〰28. Bölüm: Şimdi Evleniyor Muyuz Yani?〰

4.4K 425 192
                                    

İyi okumalar❤️



O gün heyecanla Yiğit'i arayıp evlenme teklifi etmemek için kendimi zor tutmuştum. Hemen eve gitmiş ve Tuba'ya olanları anlatmıştım. Parayı bulup bu işten kurtulduğumuzu anlatınca ikimiz de çığlık atmış ve annemin geçen yıl döşettiği kanepelerinin üzerine, hayvan gibi çıkıp zıplamıştık. Ertesi gün annem koltuğun çöktüğünü görünce, döşemecinin eşini arayıp bir ton laf saymıştı. Ben hiç oralı olmamıştım.

Tabi bir de parayı nasıl bulduğum vardı. Yer altı dünyasının en karizmatik, en baba, en ciks tefecisinden senetle borç yapmıştım. Bu biraz riskliydi ancak başka çarem yoktu. Hem taksit yapmışlardı. Bu şekilde ödemenin daha kolay olduğunu düşünüyordum. Üstelik rahat ödemem için uzun bir süre vermişlerdi.

   Şimdi artık Yiğit'i arayıp acilen evlenmemiz gerektiğini söylemeliydim. Daha fazla bu durumu içimde tutamazdım.

  Telefonu elime aldığım sırada Melis ve Tuba hızla içeri girdi.

"Ne yapıyorsun sen burada?"

Tuba'nın sorgulayıcı sesiyle gözlerimi devirdim. Şimdi bir de onlara hesap verecektim. Ama ben bu konuyu konuşmak istemiyordum. Parayı nereden bulduğumu falan soracaklardı yine. Ancak ben anlatmak istemiyorum. Zaten parayı tefeciden aldığımı öğrenirlerse ağzıma sıçarlardı. Bunu göze alamazdım. Bir çukura batmıştım ve bundan tek başıma kurtulacaktım. Kimsenin haberi olmadan.

"Yiğit ile konuşacağım. Tabi izin verirseniz..."

Tuba hızla telefonu elimden çekip bana sert olduğunu sandığı bir bakış attı. Sanırım tahminlerimde yanılmamıştım. Şimdi hesap zamanıydı.

"Ver şu telefonu." deyip elimi uzattım. Bu kadar sakin olacağımı ben de tahmin etmiyordum açıkçası. Sanırım artık büyüyordum.

Melis ağzını buruşturup kaşlarını çattığında ne kadar komik gözüktüğünün farkında değildi. Ancak kendini ciddi sanan başka bir salak da oydu.

"Ne karıştırıyorsun sen? Nereden buldun o kadar parayı?"

Birden gözlerini kocaman açıp ellerini hızlıca dizlerine vurdu ve "Yoksa sen böbreğini mi sattın?" dedi. Kendi kendine bir ağıt yaktığında şaşkınca ona baktım. Sanırım evde bir tane akıllı insan yoktu.

Hızla ayağa kalktım ve Tuba'nın elinden telefonu aldım. Onlara ne olduğunu söylemeyecektim. Ve beni bu kadar sinirlendirmeleri yeterdi. Yoksa birazdan saç baş girişecektik birbirimize.

"Yeter ya! Anlatmak istemiyorum demek ki. Üstüme gelmeyin artık. Ayrıca bağırıp durmayın. Annem her an duyabilir."

Ve telefonu aldığım gibi kendimi tekrar yatağıma attım. Parayı bulma sürecinde yediğim haltı annem, babaannem ve halam nasıl öğrenmemişti hala hayret ediyordum. Nasıl olduysa çaktırmamayı başarmıştım.

Kendimi daha sonra tebrik etmeye karar verdim ve Yiğit'i aramaya koyuldum. Biran önce onun sesini duymalıydım.

Ve çok geçmeden Yiğit'imin o eşsiz sesi duyuldu.

"Turunç... Günaydın."

Uykulu çıkan seksi sesi ile dudağımı ısırdım. Şu an yanında olup o dağılmış saçlarını okşamak, şişmiş gözlerinden öpmek ve şimdi anlatamayacağım bir sürü şey yapmak için nelerimi vermezdim! Derin bir iç çektim. Neyseki bunu yapmak için çok fazla beklemeyecektim.

Gel Seni De Everelim!~Tamamlandı~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin