ÖZEL BÖLÜM II

261 17 12
                                    


Güneşin hastane odasının kapısının önünde herkes dua ediyordu. Poyraz güneşe bir şey olma korkusunu iliklerine kadar hissetti. Yaptığı hatanın farkındaydı... Onu bunca angaryada tek başına bırakmıştı! Nasıl kıyabilmişti sevdiğine? Babası annesini böyle mi sevmişti? Nergis babaannesi herşeyi yaparken babası kaçmış mıydı? Hayır! Ya da Boran amcası ona imkansızlıklara rağmen ona soruna rağmen miray teyzesini yalnız bir başına bırakmamıştı. Ama o yapmıştı işte! Böyle görmemesine rağmen korkmuştu. Kaçmıştı belkide...
Boransa kızının bir an önce ayağa kalkmasını istiyordu. Her ne kadar adını koray olucak şerefsiz koysada kızı adı gibi güneş gibi parlıyordu. Baygınkende...
Miray bir köşeye sinmiş anılarını düşünüyordu. Gözyaşları durmaksızın... Korayı kaybetmişti. Yine böyle güzel bir anda gittiğini öğrenmiş ve yine böyle bir anda lise anılarına veda etmişti... Şimdide evladını kaybedemezdi. Canının bir parçasını... Sevdiği adamla olan bağlantısını... Sindiği köşede sessizce ağlamaya devam etti bir süre... Ardından köşeyi dönüp koşarak ona gelen güneşin küçüklüğünü gördü. Orda olmadığını bile bile hayal bile olsa ona doğru koşarak gelen küçücük güneşine kollarını açtı kadın...

Doktor Güneşin odasından çıktıktan sonra haberi vermek için ailesinin başına geldi.
Boran: Nolur iyi bişey söyleyin
Doktor: Keşke söyleyebilsem ancak maalesef kızınız...
Miray: Hayır susun! Ona bişey olmayacak! Onuda kaybetmicem! O benim inci tanem... Annesinin inci tanesi bırakıp gitmez!
Boran sevdiği kadına sıkıca sarıldı. Tek güç kaynakları birbirleriydi şu an...
Boran: Sevgilim... Kızımıza hiç bişey olmayacak! Öyle değil mi doktor bey?
Doktor: Kızınızın beyninde anevrizma fark ettik
Boran: Yani? Anlayacağımız dilden konuşur musunuz?
Doktor: Güneş hanımın beyninde baloncuğa rastladık demek...
Miray: Ne....
Miray olduğu yere yığılmıştı. Minik bedeni bunu kaldıramazdı ki kızının... Boran sevdiği kadını tutarken acı gerçekle sarsılmıştı. Kızları ellerinden kayıp gidebilirdi.
Mirayı odaya yatırdıktan sonra hemşire sakinleştirici iğne yaptı. Boran başında beklerken şimdi ne olacağını düşünüyordu.
Gözü bir ara Poyraza ilişti... Hepsi onun suçuydu ona göre! Kızını bin bir dertle baş başa bırakmasa Güneşi yanlarında şen şakrak duruyor olacaktı!
Hırsla yerinden kalktıktan sonra Poyrazın ağzının ortasına yumruğunu geçirdi.
Poyraz: Boran amca...
Boran: Bana amca deme ulan! Elimde kalacaksın şimdi! Bir de hala burda mısın sen!
Poyraz: Güneşin iyi olduğunu görmeden gitmem...
Boran: Defol git burdan! Ben sana kızımı üzmen için emanet etmedim. Ya da onu tek başına bırakman için...
Kubilay: Boran... Yeter abi! Bırak çocuğu ne suçu var.
Boran: Ne mi suçu var? Sizin aymaklıklarınız yüzünden bu çocuklar bağlandı bu kadar!
Kubilay: Kötü bişey oldu diye suçu bize atma!
Boran: Kızıma bişey olursa şayet!
Kubilay: Ne yaparsın?
Pınar: YETER!

Hiddetle yerinden kalkan Kubilay Pınarın sessizliğini bozmasıyla yerine geçti...
Boranda karısının yanına odaya girdikten sonra ellerini tutmaya devam etti.

Miray uyurken Boran hiç susmamıştı.
Boran: Hatırlıyo musun sevgilim... Yine böyle bir hastane odasındaydık. Aşkımız yeni yeni filizlenmişti tekrar... Deniz yüzünden az kalsın her şey bozulacaktı. Ne badireler atlattık ikimiz... Deniz,Koray,aileler... Ama asla ellerini bırakmadım ben. Aslada bırakmam... Şimdi kalk ve kızımızın ellerinden tutalım olur mu? Biliyosun o hep karanlıktan korkar... Adı gibi güneş gibi aydınlığı sever.

Miraysa baygınken kızını görmüştü. Sapsarı saçlarını... Hevesli hallerini... ilk okuldayken okumayı öğrendikten sonra ilk kitabını almak için yaptığı ısrarları... İlk sahnesini... İlk heyecanlarını... Hepsi bir bir gözlerinden geçmiş o anları bir kere daha yaşamıştı. Bir anda kocasının o karanlığı sevmez dediğini işitti. Haklıydı... Kızları karanlığı sevmezdi!
Gözlerini yavaş yavaş aralarken kocasının ağladığını fark etti. Gözlerinden akan her yaşın kendi göz pınarlarına hücum ettiğini hissetti. O ağladıkça kendi gözlerinden de yaşlar aktığını...
Boran: Ben siz olmadan yaşayamam bu saatten sonra... Olmaz. Yapamam... Şimdi sen uyanıcaksın kızımızda iyileşecek! Eskisi gibi... 
Miray: Eskisi gibi olabileceğiz dimi?
Boran: Biz birlikte olduktan sonra hiç bir güç bizi yıldıramaz miray...

Herkes güneşin odasının önünde beklerken içeriden gelen makine sesleri sadece duyuluyordu. Kimsede konuşacak hal yoktu.
Doktor kontrolü yaptıktan sonra yine ailenin huzurundaydı.
Boran: Lütfen yalvarırım iyi bişey söyleyin
Doktor: Acil ameliyata almalıyız. Yoksa beklenenin dışında komplikasyonlar yaşanabilir.
Miray: Ne kadar tehlikeli bir noktada
Doktor: Bunu size anlatamam ancak ameliyatın başarılı olması için elimden geleni yapacağıma emin olabilirsiniz
Boran: Kızımız... Güneşimiz eskisi gibi olabilecek mi?
Doktor: Şunu söyleyebilirim ki yapılacak ameliyat tehlikeli ve en iyi ihtimalle yaşasa bile hafızasında bir sıkıntı yaşanabilir
Miray korkuyla kocasına sarıldı.

Aradan geçen saatler sonunda güneşin testleri yapıldı ve ameliyathane için hazırlandı. Odadan çıkarılırken miray kendini yerlere atarak ağlamaya başladı. Poyraz bile ağlıyordu! Hani şu erkek adam ağlamaz diye yetiştirilen poyraz...
Pınar, Kubilay, Boran... Herkes ama herkes ağlıyordu. Eskisi gibi ışık saçan halleriyle bildikleri genç kız bitkin bir şekilde ameliyathaneye gidiyordu. Nasıl ağlamasınlar ki?

Ameliyata başladıkları ilk anlar gayet başarılıyken baloncuğun imha ediliş anında beklenmedik bir komplikasyon yaşandı. Beyine bir süre kan pompalanmadığı için doktorlar beyin ölümünün gerçekleşme ihtimalini düşündüler... Tam aileye haber vermek için çıkacaklardı ki anestezi uzmanı durumu fark etti ve doktorları uyardı. Ardından ameliyat kaldığı yerden devam etti...

Doktor içeriden çıkıp iyi haberi verdi. En azından kızınız öldü demekten kolaydı yaşadığını söylemesi... Sadece ne zaman uyanacağı pek belli değildi o kadar...

• Eveeet beni özlediniz mi? Uzun zamandır yazmak için girip ancak bir türlü bol dramlı bölümü yazamadığım için çıktığım bir hikayeydi... Umarım beğenirsiniz 🤗 Yazarken bazı yerlerde gözlerim doldu hatta ağladım da denilebilir... Yorumlarınızı merakla bekliyorum millet 🎈
Güneş gibi ışıldayan günler yaşamanız dileğiyle 🎈💃🏻

Oyunun adı: AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin