Bölüm 23

263 89 5
                                    

Jeremus ve Murat önden içeri girmişlerdi ve kendisine dışarı da beklemesini işaret etmişlerdi Onbir'e. Birkaç dakika sonra içeride patlak veren gürültüyü duymuştu ve hemen sonrasında peşine yarım düzine kadar adam takılmıştı.

Yaklaşık 15 dakika kadar terkedilmiş şehrin sokaklarında peşinde ki adamlardan kaçmıştı. Fakat adamların kendisini bırakmaya hiçte niyetleri yoktu. En sonunda bir çıkmaz sokağa girmişti, yine de bir çıkış bulabilmek umuduyla sokağın ucuna kadar koşmuştu. Fakat çıkış yoktu, üç bir yanında birkaç katlı eski binalar vardı ve arkasında kalan yolda ise peşini bir türlü bırakmamış olan adamlar.

Artık savaşmaktan başka çaresi kalmamıştı, fizik olarak iyi durumda olsa da nasıl dövüşeceğini bilmiyordu. Üstelik adamların elinde yüksek voltajlarda elektirik şoku veren sopalar vardı. Şansı sıfıra yakın duruyordu ama öylece teslim olacak hali de yoktu. Hem belki adamları biraz oyalayabilirse, Murat ve Jeremus kendisini kurtarmaya gelecek gibi hissediyordu. Umut azdı fakat hiç yoktan iyiydi.

Arkasına dönüp, kendisine temkinli adımlarla yaklaşan adamlara baktı. Gitgide yaklaşmaya devam ederlerken, hepsi bir anda durmuşlardı. İçlerinden biri, birkaç adım ileri çıkıp biraz eğildi ve dizinde ki şok tabancısına uzandı.

Sadece sopalar olacak sanıyordum diye içlendi bir an. İleri atılmayı düşündüğü sırada, tam sağ dizinin üzerinde yoğun bir acı hissetti. Acı tüm vücuduna yayılıp onu yere sermişti. Elini bacağına götürüp şok tabancısından fırlatılan dişli aleti çıkarıp, tekrar ayağa kalktı. Fakat karşısında ki adam şok tabancısını tekrar ateşledi ve bu kez karnına denk gelmişti. Kendisini yere bıraktı, yan yatıp sakin adımlarla kendisini almaya gelen adamları izledi. Gözleri kapanmak üzereyken, patlayan silahların sesiyle tekrar kendine geldi.

Peşini bir türlü bırakmamış olan yarım düzine adam, yerde yatıyordu. 

Onbir'in HayatıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin