Nevzat, kendi masasından birkaç masa geride kalan duvarda ki panonun önünde durmuş, birkaç gün önce almış olduğu Kasım Yıldızoğlu davasının fotoğraflarına bakıyordu. Dava da şimdiye kadar herhangi bir gelişme kat edememişlerdi; ne bir görgü tanığı, ne bir ipucu... hiçbir şey yoktu. Dava tıkanmıştı ve artık yapabileceği bir şey olduğunu sanmıyordu. Birkaç dakika daha düşündükten sonra, panoda duran fotoğraflardan birinin raptiyesini sökmek üzere uzandı.
İki parmağıyla raptiyeyi tam çekerken birden durdu. Aklına gelen fikri kısa bir an düşündü ve raptiyeyi geri itip
"Neden olmasın?" diye fısıldadı kendi kendine. Daha sonra masasına gitti ve oturdu. İki masa uzağında kalan Şenol'a eliyle gel işareti yaptı. Şenol, hızlı adımlarla yanına geldi.
"Kasım Yıldızoğlu davasıyla benzer davaları araştırdın mı?" diye sordu Nevzat Komiser.
"Evet ama bir sonuç çıkmadı. Hatta 7-8 yıl öncesine kadar inceledim. Bir benzeri daha yok..." diye yanıtladı Şenol.
"Bu gece.." deyip bir an duraksadı Nevzat. İçinde garip bir his belirmişti. "Bu gece buradayız. 25 yıl öncesine kadar gitmeliyiz. Bu davayla ilgili içimde garip bir his var." Bir an daha duraksadı:
"Tabi uygunsan" dedi kibar bir şekilde.
Şenol, Nevzat Komiseri örnek alan biriydi. Onun tecrübelerinden faydalanmaya hevesliydi ve Nevzat Komiserin istediğini hemen kabul etti.
Nevzat, içinde beliren garip hissin giderek güçlendiğini hissediyordu. Bu, bir histen fazlasıydı. Nevzat, hayatının büyük bir kısmını hatırlamıyordu.
İlk 21-22 senesine dair hiçbir fikri yoktu. Gözlerini açtığı ilk zamanı hatırlıyordu, onun için doğduğu zaman; o zamandı.
Gözlerini açtığında, başında duran adamın heyacanlanıp korkuya kapıldığını anımsadı. Elinde ki şırıngayı Nevzat'a doğru yöneltmişti fakat o an herşey Nevzat için o kadar yeniydi ki.. Canının yanacağını hissedip, adama saldırmıştı ve şırıngayı tam boynundan adama saplamıştı. Adamın acılar içinde kıvranıp, hayatının son buluşunu anımsadı. Daha sonra odaya giren siyahlı adamların, elektirik şoklu cihazlarla kendisini etkisiz hale getirmesini.. Hayatının ilk dakikalarını.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Onbir'in Hayatı
Science FictionTarihin iki farklı döneminde yaşayan iki adamın verdiği ortak savaşın öyküsü... "Savaş, her zaman seçer." demişti Willis, bir çöl rüzgarı kum taneciklerini yavaşça yüzüne vururken Nyuserre'nin. Ve 3.500 yıl sonra Onbir, bu kez savaşın onu seçtiğini...