〰15. Bölüm: Yiğit Bey'in Ortamları/2〰

5.5K 509 217
                                    

  Merhabaaa! 1400 kelimelik bölümle geldim lütfen kısa demeyin. Bir de 28. Sıradayız! Çok teşekkürler!

Bu bölüm Yiğit'in anormal arkadaşlarıyla tanışacaksınız. İyi okumalar!




Tırnaklarıma parlatıcımı sürerken bir yandan da ne olacağını düşünüyordum. Yiğit'in arkadaşlarıyla tanışmak... Bu biraz beni ürkütüyordu. Başta iyi aile çocuğu olan Yiğit'in pek arkadaşı olmadığını, hatta böylesine kötü bir ortamda iyi kalabildiği için direk yirmi beş yaşında doğduğunu düşünüyordum. Kendi düşüncelerime kıkırdadım.

  Zaten asla mantıklı bir şey düşünmezdim.

  Şimdi ise Yiğit'in arkadaşları, ortamları olduğunu düşününce endişelenmeden edemiyordum. Belki on liraya aldığı kahveyi Snap'te paylaştıktan sonra birini bulmak için kıçını akşama kadar kafenin sandalyesine gömen kızlarla aynı ortamda bulunmuştu. Belki de onlardan birisiyle sevgili olmuştu. Zaten eğer öyle bir şey varsa ve beni evlilik programına çıktığım için eziklediyse ağzına sıçardım. Ben o kızlardan daha kaliteliydim bir kere!

  Sahi sevgili demişken... Acaba Yiğit'in kaç sevgilisi olmuştu? Ve ben neden bu zamana kadar sormayı akıl edememiştim? Tamam Nilay'ı da onlara gittiğimde öğrenmiştim ancak başka hiçbir şey bilmiyordum. Sanırım bu durum kendi derdimi gözümde çok büyütmemdendi. Belki de Yiğit'in de geçmişinde kirli çamaşırları vardı. Benimki kadar olmasa bile bir şeyler bulabilirdim.

  İşim bittiğinde tırnaklarımı üflemeye başlamıştım ki telefon çaldı. Arayan'ın Yiğit olduğunu görünce telefonu açıp hoparlöre bastım.

"Efendim canım?"

"Ne yaptın Turunç? Hazır mısın?"

  Tırnaklarıma baktığımda onların henüz hazır olduğunu düşünmesem de idare eder olduklarına kanaat getirdim.

"Hazırım canım. Seni bekliyorum."

"Dışarı çık o zaman. Sokağın başındayım."

  Yiğit göremese de gözlerimi devirdim. Her dakika televizyon izleyen, izlemediğinde torununun tabletine sonra izlemek için kaydettiren canım komşularım her şeyi babamdan daha çok biliyorlardı. Bu yüzden Yiğit ha sokağın başında durmuştu... Ha evin önünde.

"Kapının önüne gelebilir misin?"

  Melis olsa hayvansı bir tonda söyleyeceğim sözleri Yiğit'e karşı kedi sesiyle söylüyordum. Çünkü o Yiğit'ti. O bana karşı böylesine tatlıyken ben kötü davranamazdım. Aramızda bir süre sessizlik oluştuktan sonra Yiğit konuştu.

"Geldim. Seni bekliyorum."

  Kapıdan dışarı çıktığımda Aliye Teyze, Mukaddes Teyze ve Seher Abla'nın bir yandan kaldırım üstüne oturup çekirdek çitlerken bir yandan da Yiğit'i kestiğini gördüm. Kaşlarımı çatarak yanlarına gittim. Yüzümde sahte bir tebessümle konuştum.

"Merhaba... Hanımlar!"

  Seher Abla bütün oynaklığıyla konuştu.

"Merhaba merhaba. Biz de senin şu meşhur Yiğit'e bakıyorduk. Tabii senin yüzünü gören cennetlik. Meşhur olduktan sonra bizi unuttun değil mi kız?!"

"Olur mu hiç öyle şey canım? Başımı kaşıyacak vakit bulamıyorum valla. Siz çıkın çıkın gelin."

  Mukaddes Teyze 'Seni kahpe seniiii!' der gibi baktıktan sonra "Geliriz geliriz." dedi. Allah'ım... Bu mahalleliden korkulurdu. Mahalle mahalle değil sanırsın Kelebek Magazin'in Esenyurt ayağıydı.

Gel Seni De Everelim!~Tamamlandı~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin