Wow! 20.Bölüme geldik sizler ile birlikte...Çok büyük bir aile olduk. Yeni insanlarla tanıştım. Onları ailem olarak benimsedim. Şu zamana kadar yanımda olan herkese teşekkürler..Bu bölüm yorumları ile beni güldüren mutlu eden herkese...Bu bölümde bir şeycikler olabilir...
--------
Gözleri meydan okurcasına gözlerimi ele geçirmişken hafif başımı çevirip göz temasından kaçındım. Ve onun ağır kütlesini üstümden itmeye çalıştım.Yerinden oynamadığında homurdandım. " Üstümden diyorum kalksan mı?" sesimi yükselterek konuştuğumda gözlerini devirdi. " Aslında bu pozisyonu beğendim. Böyle kalsak mı?"dedi ve o sinir edici sırıtışı yüzüne yayıldı. "Çınar!" dedim sinirle ama bende gülüyordum. "İyi,iyi kalktım." dedi. Ve üstümden ağırlığını alıp ayağa kalktı. Elini uzattı. Uzattığı eline tutunup ayağa kalktım. "Eve gidelim mi?" dedim yerde duran hırkamı alıp. " Tabii geç oldu zaten." derken ensesini kaşıyordu. Topu ayağımla kenara ittim. " Biliyor musun?" dedi ve yerde duran çantasını aldı. " Saçların az öncekinden daha berbat!" dediğinde arabanın camından saçıma baktım. Tekrar kabarmıştı. Ve bazı tutamlar örgüden fırlamıştı. Bunun sorumlusu geçen yaz saçımı kestirmeye gittiğim acemi kuafördü. Eşit kesmemişti. Ve onun kötü tarafları saçlarımı ne yaparsam yapayım bir yerden saç tutamları fırlıyordu. "Sen kendi saçına bak asıl!" diye sataştım ona. "Ne varmış benim saçımda? Gayet yakışıklı birinin güzel saçı!" dedi ve kendini gösterdi. Yaptığı hareketlere karşı kendimi tutamayıp kahkaha attım. " Sen bir Harry Styles olabilir misin?" dedim. onu baştan aşağı süzüp. Dudağını büktü. "Kalbimi kırıyorsun,komşu kızı." dedi. Ve kolunu omzuma koydu. Sokakta kahkahalarımız yankılanırken birbirimi iterek eve ilerliyorduk....
***
"Hayır anne anlamıyorum seni! En sevdiğim tişörtü toz bezi yapmak nedir? Ben onu severek giyordum!"dedim. Elimde duran yırtılmış ve tozlanmış kumaş parçasını -ki bu kumaş parçası zamanında en sevdiğim tişörtün yırtılan ya da diğer değimi ile kesilmiş bir parçasıydı.
"Eskiydi,kuzum! Sende onu giymekten vazgeçmiyordun. İkiniz için bence en iyi karardı."dedi. Son kez çamaşır makinesinin üstünde duran kıyafetime bakıp homurdandım. Onu özleyecektim. Benim canım unicornlu tişörtüm. Aslında tek unicornlu tişörtümdü ama olsun. Aklıma annemin üstünde One Direction'un olduğu tişörtü de
toz bezi yapmış olabileceği gelince koşarak odama girdim. Yatağımda uzanmış bilgisayardan film izleyen Duru odaya paldır küldür girdiğim için yattığı yerden sıçrayıp yere düşmüştü. Ben hızla gardolabıma ilerlediğimde kızgın sesini duydum. "Ne oluyor be?" elleri ile belini ovuşturarak yanıma geldi. Ona cevap vermeyip kafamı dolabın içine soktum. Elime tepilmiş bir tişörtü alıp kontrol ettim. O olmadıgını anlayınca arkama doğru fırlattım. Tişörtü yarım saat içinde bulunca sevinçle arkama döndüm. Duru'yu arkamda göremeyince kaşlarım çatıldı."Duru nerdesin?"dedim. Kıyafet yığınında bir kıpırdama oldu. Sonra kıyafetlerin arasından bir el ortaya çıktı. "Burdayım!Kurtar beni!"diye bağırınca elimde ki tişörtü güzelce yerine bırakıp uzattığı elini tuttum bir kaç tişörtü üştünden çektikten sonra dışarı çıktı. Çıkar çıkmaz eğilip yeri öpmeye başladı. "Allahım ölüyorum zannettim!"
Son kez yeri öpüp kızgınlıkla bana ilerlemeye başladı." Senin yüzünden Zayn'a sarılmadan ölüyordum ben! Onu bile geçtim. Shawn'ı göremeden ölsem hortlardım."dedi ve eliyle omzuma vurdu. Ondan uzaklaşıp omzumu ovaladım. "Özür dilerim!"dedim ve koşup üstüne atladım. Ona sıkıca sarıldığımda gülüp bana sarıldı. Biz kahkahalar atarken kapı açıldı ve içeriye annem girdi. Önce yerde ki kıyafet tepilesine sonra gülmekten kızarmış yüzlerimize baktı. Ve odada annemin sesi duyuldu. "Su! Bu oda ne böyle!"
***
"İstediğin bir şey var mı?"diyen Çınar'a dönüp kafamı salladım."Şu an Harry Styles'ın yanımda olması."dedim ve şirince gülümsedim.Homurdandı. "Onun dışında?"dedi ve sırtını buz dolabına yasladı. "Nutelle ve çilek!"dedim sevinçle. Güldü ve yaslandığı buz dolabından ayrılıp çilek ve nutella aramaya koyuldu. Bulduktan sonra kafasını kaldırmadan çilek dolu tabağı ve nutellayı bana uzattı. Elinden alıp masanın üstüne bıraktım. "Şimdi ne arıyorsun?"dedim. Ve sandalyeye oturmak yerine tezgahın üstüne oturdum. Ayaklarımı sallandırıp cevap vermesini bekledim. Kafasını çıkardı ve elinde duran sosu gösterdi. Sanırım bugün şeker krizine girecektim. Sonra yeni fark etmiş gibi bakışları tezgahta oturan beni süzdü. Süzme işlemi biraz uzun sürünce hafif öksürdüm. O da kendine gelmek için kafasını salladı. Sonra tabağı eline alıp yanıma geldi. Kolunun altında nutella ve sos vardı. Tabağı elime tutuşturup Nutella'nın kapağını açtı. "Çilekleri yıkamıştın değil mi?"dediğimde güldü ve kafasını salladı. "O kadar da pasaklı değilim, komşu kızı."dedi. Yüzüm kızardı. Ama bunun nedeni yaptığı imaydı. Kesinlikle şu an dldibimde olduğu için utanmamıştım.Nutella'yı yanıma bırakıp sosun kapağını açtı. Sosu çileklere döküp kapağını kapattı. Ona bakmadan kaseden bir tane çilek alıp ağzıma attım. Onun yemediğini fark ettiğimde kafamı kaldırıp yüzüne baktım.
"Sen neden yemiyorsun?"dedim ve kaseyi gösterdim. "Belki de senin yedirmeni istiyorumdur?"dediğinde dudaklarım hafifçe aralandı. Yok daha neler! Hayatta yapamazdım. Onunla yüz tüze olmak bile fazlayken ona bir de çilek yedirmek mi? Ama istemeden "Pekala."dedim. Ve tabaktan bir çilek alıp Nutella kavanozunun içine soktum. Çıkarıp ağzına uzattım. Dişlerini gösterip güldü. "Bir zahmet ağzını açsan diyorum!"dedim. Güldü ve ağzını açtı. Ağzına doğru uzattığım çileği ısırdı. Dudağının kenarında duran çikolataya gözüm takıldı. Bu konularda titiz biri olduğum için refleks olarak elim dudağına gidecekken son anda kendimi durdurdum. "Dudağın..."dediğimde kaşları çatıldı. "Ne varmış dudağımda?"dedi. Derin bir nefes almam lazımdı. "Kenarında Nutella kalmış."dedim. Bunu duyunca çatılmış olan kaşları yumuşadı. "Sil bence."dedim ve kenarda duran bezi gösterdi. Kaşlarını kaldırıp indirdi. "Sen silsene."dedi. Ve sırıttı. Dudağını yaklaştırmaya başladığında korkup hızla tezgahta ne kadar olursa artık geri gitmeye çalıştım. Arkamda bir sıcaklık hissettiğimde gözlerim büyüdü. "Çınar sanırım yanıyorum."dedim. Ellerini iki yanıma koyup gülümsedi. "Tabii ki yanıyorsun,komşu kızı. Kimse benim gibi ateşli birine karşı koyamaz."dedi. Kafamı olumsuz anlamda salladım.
"Hayır o anlamda değil gerçekten yanıyorum. Kaynar süt!"diye bağırdığımda hızla ellerini iki yanımda çekti. Ve beni sırtımdan tutup kendine yasladı. Sırtımda ki sıcaklık yok olunca rahatça gözlerimi kapattım. Ama açmam uzun sürmedi. Çünkü ben gözlerimi kapattığımda eş zamanlı olarak mutfağın girişinde bir şeyin düşüşünü işittim. Gözlerimi açıp kimin geldiğine baktığımda bize gözleri büyümüş şaşkınlıkla bakan Uzay'ı fark ettim. Utanmanın sınırı var mı? Eğer varsa sanırım ben boğuluyorum!
-Bölüm Sonu-
Kısa oldu biliyorum. Evde değilim. Yanımda bilgisayar yok. Ne kadar uzun göremiyorum. Kısa olduğundan eminim ama...Telefondan yazmak çok zor allah yazanlara sabır versin. Neyse yeni yazdığım "Vur bana! |Kerim Can Durmaz Serisi🍼" ne bakın bence! 💕
Çok reklam yapmam ama sorry 🎀
🎀BİR SONRA KI BÖLÜM ÇINAR'IN AĞZINDAN!!!🎀
HADİ BEN KAÇAR SİZİ ÇOK ÇOK SEVİYORUM. İSTEDİĞİM OY VE VOTE GELMESEDE YAYIMLIYORUM. O YÜZDEN YORUMLARINIZI EKSİK ETMEYİN 💕
Sizi seven yazarella...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Komşunun Kızı |✔|
HumorTamamlandı √ "Ben onun için sadece komşunun kızıydım,daha ilerisi olamazdım." Rüya ile Çınar tanıştıklarından beri ya birbirlerinin boğazını yapışıyor ya da dudaklarına... Hız kesmeyen macera, yanlışların doğru,doğruların birer çikolataya dönüşt...