ÖZEL BÖLÜM I

422 23 19
                                    


Güneş: Ay çıldırtacaksın beni poyraz! Ne demek düğünde beşiktaş takımı? Oldu olacak çarşı grubunu getir! Birde arkadaşlarımla forma giyecem diye tutturmuşsun! Delirdin mi be adam!
Poyraz: Hayatım anlamıyosun beşiktaş benim için hayat felsefesi!
Güneş: Bana bak! Benim en mutlu gününü maf edersen eğer seni evlenmeden boşarım! Duydun mu beni? Hem ben demet akalını çağırıyo muyum? O kadında benim hayat felsefemi anlatıyo!
Poyraz: Duydum güneşim ama anlamıyosun sende beni!
Güneş: Ben nerdeyim poyraz biliyo musun sen?
Poyraz: Annemlerle gelin alışverişindesin?
Güneş: Senin annen ve benim annemin olduğu bir ortamda seni anlamamı bekleme zaten! Beynimin içinden dantel masa örtüleri geziyo! Kim kimi anlamıyo acaba? Gelde kına kokusundan kafan olsun!
Poyraz: Yok yok tamam çarşıda yok forma da yok!
Güneş: Heh şöyle sözüme gel! Yoksa valla kendini alışverişte bulursun annenin yanında gratis indirimine yollarım seni poyraz!
Poyraz: Tamam dedim ya güneş!
Miray: Kızım?
Güneş: Efendim anne?
Miray: Gelmeye niyetin yok galiba daha sana pijama bakıcaz!
Poyraz duyduklarıyla gülmeye başladı. Güneşse tamda sırasıydı diye mırıldandı.
Güneş: Kapatıyorum poyraz
Poyraz: Dur dur bişey dicem
Güneş: Ne var?
Poyraz: Saten olsun!
Güneş: Ne diyosun be
Poyraz: Diyorum ki pijaman saten olsun!
Güneş: Allah seni kahretmesin poyraz!

Güneş sinirle telefonu kapattı. Yanakları kızarmayı çoktan geçmişti. Evrene yeni bi renk kazandırdığı için poyraza ve annesine teşekkürlerini sundu. Ancak kendi tabirleriyle...
Güneş: İnşallah takımın yenilir poyraz! İnşallah forman yırtılır! İnşallah beşiktaş güme düşerde sende görürsün gününü! Ah anne ah! Sende inşallah yemeğin altını yakarsın!
Miray: Ne söyleniyosun sen?
Güneş: Yok bişey ya şu gün bitsede kurtulsam
Miray: Ay pınar delirmiş gibi o mağaza senin bu mağaza benim geziyo gençkende böyleydi bu
Güneş: Ben birazdan kaçıcam sen kendi haline yan annecim
Pınar: Kim nereye gidiyor hanımlar?
Miray: Ay ödümü kopardın be
Güneş: Ben gidiyorum pınar teyze
Pınar: Kaç yıl geçti hala teyze...
Miray: Anne demek zorunda değil
Güneş: Yani bende demek isterim ama dilim bi türlü anne demeye varmıyo
Pınar: Poyraz miraya anne diyor ama
Miray: Demesin efendim demesin! Biz mi dedik biz mi zorladık? Hem ben güneşi doğurana kadar canım çıktı! Tek annesi benim onun!
Pınar: Ben sanki poyrazı tavuklar gibi dışarda yumurtlattım! Kuluçkaya yattım sanki!
Miray: Banane ben Rusyanın bağrında doğurdum onu!
Pınar: Ay haspam! Senin yüzünden gittik oraya biz bi kere!
Miray: Senin kocan zorlamış kocamı maça götürmeye yoksa boranın ne işi olur?
Güneş artık aradan çıkıp oradan kaçma vaktinin geldiğini hissetti!
Güneş: Aaa benim gitmem lazım çok geç kaldım!
Miray: Nereye geç kaldın?
Güneş: Kızlara sözüm var
Miray: Ama ama...
Güneş: Ne ama anne? Gezmek benimde hakkım! Poyraz alışverişe gelmiyo ama ben mecburen geliyorum o arkadaşlarıyla ama ben burdayım!
Miray: Haklı kız...
Güneş ordan hızla giderken bir yandan da poyraza acıyordu! Çünkü kendisi için resmen sevgilisini hatta müstakbel kocasını ateşlere atmıştı.
Ama yapacak bişeyi yoktu ki? Her zaman aynı şeyler oluyordu. Tam alışverişe başlıyolardı pınar teyzesi başka şeylere bakmaya başlıyodu annesi bu duruma sinirleniyordu! Ardından illa ki bir tartışma yaşanıyo ancak nasıl oluyosa eve gittiğinde iki hanımı karşılıklı kahve içerken buluyordu. Onların tartışmalarıda böyleydi işte...

Poyrazsa o esnada arkadaşlarıyla birlikteydi.
Can: Abi noldu şimdi bizim plan iptal mi?
Poyraz: Öyle gözüküyor
Kerem: İyice hanım köylü oldu bazıları can
Poyraz: Kereem! Sana bi çakarım görürsün hanımın köyünü!
Can: Öyle ama yani bi lafını geçiremedin!
Kerem: Bırak bırak bu başaramaz!
Poyraz: Tamam ulan! Planı uyguluyoruz!

Oyunun adı: AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin