma kendini. Eğer kötü olacaksan biraz daha dinlen evde." dedi uyarmadan edemeden. Boran'ın yorulmasını ve kendisini zorlamasını istemiyordu. Boran, elini kadının beline atıp usulca okşadı. "Yormam, merak etme. Eminim, daha iyi olacağım."

Kadının burnunun ucuna minik bir öpücük kondurdu. Geri çekildiğinde kadının uykudan uyanmış şiş gözlerine baktı. Hilal'e mesajı sormak istiyordu ama gereksiz gerginlik yaratmak istemiyordu. Bu yüzden görmezden gelmeyi tercih etti. Yakında çıkardı kokusu.

Hilal, adamı kendine çekerek dudaklarını öptü usulca. Boran'ın beklemeden karşılık vermesine gülümsedi. Kocası da en az onun kadar açtı kendisine. Islak öpücüklerin sonu gelmedikçe daha da ileriye gitmeye başladılar. Kendisini kocasının altında bulması uzun sürmedi. Onu itmesi ve kahvaltı hazırlayıp hem Can'ın hem de kendisinin okula yol alması gerekiyordu ama bunu yapamıyordu. Onu itmesi gereken elleri adamı daha çok kendine çekiyordu.

"G-Geç kalacağım." diye zorlukla konuşabildi sonunda. Dili, damağı kurumuşçasına konuşmak bir hayli zor oluyordu. Boran, geri çekilmek bir yana öpücüklerini kadının boynuna doğru yönlendirdi.

"Erken gitmek için bir sebebin mi var?"

Hilal, öyle kaptırmıştı ki kendini ana, Boran'ın ses tonundaki soğukluğu fark etmedi. Cevap vermek yerine başını iki yana sallayabildi sadece. Boran ise içinde hissettiği yanma ile baş etmeye çalışıyordu. Batuhan denen adamın kim olduğunu deli gibi merak ediyordu ama sormak istemiyordu. Kendi kendine kuruntu yapmaktan korkuyordu. İllaki Hilal ona o adamdan bahsederdi. Bekleyecekti...

Boran'ın öpücükleri boynundan gerdanına doğru yol almışken Kumsal'ın ağlama sesi mikrofondan yükselmeye başladı. Hilal, hayal kırıklığı ile ofladı. Kızı, gerçekten babasını ondan kıskanıyor olmalıydı. Başka bir açıklaması yoktu bunun. Dün gece uyanmaması mucizeydi zaten.

Boran, kafasını kaldırıp etrafa baktı şaşkınlıkla. Kumsal'ın ağladığını anlaması kısa sürdü. "Prensesim uyandı." dedi gülümseyerek. Kendisini yana attı ve hızla üzerini giyinmeye başladı. Ona şaşkınlıkla bakan karısına dönmeden kendini toparlamakla uğraştı. "Ben kızımı bekletmeyeyim, ağlamaktan canı çıkacak yoksa. Sen de o sırada duş falan alırsın."

Sevmiyorum Seni (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin