Etrafıma dolanmış sıcak kollar yerini boşluğa bıraktığında anlık sersemlik ile titredim. " Şey tekrardan tebrik ederim. Ben seni arabada bekliyorum. " dedi ve sınıftan hızla çıktı. Ben arkasından bakarken Duru az önce Çınar'ın oturduğu yere yerleşti ve karnesini hızla sıranın üstüne bıraktı. "Yok abi verdiği sözlü notuna bak. Uzay'ın sözlü notu benden fazla yemin ederim. Bu hoca eğer ona asılmıyorsa benim adım Duru değil!" diye yakınmalara başlamıştı. Her sene sonu gibi..."Dert etme , düzeltirirsin." dedim.
"Ben gidiyorum." dedim ve sıradan kalktım. "Nereye?" dedi. "Çınar aşağıda bekliyor. Eve onunla gideceğim. İstersen gelebilirsin." dedim ve yükümü tek ayağıma verdim. "Demek seni Çınar getirdi. " dedi kelimeleri imalı bir şekilde uzatarak. "Evet, o getirdi. Servisi kaçırdım her zaman ki gibi." dedim ve kapıya yürüdüm son kez ona bakıp "Geliyor musun?" dedim. "Hayır ben Uzay ile geldim onunla giderim. " dedi. Bende başımı sallayıp sınıftan çıktım. Merdivenlerin sonunda elinde telefonla konuşan Çınar'ı görüp duraksadım. Olduğu yerden ileri geri adımlar atıyordu. Minik adımlar ile yanına yaklaştım. O kadar hararetli ve hızlı bir şekilde konuşuyordu ki benim geldiğimi anlamamıştı.
"Tamam, seni ben alması için birilerini bulurum...Tamam,Ezgi. Merak etme. Ve evet yanımda. Tamam...tamam." dedi ve aramasını sonlandırdı. Koluna dokunup burada olduğumu belli ettim. "Geldin mi? Hadi, gidelim."dedi. Onu onaylayıp yürümeye başladım. Aklıma gelen soru ile ona döndüm. "Az önce konuştuğun kişi kimdi?"dedim. Bana baktı. "Kız kardeşim."dedi. Annesi onu doğururken vefat etmemiş miydi? "Ama..." sözümü yarıda kesti. " Üvey."dedi. Arabaya binerken ona başımı salladım. Ve arabanın hareket etmesini bekledim. Araba çalıştığında ona döndüm." Beni bıraktıktan sonra..Kardeşini almaya mı gideceksin?"dedim. Kafasını salladı. "Ben değil.Uzay gidecek. Ben gidersem babam beni orada bulabilir ve bu isteyeceğim en son şey değil."dedi. Şu babası ile arasında olanlar fazlasıyla garipti!
🌼🌼🌼
"Hey! Anne, ben geldim."dedim ve elimde ki karneyi masanın üstüne bıraktım. "Geldin mi, kuzum?"dedi annem dediğine gözlerimi devirdim. "Hayır anne gelmedim!"dedim şakayla dediğim şeye kıkırdadı.
Elinde bu sefer havlu ile çıktı. Elini kurulayıp havluyu astı. "Ne aldın bakalım?"dedi. Karnemi elime alıp ona gösterdim. Güldü. Ve karnemi inceledi. " Bu senede son anda yırtmışsın ha?"dedi annem. Sene sonu notumun tam olarak seksen beş olmasına dikkat çekiyordu. Tam anlamıyla kendimi piyangoyu kazanan kişi gibi hissediyordum."Ah evet...Son anda bir mucize oldu."dedim. "Karneni hemen Amcana atmalıyım. Biliyorsun iddaya girmiştiniz. Ve kazandın tatlım."dedi. Şu idda meselesi bana Çınar ile aramızda olan iddayı hatırlattı. "Hemen fotoğrafını çekip amcana atayım."dedi gülerek. Hemen başımı olumsuz anlamda salladım."Ah, hayır anne. Lütfen bunu yapma! Karnemi her sene Facebook'a atıyor.Ve beni etiketliyor!"dedim. Şu sosyal medyada evladının sene sonu getirdiği karnenin resmini atıp onunla gurur duyduğunu söyliyenleri gerçekten anlamıyordum. "Hadi ama!"dedi annem ısrarlarını sürdürürken." Kimlik no mu kapatıp at."dedim ve odama gittim. Ev içinde giydiğim rahat kıyafetleri alıp giydim. Saçımı topladım. Bir duşa girmek iyi gelebilirdi. Bir dakika! Benim şuan önümde dolu dolu üç ay vardı!🌼🌼🌼
🌼Uzay'ın ağzından🌼
Okuldan çıkıp kendimi eve attım. Karne mi? O bok gibiydi. Ve moralim biraz ona bozulmuştu. Belki de birazdan fazlası. Hissetiğim titreme ile uzun zaman önce pantolonumun cebine sıkıştırdığım telefonu aldım. Arayan Çınar'dı.
"Efendim?"dedim.
"Uzay senden bir şey rica edeceğim, koçum."dedi
"Buyur. Her zaman!"dedim. Ne diyeceğini merak ediyordum. O hızlı konuştuğu zaman büyük olaylar olurdu. Ve şuan filmin son dakikasında reklama kalmışım gibi hissediyordum. Bu esprileri bana hep Duru öğretiyordu.
"Benim kız kardeşim. Yani..üvey. şey o bugün geldi. Şu an uçak inmek üzeredir. Senden ricam onu almaya gitmen çünkü önemli işlerim var halletmem gereken.."dedi. Onun bir kız kardeşi olduğunu biliyordum. Onunla uzun süredir arkadaştık. Sonra mesefaler bizi koparmıştı.
" Tamam sorun değil. Sabia Gökçen mi Atatürk havalimanı mı?"dedim.
"Atatürk."dedi ve telefonu kapattı. Bende oturduğum koltuktan kalkıp odama gittim ve üstümü degiştirdim. Arabanın anahtarını alıp evden çıktım. Araba bana ait değildi babamındı. Kullanmama izin verirdi. Ehliyetimi dört ay önce almıştım. Merdivenlerden inip binadan çıktım. Arabaya binip oturduğumuz sokaktan ayrıldım. Uzun bir trafik sonrasında havalimanına vardım. Arabadan inip içeri girdim. O sarı cadıyı bulmak zor olacaktı. Tahminimce fazlasıyla degişmişti. Saatime bakıp uçağın indiğine kanaat getirip orda bulunan koltukları taradım. Kahverengi saçlı bir kızın yanının boş olduğunu görüp oturdum. On beş dakika sonra kimseyi bulamayınca telefonumu çıkardım. Ve Çınar'ı aradım. Çok geçmeden telefon açıldı."Çınar abicim ben senin kardeşini hala bulmadım."dedim.
Güldü.
"Eskisi gibi sarı saçları yok artık.Artık saçları kahverengi az önce beni aradı ikinci sıra on üç numaralı koltukta oturuyor."dedi.Bir dakika kendi koltuk numara baktım. On iki numaralı koltukta oturuyordum. O zaman yanımda oturan kız... Kendime gelip koluna dokundum bana hızla dönüp kaşlarını çattı.
"Ne oluyor?"dedi. Ama sesi sanki her hangi bir hareketinde seni yere yatırırım der gibiydi.
"Ezgi sensin değil mi?"dedim emin olmak için. Başını salladı.
"Ve sende..." dedi devam etmemi istedi. Beni unutmuş olması normaldi .
"Uzay."dedim. Onu tamamlamak amacıyla.
Kafasını salladı. Ve bavulunu alıp ayağa kalktı. "Hadi gidelim. Beni abimin evine bırakacaksın."dedi. "Tamam bırakırım."dedim. Arabaya binip yola çıktığımızda yine trafiğin esiri olduk.
Yaza girdiğimiz için yollar fazlasıyla kalabalıktı. Kimse oruç tutmayı düşünmüyor tatil yapmaya kaçıyordu. Benim planım evde uyumaktı. Orucu böylece kolayca atlatıyordum. Bugün ise sarı bela yüzünden buralara gelmiştim. Pardon artık sarı uzun saçları yerine kahverengi kısa saçları vardı. Saçlarına kıyamazdı. Ama beline kadar gelen saçları artık omzuna geliyordu. Direksiyonu tutan ellerim sıklaştı. Kendi kendime mırıldandığımın farkında değildim bile."Beni unuttun mu,Sarı Bela?" dedim kendime engel olamayarak. "Hatırlamam gerekiyor mu?" dedi. Kalbimin kırılma sesini duyabiliyor muydu? Yoksa bilerek mi yapıyordu. Sorusuna cevap vermeyip arabayı Su'nun oturduğu siteye yönelttim. Nede olsa Çınar ve Su aynı apartmanda oturuyordu. Ne tesadüf ama!
Siteye giriş yaptığımızda arabayı park etmek için boş yer buldum. Arabayı park ettikten sonra arabadan indim. Kapısını açıp inmiş olan Sarı Belaya baktım. "Sen bekle ben alırım bavulunu." dedim. Başını salladı. Ve binanın giriş kapısına ilerledi. Bende onun peşinden bagajı açıp bavulunu büyük bir zorlukla çıkardım. Üstüne her zaman ki yaptığı gibi çıkartmalar yapıştırmıştı. Ve bunlar hep şarkı grubu olan' One Direction' üzerineydi. Demek ki Su ile iyi anlaşacaklardı. Çınar'ın ziline bastım. İçeriden gelen bağırışmalar Su'nun da evde olduğunu kanıtlıyordu. Kapı büyük bir gürültü ile açıldı. Ve üstü ketçap ile kaplanmış Çınar karşımıza çıktı. "Oğlum bu halin ne?" dedim gülerek gerçekten bu halinin resmini çekmeliydim. Gizliden arka cebimden telefonumu çıkarırken biri tarafından engellendim. Sarı Bela elimdeki telefonu ile sırıtıyordu. "Hey! Onu bana ver," dedim sesimi sakin tutmaya çalışarak sırıttı. Bu sırıtmayı abisinden öğrendiğine yemin edebilirdim.
"Hayır vermeyeceğim."dedi. Komik olduğunu falan sanıyorsa yanılıyordu.
"Bak zaten oruçluyum. Beni sinir etme,Ezgi!"dedim şu an oruçlu olmak en büyük kozumdu. "Sarı Bela'ya ne oldu?"dedi sırıtarak. Anlık boşluğundan yaralanıp telefonu almaya çalıştım. "Unuttun mu Uzay? Annelerimizin telefonlarını alır böyle kaçardık..." dedi söylediği şeyler kalp atış hızımı etkilerken tek düşündüğüm beni hatırlıyor olduğuydu. Sarı Belam beni hatırlıyordu!🌼🌼🌼
Bölüm bitti öncelikle bu bölüme gelen yorumlara göre yeni bölüm yazacağım. Eğer okuyupta yorum atmayan olursa bölüm geç gelecek. Vote derdim yok tek isteğim yorum. Yorumlarınız bana güç veriyor. Lütfen esirgemeyin 🌼
Sizi seviyorum. Bu bölüm daha çok Uzay ve Sarı Bela arasındageçti gibi. Onlara bir ad bulursanız yoruma yazın. Mesela Uzay&Ezgi》Ezay gibi. Yada Çınar ve Su= Çınsu.
Görüşmek üzere okurella'larım. 💓
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Komşunun Kızı |✔|
HumorTamamlandı √ "Ben onun için sadece komşunun kızıydım,daha ilerisi olamazdım." Rüya ile Çınar tanıştıklarından beri ya birbirlerinin boğazını yapışıyor ya da dudaklarına... Hız kesmeyen macera, yanlışların doğru,doğruların birer çikolataya dönüşt...