Geçmişten...
Koray o gün tutturmuştu okulu kırıp adalara gitmeye... Miray anlamasada okulda sıkıldığı için kabul etmişti bu fikri, hem zaten yapacakları daha iyi bişey yoktu ki! Cihanda aslında gitmek istemişti o gün zira arkadaşına hiç güvenmiyordu... Korayın Miraya tüm hislerini itiraf etmesi halinde Miray ne tepki verirdi kestiremiyordu. Haklıydı da! Miray bilse şu andaki gibi Korayla gezer miydi hiç?
Ada da çok eğlenmişlerdi ancak koray bi türlü istediği fırsatı yaratıp konuşamamıştı sevdiği kızla...
Miray adanın mükemmel havasını içine çeke çeke gezerken farkında değildi korayın mecnun bakışlarından...
Miray: Ya koray ne güzel geldik buralara
Koray: Öyle tabi güneşim baksana her yer yemyeşil tam sevdiğin gibi
Miray: Evet keşke burda yaşasam ama buraya yazıyorum bak evlenince burda aşk yaşıycam ben!
Miray işaret parmağını havaya kaldırıp işaretlermiş gibi yaptı.
Koray bu haline kıkırdarken kolunu sardı güneşine...
Koray: Belli mi olur güzelim belki bu dileğin kabul olurÇarşıda gezerken herkes genç aşık sandıkları koray ve miraya bakıyordu imrenerek...
Çarşıdan geçerken miray bi takıcının önünde durup tezgahı incelemeye başlamıştı. Satıcı teyze deniz gözlü kızı incelerken yanındaki gencin bakışı gözlerinden kaçmamıştı.
Miray bi kolye ye beğeniyle baktığında koray kolyeyi satın almaya kafayı koymuştu ki yaşlı kadın kolyeyi korayın eline tutuşturup sevdiğin kıza bunu hediye et demeyi ihmal etmemişti.
Koray anlamsız bakışlarda baktığında yaşlı kadın açıklama gereği hissetmişti.
" Sevdiğim adam Feodras... O bir yunandı... Bense bir türk kızı... Her mektubuna sevgili cycnus diye başlardı. Kuğu gibi severdi beni zaten anlamıda kuğudur o kelimenin hoş bende sonradan öğrendim ya... O orda yalnızlık çekti ben burda. O orda öldü ben burda öleceğim belki ancak orda buluşmayı bekliyor olacağını bilmek bile mutlu ediyor beni. Bu kolyeden tek bi tane vardır bu yüzden bu kuğu kolyesini sevgilinde gördüğün her an aşkın devamlılığını ve bağlılığını hissedeceksin genç adam... Çünkü aşk tek bir kişiye yakışır..."O gün vapurla geri dönerken miray hala hikayenin etkisindeydi...
Koray: Eğer bi gün biriyle evlenmek istersem bu kuğuyu ona hediye edeceğim...Şimdiki zaman...
Miray elindeki kuğu kolyesine bakarken anıları canlanmıştı.
Pınar: Güzel kolyeymiş kim yolladı ki?
Miray: Ko-koray
Pınar: Şu koray denen herifle aranda gerçekten bişey yok mu?
Miray: Yok yani sadece arkadaşız en azından sadece arkadaştık
Pınar: O ne demek kız
Miray kolyeye bakarak mırıldandı...
Miray: Sanırım korayın kayıp sevdiğini buldum ama bu çok büyük bedellere sebep olabilir...
Pınar: Kimmiş?
Miray: Ben...
Pınar: Dur dur istersen anlatmak zorunda değilsin!
Miray: Anlatılacak bişey yok zaten...
Pınar: Şey bence biz şu çiçeğide kolyeyide kaldıralım hatta gel bizimkilere gidelim ne dersin?
Miray: Olur ama anahtarın var mı şimdi çalmayalım kapıyı
Pınar: Var tabi kubilay kapıyı açmaya üşendiği için anahtar verdi
Miray kahkahalarla güldü. En kötü zamanında yanında olan arkadaşına sarıldı.
Miray: Ah şu kubilayın üşengeçlikleri
Pınar: Bi üşengeç bi aç zaten o açken mutfağın tezgahını bile kemirir!
Miray: Hadi gidelim...Beylerse o ara tabi hiç bişeyden habersiz iddanın detaylarını konuşuyordu.
İçeri sessiz giren pınar ve mirayın artık idda dan haberi vardı tabi ki...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oyunun adı: AŞK
FanfictionÖnceliklee bir adet miray ve boran hikayesiyle geri döndüğümü belirteyim. E arayı çok açmamak gerek öyle değil mi? 😌 Onların aşkı konservatuarda başlamıştı. Taa ki Boran mezun olup tiyatro turnesiyle gidene kadar. Mirayın terk edilmiş hissetmesine...