Onbir'in Hayatı

Bölüm 56

Tek başına kalmaya halen daha alışamamıştı, her zaman istediği şey yalnızlıktı oysa. Ancak hayal ettiği yalnızlık böyle bir şey değildi Onbir'in; etrafını saran insan kalabalığını istemiyordu.
Onlardan nefret ediyordu.
Ekonomik düzenle ise yeni yeni tanışmaya başlamıştı ve bu da ayrı bir nefret oluşturmuştu onda. Para kazanmak için yaptığı tek şey, hayatları hakkında fikir sahibi bile olmadığı insanların ceplerine elini atmaktı.
Ivar'ın bilgisayarını almıştı fakat nasıl kullanılacağı hakkında en ufak bir fikri yoktu. Zaten bilgisayar şifre korumalıydı ve klavyede ki harflerin yerlerine bile henüz alışık olmayan Onbir için bunu aşmak imkansızdan da öte bir şeydi. Tamamen umutsuzluk içindeydi.
Ucuz motel odasının çürümeye yüz tutmuş masasında duran bilgisayarın şifre koruma ekranıyla bir süre daha bakıştıktan sonra, gıcırdayan sandalyesini biraz geri çekti ve kulpu kırık çekmeceyi açıp silahını alıp duvara doğru nişan aldı. Tetiği çekmeyi özlediğini fark etti, en iyi bildiği şey tetiği çekmekti. Belki de söylediği kelimelerden çok tetiği çekmişti.
Silahı masanın üzerine bırakıp, Keaton Knox'un anı defterini incelemeye devam etti. Defterde deneyde kullanılan maddeyle ilgili bir çok not bulunuyordu. Maddenin kökeni hakkında ise sınırları zorlayan teoriler mevcuttu. Onbir'in daha önce hiç duymadığı Yedi Kök Soy a kadar uzanan teorilerdi bunlar.
Bu konuyu bir ara araştırmalıyım diye konuştu kendi kendine.
O sırada kulağına oldukça yabancı olan, birbirinin tekrarı sesleri işitti. Kapı çalıyordu. Bu iyiye işaret olamazdı.
Silahına uzandı. Kapı tıklanmaya devam ediyordu. Sakin adımlarla kapıya yöneldi, deliğinden baktığında siyahi bir genci gördü. Silahını sol eline aldı ve kapıya yasladı, diğer eliyle de oldukça temkinli bir şekilde kapıyı açtı:
'Ne vardı?' diye sordu Onbir.
Kapıda ki adam telaşeli görünüyordu:
'Şey, ben Seth. Seninle bir şey konuşmak istiyorum' dedi kapıda ki adam ve elinde tuttuğu, birkaç kez katlanmış olan kağıdı Onbir'e uzattı.
Onbir kağıdı alıp tek eliyle açtı. Bir kayıp ilanıydı bu.
Kasım Yıldızoğlu'nun fotoğrafıysa ilanın tam ortasındaydı.