Deniz yeni hamle peşinde!

751 38 46
                                    

Yazardan...
Mirayı yoğun bakıma almışlardı. Boranda sevdiğini camın arkasından görüyordu ancak... Cihana haber vermişlerdi. Bilmeye hakkı vardı en yakın arkadaşının durumunu. Cihan en son haberi olmasının verdiği sinirle hemen hastaneye koştu. Hemde canı pahasına sevdiği kardeşinin yaşamla ölüm arasındaki mücadelesinde yanında olamadığı için kendine kızıyordu ya... Aslında Cihanın Boran için çok güzel planları vardı. Ona bağıracak ondan hesap soracak hatta ve hatta belki o sinirle dövecekti onu orada. Çünkü mirayına bakamamıştı. Çünkü mirayını ona emanet etmişti... Ancak işler planladığı gibi gitmedi. Oraya gidince ağlamaktan gözleri kızarmış yorgunluktan göz altları şişmiş bir Boran görünce vazgeçti. Hatta inanır mısınız? Boranın Mirayı ne kadar sevdiğine şahit olduğu için gözü kapalı emanet edebilme duygusu sardı bedenini... İyi ki dedi iyi ki çok güzel seviyorsun ulan... Gidip Boranın omzuna vurdu destek olmak istercesine. Boran Cihanın geldiğini görünce kafasını sallayıp gülümsemeye çalıştı. Ama bu denemesi pek başarılı olamadı. Gülümserken gözleri ona ihanet edip yaşlarla dolmaya çoktan başlamıştı genç adamın. Cihan Borana sarıldı o an. Hiç sevmediği adamı anlıyordu şu an eğer sevdiği kıza bişey olsa bu kadar güçlü duramazdı belkide...
Boran: Onu koruyamadım...
Cihan: Senin suçun değil...
Boran: Onu bi daha görememe düşüncesiyle ölüyorum burda
Cihan: Mirayın ne kadar inatçı olduğunu en iyi sen bilirsin sanıyordum.
Boran: Bilmem mi...
Cihan: Boran...
Boran: Efendim?
Cihan: Seni hala hiç sevmiyorum kardeşim
Boran: Bende öyle şimdilik barış imzalamış sayalım kendimizi miray için...
Cihan: Miray için...
Boran herkesi göndermeye çalıştı. Başta herkes itiraz etsede en sonunda Boranın haklı olduğuna kanaat getirdikleri için eve gitmeyi kabul ettiler.
Pınar: Eve giderim ama tek şartla
Boran: Neymiş şartın?
Pınar: Herşeyden haberim olucak tamam mı?
Boran: Tamam zaten bişey olursa haber veririm Kubilay hadi abi al pınarı git
Kubilay: Pınar hadi güzelim çok yoruldun burda zaten
Pınar: Hiç içimden gelmiyo
Kubilay: Ulan bi kerede isteyerek yap bişey sonra zorba kubilay hanzo kubilay diyosun
Pınar: Zorbasın çünkü kubilay
Kubilay: Yeter be o eve gidilecek!
Kubilay pınarı sırtlayıp hadi eyvallah deyip gitti.
Boran: Cihan sende git istersen
Cihan: Nah gönderirsin beni ben burdayım!
Boran: Ne halin varsa gör
Boran camdan sevgilisine baktı. Cihansa herkes gittiği için boşalan sandalyelerden birine oturdu. Boran camdan izledi sevgilisini... Tamam yaşıyo diye sevinmişti ama böyle camın arkasından bakmakta çok zordu onun için. Sevdiği kızın bedeninin solgunluğu... dudaklarının rengi... hepsi kaybolmuştu bi kaç saatte... Cama dokunmak yerine onun ellerini tutmayı o kadar çok istiyordu ki. Maviş gözlerinin tekrar hayat enerjisi saçmasını... Kaybetme korkusunu ilk kez bu denli çok yaşamıştı. Ya ona dönmeseydi? Ya onu bıraksaydı? Kafasını salladı hemen. Sanki beyninden o düşünceleri atmak istercesine... Boranın telefonu çaldı o an. Boran telefonunun sesini bile unutmuştu. Eğer cihan söylemese açmayada niyeti yoktu ya. Boran telefona baktığında denizin aradığını gördü. Açıp açmamakta kararsız kaldı. Hiç şimdi çenesini çekemem bi sürü soru ile diye düşünürken telefonu 2.ye çalmaya başladı. Belki önemlidir diye düşünüp açmak zorunda kaldı. Çünkü deniz hiç 2.ye aramazdı onu...
Boran: Efendim?
Deniz: Borancım?
Boran: Ne var?
Deniz: Uzun zamandır görüşemiyoruz hadi bişeyler yapalım
Boran: Şimdi olmaz deniz
Deniz: Senin sesin niye böyle geliyo kötü bişey yok ya?
Boran: Miray vuruldu deniz...
Deniz: Nee! Nasıl? Kim yapar bunu Boran?
Boran: Bilmiyoruz polis adamın peşinde figüran olarak girmişler sete
Deniz: Peki Miray? O iyi mi?
Boran: İyi iyi çok şükür ameliyatıda iyi geçti.
Deniz: İyi bariiğ
Boran: Eğer önemli bişey demeyeceksen kapatıyorum
Deniz: Yo-yok görüşürüz sonra
Boran görüşürüz bile demeden kapattı telefonu suratına denizin...

Denizden...
Boranı bi aramak istemiştim. Neler olup bittiğini merak ediyordum. O kızdan kurtulmanın verdiği sevinç ayrı tabii. Boranın sesini duyunca heyecanlanmadan edemedim. Ah canım nasılda sesi yorgun geliyordu... O kızın vurulduğunu söyleyince içim içime sığamadı. Sonunda oldu allahım o kızdan kurtuldum diye sevinirken boranın o iyi ameliyatı iyi geçti demesiyle tüm moralim bozulmuştu. Bide o kız için endişelenip telefonu yüzüme kapayınca sinirimin tuzu biberi oldu. Hemen boranın babasını aradım.
Babası: Ne var?
Deniz: Size gelmekle hata ettim sanıyorum
Babası: Ne demek bu?
Deniz: Bi işi beceremediniz demek! İçeri girince eski gücünüzü kaybetmişsiniz anladığım kadarıyla!
Babası: Açık konuş?
Deniz: Kız yaşıyor!
Babası: Anasından güçlü çıktı desene benim gelin
Deniz: Gelin filan hayırdır pek bi benimsediniz?
Babası: Seni ilgilendirdiğini zannetmiyorum! Bana geldin ve bende sana yardımcı olmamı istedin! Bundan sonrasına karışmak sana düşmez küçük hanım!
Deniz: O kızın yaşamasını istemiyorum!
Babası: Bana kiralık katil muamelesi yapmayı kes! Hem sendeki bu nefretin sebebini açık konuşalım istersen?
Deniz: Niye daha önce kiralık katil olduğunuz gerçeğini mi hatırlattım size!
Babası: Boyundan büyük laflar ediyosun! Sonrasında sorumlu ben olmam!
Boranın babası telefonu suratıma kapadı. Boranın kime çektiğini anlıyorduk burdan... Babası kılıklı...
Madem kimse bişey yapamıyor o zaman ben kendi yöntemlerimle ilgilenirim! Hemen Tunayı aradım. Mirayın kaldığı hastanede doktor olan arkadaşımı...
Deniz: Alo Tuna?
Tuna: Efendim Deniz?
Deniz: Sana bi işim düştü!

Borandan...
Hemşireden zorda olsa izin aldım. 10 dakikada olsa sevgilimin yanında olabilecektim. Artık hemşireler bile halime acımaya başlamıştı. Camla bütünleştim resmen. O camın başından sanki ayrılırsam bişey olacak gibi hissediyordum... Mirayın elini tutmayı özlediğimi o an fark ettim.
Boran: Mirayım... Adının anlamı gibi hayatıma doğdun sende. Ömrümde parladın... Hadi aç gözlerini yetmez mi bu kadar hasret aramızda ha? İnatçısın biliyorum o yüzden açmıyorsun gözlerini.  Seni terk etmemin bedelini bu şekilde mi ödetiyorsun yoksa? "Aşkın kötü tarafı insanlara verdiği zevki, eninde sonunda ödetmesidir. Şu veya bu şekilde. Fakat daima ödersiniz." Ahmet Hamdi Tanpınarın dediğini yapma olur mu sevgilim... Bize bunu ödetme... Hemen uyanda yaşam enerjim yerine gelsin şahane gözlerin sayesinde...
.
.
İşler kızılıyoor! Deniz durmayacak gibi! Sizce? Yorum ve oylarınızı bekliyorum! 🌸💃🏻

Oyunun adı: AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin