Arkadaştan aileye

568 45 30
                                    

Yazardan...

Boran ve Kubilay gece diziyi izlerken uyuyakalmıştı. Kapıları kırılırcasına çalınana kadar... Kapılarının çalması normaldi tabi de dışarıdan gelen hıçkırık sesleri pek normal sayılmazdı. Kubilay uyku sersemi gidip kapıyı açtığında karşısında hıçkırıklarla ağlayan pınarı tabi ki beklemiyodu.
Kubilayın hemen uykusu açılmıştı.
Pınar: Hiç uyanmıcaksınız sandım
Kubilay: Noldu pınar ne bu halin kızım
Pınar: Boran? Çabuk boranı uyandır hastaneye gitmeliyiz
Kubilay: Dur bi sakin ol
Pınar: Olamam miray çok kötü oldu ateşi de çıktı düşüremedim beceriksizin tekiyim ben Kubilay
Kubilay panik halindeki sevgilisine sarıldı ve sakinleştirmeye çalıştı. Baktı olmuyo pınarı eve yolladı kendide boranı uyandırmaya gitti.
Kubilay: Boran kalk lan!
Boran: Hıı
Kubilay: Kalk oğlum miray fenalaşmış
Boran miray adını duyduğu gibi kalktı yataktan... Ne olmuştu civcivine daha bi kaç saat önce gayet iyiydi...
Boran: Nolmuş miraya?
Kubilay: Pınar ağlayarak geldi hastaneye gidiceklermiş ateşi mi ne varmış
Boran zaten eşofmanıyla olduğu için hazırlanmakla vakit kaybedemezdi hem zaten nasıl vakit kaybetsin ki civcivi orda hastayken...
Boran mirayın yanına gittiğinde miray ateşler içinde boncuk boncuk terlerken annesini sayıklıyordu. Boran bi kere daha anladı her ne kadar miray mutlu olsada yaralıydı. Evet belki dışarıdan belli olmuyordu ama içten içe kanıyodu genç kızın kalbi anne aşkıyla... Bunu anlasa anlasa Boran anlardı zaten... Kızın mavi gözlerine baktığında gözlerinden kalbine inen acı tonu yakaladığı çok olmuştu.
Boran şu an bunu düşünmenin doğru olmadığını biliyordu. Hızla mirayı kucaklayıp arabayla hastaneye gitmeye başladı. Bi yandan da tunayı aramayı unutmadı tabii

Tunaysa o ara koltukta uyuyan denizi düşünmeden edemiyordu. Sarışın denizle şu an karşısında yatan kadın arasında dünya kadar fark vardı. Mesela öteki denizin renk renk topuklu ayakkabısı varken karşısında uyuyan güzelliğin renk renk conversi vardı. Ya da öteki deniz egolu ve gösterişi severken şu an mutlu olduğu deniz oldukça sevecendi... Tuna o an şu anki halinin tıpkı miray gibi olduğunu fark etti. Tuna tam yerinden kalkıp üstünü açan denizi örttükten sonra saçını sevecekti ki saç sevme evresine gelemeden daha telefonu çaldı.
Telefona baktığında bi küfür savurması eksik olmadı tabi... Tuna telefonu açıp açmamakta kararsız kalsada telefonun sesine çoktan uyanmıştı deniz.
Deniz: Açmayı düşünmüyo musun?
Tuna: Açıcam...
Deniz: Kim arıyo?
Tuna: Boran...
Tuna bi sonraki soruyu beklemeden açmıştı telefonu ancak sandığı gibi denizin soru sormaya niyeti yoktu.
Boran: Tuna miray çok hasta biz hastaneye geçiyoruz gelebilir misin?
Tuna: Ne? Hemen geliyorum!
Tuna telefonu kapatıp hızla ayaklandığında denizde onu yalnız bırakmadı.
Deniz: Ne olmuş?
Tuna: Miray hastaymış hastaneye geçiyorum bende
Deniz: Bende gelicem
Tuna: Gelme istersen?
Deniz: Gelicem! Hem boran kim bilir ne kadar üzülmüştür
Tuna bu cümle üstüne kıskançlık gibi bi duyguyla tanıştı o an... Denizin Boranı düşünmesini bile kıskanıyordu. Tuna sandı ki Deniz hala Boranı seviyo ama Deniz tamamen arkadaşça yaklaşmıştı olaya... Çünkü kendi sevdiğine bişey olsa o ne hissederdi onu tam bilmiyordu deniz...

Kubilaylarsa Boranlardan hemen sonra evden çıktı. Pınar hala ağlıyordu sessiz sessiz...
Kubilay: Güzelim? Bak yeter yıpratma kendini mirayın bişeyi yok
Pınar: Bakamadım kıza Kubilay
Kubilay: Seninle bi alakası yok ki bitanem kız hasta sonuçta
Pınar: Öyle deme ben ilgilenemedim arkadaşımla ben kesin ilerde iyi bi annede olamam
Kubilay: Haydaa o nerden çıktı şimdi
Pınar: E öyle işte bugün mirayla ilgilenemiyorum yarın önür gün çocukla nasıl ilgilenicem
Kubilay: Sen gördüğüm en iyi anne olacaksın pınar
Pınar: Senin annenden bile iyi mi?
İştee Pınarın bir diğer derdi de kayınvalidesiydi! Kadın oğluna aşıktı resmen ve bu durum yüzünden Pınara işkence etmek için programlamıştı kendini... Ne giydiği kıyafeti beğeniyordu ne yaptığı işi Pınarın. Siz şimdi ne var bunda diyeceksiniz ama bu öküzde annesini görünce kuzuya dönüşüyordu! Pınara ne kadar aşıksa kubilay annesine daha fazla aşıktı!
Kubilay: Gene mi konu annem?
Pınar: Ha annenden iyi olamıycam yani?
Kubilay: Nerden çıktı bu konu?
Pınar: Bilmem nerden çıktı acaba?
Kubilaylarda hastaneye gelmişti o ara ancak kavga etmekten en son kendilerinin geldiğini fark etmemişlerdi tabii. Onlar gelene kadar miraya müdahale etmeye başlamışlardı bile...
Boran denizi ilk gördüğünde tepki verecekti ancak tepki vermeye bile değecek biri olmadığını düşündü. Bu durum her ne kadar denizi çok üzsede Tunayı içten içe sevindirmişti.

Aradan geçen saatler sonunda miray kendine gelmiş ateşi kontrol altına alınmıştı.
Miray: Hepinizi de telaşlandırdım
Pınar: Olur mu öyle şey? Asıl ben özür dilerim seninle ilgilenemedim
Miray: Saçmalama pınar olucağı varmış
Kubilay: Bak hayatım ben dedim sana
Pınar: Sen sus!
Boran: Aranız iyiydi en son ama noldu?
Pınar: Valla aramız iyiydi ancak benim bi müstakbel kaynanam var allah düşmanımın başına vermesin onun gibisini
Kubilay: Allah allah ya kadın ne yaptı sana bu kadar anlamıyorum ki? Hem benim annem o kadar kötü biri değil!
Pınar: Tabi değil hatta hiç değil bende hobi olsun diye öyle dedim
Miray: Ay yeter bi susun hem bakın bi kaç gün sonra bayram
Pınar: Eveet bayram için alışverişe gidelim mi miray?
Miray: Niye gidelim ki pınar nereye gidicez sanki
Pınar: Benim kaynanama gidicez tabi
Miray: Senin kaynanana mı?
Pınar: Evet
Miray o an bi anneyle tanışacağı için heyecanlandı. Hem kendi annesi hemde boranın annesi olmadığı için bırak annesi ikisininde ailesi olmadığı için bayramı yine fiyasko olarak geçireceğini düşünüyordu. O an içinden iyi ki dedi... İyi ki bu diziye başladım ve kocaman bi aileye sahip oldum!
Gerçi sadece o değildi o an bunu düşünen... Oradaki pınar,kubilay,boranda aynı şeyi düşünüyordu ya! Dostluklarının kocaman aileye dönüşmesinin keyfindeydi hepsi...

Oyunun adı: AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin