Beyaz renkte ki tavan saniyeler geçtikçe daha da netleşmeye başladı. Bir kabustan, diğerine uyandığının farkındaydı. Elini dudağının sol tarafında ki yara izine götürüp, kontrol etti. Sanki kanıyormuş gibi hissediyordu.
Başını sola çevirdiğinde, gergin şekilde kapıyı gözleyen Onbir'i gördü. Sanki birinin içeri girmesini bekliyordu. İçeri girecek olan kişinin üzerine atlamaya hazır görünüyordu. Yerinde doğrulup, Onbir'in yanına kaydı ve sehpanın üzerinde, dağılmış kitapların yanında duran dosyaları farketti. Başı birden çatlayacak gibi oldu, arşiv odasına girip dosyaları okuduğunu yeni hatırlamıştı. Ve dosyalarının içinde yazanları.
"Biliyor musun" dedi Onbir ve bir an duraklayıp devam etti, "Beni arşiv odasında yakaladığın gün, sadece denek numaramı görmedim. Bir çok şey gördüm, bu korkunç yer hakkında bir çok şey öğrendim."
Derin bir nefes çekip devam etti.
"Ama Murat, şu dosyalarda senin hakkında yazanlar; sana yapılanlar hakkında yazılanlar kadar korkunç değillerdi."
Murat cevap veremedi. Dosyalarda yazanların sadece bazı kısımlarını hatırlıyordu. Ailesinin öldürülmesi olayını ve kendisini kaçıran adamlara kadar olan kısımları. Daha sonrasını henüz okumamıştı.
Murat, kendisinin buraya gönüllü olarak geldiğini çok iyi hatırlıyordu. Ve hatta burada olduğu için hissettiği rahatlatıcı duyguyu bile hatırlıyordu.
Ve ordu da görevli olan, onurlu bir asker olduğunu da...
Kendisi görevdeyken, ailesinin bir terörist grubu tarafından öldürüldüğünü de hatırlıyordu. Ve kendisi dibe vurmuşken yardım eli uzatıp, ona umut veren arkadaşını.
Ama şimdi tüm bunların değiştirilmiş gerçekler olduğunu biliyordu. Beyni, uzun zamandır kendisine ait olamayan bir parçasıydı ve bunu bilmek ürpertici bir şeydi.
Fakat neden şimdi? Dr. Jeremus ile geçirdikleri onca yıldan sonra, her şey neden şimdi gerçekleşiyordu?
"Ne zamandır uyuyorum?" diye sorabildi bir tek.
"Sanırım 15 saat. Yeni bir gün başladı bile, Dr. Jeremus uğradı bir ara. Seni bu halde gördüğünde pekte şaşkına dönmedi. Neyse... Bugün dışarı çıkabilirmişiz. Sana da hava almak iyi gelecektir."
Onbir; kendisinin gözetimine verilmişti fakat şuanda Onbir kendisine bakıcılık yapıyordu. Dr. Jeremus ile olanlar hakkında konuşmak istiyordu ama ihtiyar doktorun bunu istemediği belliydi. Burada dönen olaylar kafa karıştırıcı olmaktan öteydi. Şimdi Murat odadan çıkacaktı ve kendisini yıllardır kandırmış; kullanmış insanların arasında hiçbir şey yok gibi yürüyecekti. Ve bunun nedenini bile tam olarak bilmiyordu. Şu durumda ölmek iyi bir alternatif olabilirdi.
Deney işe yarayacak olmalı diye düşündü. Fakat sonra?
Hiçbir fikri yoktu. Kafası çok bulanıktı ama Dr. Jeremus'u bulması gerektiğini biliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Onbir'in Hayatı
Science FictionTarihin iki farklı döneminde yaşayan iki adamın verdiği ortak savaşın öyküsü... "Savaş, her zaman seçer." demişti Willis, bir çöl rüzgarı kum taneciklerini yavaşça yüzüne vururken Nyuserre'nin. Ve 3.500 yıl sonra Onbir, bu kez savaşın onu seçtiğini...