New York'un fakir sokaklarından birinde tek başına yaşayan Seth, evinin önüne geldiğinde çıkarken çalıştırmış olduğu programın sonuç vermiş olması için dua etti. Yaklaşık iki hafta önce cüzdanını çalan kişinin yüzünü güvelik kamerası kayıtlarından bulmuştu ve şimdi kim olduğunu bulmak için bir program hazırlamış ve görüntüleri aratıyordu. Fakat dünya üzerinde ki milyarlarca insan arasından tek bir kişiyi bulmak sanıldığından çok daha fazla zor bir şeydi.
İçeri girip, bilgisayarının başına geçti ancak halen daha bir sonuç yoktu. Ekrandan sürekli fotoğraflar geçip duruyor, program geçen fotoğrafları hedef kişi ile karşılaştırıyor ve sonuç almaya çalışıyordu. Umutsuz bir durumdu. Çaresiz hissederek mutfağa geçip kendine biraz mısır gevreği hazırladı.
Aslında maddi olarak zor bir durumda değildi, istese daha iyi bir mahalleye bile taşınabilirdi ama gizli olarak yaptığı ve çok sevdiği bir şey vardı; bilgisayar korsanlığı. Bunun içinde gözlerden oldukça uzak durmak istiyordu çünkü bu işte gerçekten çok iyiydi. Yaklaşık 8 yaşındayken çok sevdiği kız kardeşini bir trafik kazasında kaybetmişti ve bu olaydan sonra kendini eve kapayıp sürekli bilgisayarlarla meşgul olmuştu. 19 yaşına gelince de ailesinden ayrılıp tek başına yaşamaya başlamıştı. Umursadığı şey parası değildi, cüzdanının içinde kız kardeşine ait bir hatıra olan küçük bir bileklik saklardı ve bu bilekliliği ne olursa olsun bulmalıydı.
Siyahi bir erkekti, uzun boylu ve biraz tıknazdı. Tıknazlığından olsa gerek elleri ve burnu çok büyük görünürdü, dudakları şişik ve gözleri hafiften pörtlek gibiydi. Düzgün bir şekilde beslenmek bir tarafa, bazı günler hiçbir şey yemediği olurdu. Bazen bir internet sitesini veya bir kişiyi kafaya takıp tüm gece uyanık kalmak için bazı maddeler kullanırdı. Tek istediği bilgisayar üzerinde ki uzmanlığını kullanıp bir şeyleri değiştirmekti. Ve içten içe bir gün büyük işlerin parçası olacağına inanıyordu hatta bunu biliyor gibiydi.
Gevrek doldurduğu kaseye süt doldurmaya başlamıştı ki o sırada tüm evin içinde ard arda bip sesleri yayılmaya başlamıştı. Heyecandan elinde ki kaseyi yere düşürmüş, sütün bir kısmını da yere dökmüştü. Umursamadan sütü bir kenara bırakıp bilgisayarın yanına koştu. Bip sesi programın bir sonuç bulduğunun bildiri miydi.
Ekrana baktığında sonuçla karşılaştı, bir kayıp ilanının internette paylaşılmış fotoğrafıydı. İlanda belirtilen kişi, arattığı kişiyle neredeyse tamamen aynıydı. Arattığı kişinin sadece saçları biraz daha uzun sayılabilirdi.
Kasım Yıldızoğlu.
Birkaç dakika içinde bu isimle ilgili bir çok arama yapmış olan Seth, aylardır kayıp olan genç adamın şüpheli bir şekilde ortadan kayboluşunu oldukça şüpheli bulmuştu. İyi kalpli bir bilgisayar korsanı olarak bu olayı, araştırmış olduğu birkaç enteresan diğer olayla benzer bulmuştu ve şimdi cüzdanını çalan bu hırsızdan sadece hatıra olarak sakladığı bilekliği istemiyordu; aynı zamanda ortadan kayboluşu hakkında bilgi de istiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Onbir'in Hayatı
Science FictionTarihin iki farklı döneminde yaşayan iki adamın verdiği ortak savaşın öyküsü... "Savaş, her zaman seçer." demişti Willis, bir çöl rüzgarı kum taneciklerini yavaşça yüzüne vururken Nyuserre'nin. Ve 3.500 yıl sonra Onbir, bu kez savaşın onu seçtiğini...