Bugün bana mesaj attı, ne yapacaksın bugün diye ?-
- sınavım var saat 4 de, sonra da eve gidip valiz hazırlamam lazım.
- sınavdan sonra seni bekliyorum.
- ya söz veremiyeceğim, gelmeye çalışırım.
- ben girlfriendimi gitmeden önce öpmek istiyorum !
- ne kadar istiyorsun?
- soooo much.
- ok, sana geleceğim.
Zaten sınavda tek düşündüğüm şey bitse de gitsem olduğu için, sınavı nasıl yaptım hatırlamıyorum ama güzel geçti, sabahtandır çalışıyordum, o gerzek 5/10 puan fazladan verir herhalde.
Sınavdan çıktığımda çok mutluydum, hem güzel geçmiş, hem ona gidiyorum, ama bir dakika ya biz kavgalıyız ya ve iç sesim : bana bak kaltak, unutun mu sana yaptıklarını, seni arayıp sormamalarını, hep erkek milletine böğle yüz veriyorsunuz işte, salaksın sen kızım, onun için adamlar her seferinde ağzına sıçıyor senin, çünki sen yalakasın hemen unutuyorsun yapılanları, anladın artık sen onu git ve kendini ağırdan sat.
Yoldayken aradım, geliyorum diye, açtı, yeni uyanmıştı, sesi çok seksi geliyordu gel de buna dayan dayanabilirsen... Aman tanrım nasıl da özlemişim 29 saattir sesini duymadım Talomun.
Koşa koşa gittim zile bastım ama kapı açıldığındaki yüz ifadem sanki geçerken uğradım, aslında buraya gelmeyecektim de, buralarda takılıyordum öğle birden geldim, zaten şimdi çıkacağım gibisinden. Kapıyı açtı ve sinsice gülerek gözlerime baktı.
Bende o şapşal ve gerizekalı gülücüklerimi saçtım. İçeri geçtim, sarıldı ve kokladı beni. Ben sarılmadım. İçim gidiyordu oysa ki, boynuna atlamak ve onu yere serip öpmek isterken sarılmadım bile ve bunu farketti. Sakindi, suskundu, morali de yoktu, çok yorgun gözüküyordu. Bende onu öğle görünce iyice çektim kendimi, odasına gittik, ışığı kapattık, beni öptü ama ben öpmedim. Halbuki içim gidiyor, çok istiyorum onu, ama neden böğle yaptığımı bende bilmiyorum.
- tamam , galiba konuşmamız lazım.
- konuşacak bir şey yok.
- tamam. (Sustu)
Sarıldık ama bir türlü kaynaşamadık. Öpüşecektik tam ezan okunmaya başladı. Durduk. Yok, yok bu evde bir şey olacağı yok , Allahım günaha yazma yarabbim ne zaman yakınlaşsak ezan okunuyor ve durmak zorunda kalıyoruz, ezan okunurkene de insanın iç sesi bas bas bağırıyor, nasıl öpüşürsün ki, öpüşemezsin mümkün değil.
Nasıl olduysa konuşmaya başladık.
- bana o gün annemi değil ablamı aradım, klübe gitme kararını daha yeni almıştım ki sen aradın, senin tek problemin bana güvenmemem.
- bilmiyorum, o gün garip şeyler oldu ve her şey üst üste geldi, sen benimle yeterince ilgilenmiyorsun.
- daha nasıl ilgilene bilirim? Ne yapmam gerekiyor? Ben seninle mutlu olmak istiyorum ve bunun için elimden geleni yapıyorum.
O an kendimi haksız hissettim lan diyecek bir söz bulamadım.
Meğersem ben arap arkadaşımla yazışmamın resmini gönderdiyim için bana hayli kızgınmış, ama ben onu kıskandırmak için yapmamıştım, benim uçuk kafam işte, o an o yazışmayı ona gönderdim ama nedeni yok..
(Diğer çocuk bana aşık, ama Talo sadece arkadaş zannediyor, çocuğu hiç bir zaman görmedim, ama internet üzerinden yaklaşık bir senedir konuşuyoruz ve iyi dost, sırdaş olduk, onu çok seviyorum, bana çok yardım etti bir sene içerisinde, nasıl yardım eder derseniz, hiç yalnız bırakmadı hep ulaşmaya çalıştı beni, ona her şeyimi anlatmama rağmen sevebildi. İlk önce arkadaşım oldu sonra da beni sevdi, ama o benim için çok başka bir duygu, inşAllah bir gün buluşacağız, bu sene içinde) - ben işte o çocuğa bunu anlattım, o da bana şöyle bir mesaj attı : seninle aynı şehirde olduğu için ve seninle aynı yerlerde bulunma imkanı olduğu için o gerçekten çok şanslı, evet onu kıskanıyorum ve onun yerinde olmayı çok istiyorum.
Ben : sen benim dostumsun, belki o kendini şanslı hissetmiyor, sen benim en kötü günlerimde yanımdaydın, hatta ölmek istediyim zamanlarda bile. Kendini onunla kıyaslama lütfen.
Ay benim gerizekalı, dangalak, kuşbeyinli, aptalım, madem çocuğa bunu screenshot göndereceksin kendi yazdığını niye gönderiyosun, sadece arkadaşının yazdığını gönder işte, niye kendi yazdıklarını gönderiyorsun salakkkkk,....
Neyse - talo bundan dolayı bana çok kızmış, - nasıl davranmamı bekliyordum, kasden yapıyorsun değil mi ?
- yemin ederim ki kasden yapmıyorum. Özür dilerim. Ve sarıldım.
- böğle olacağını düşünmemiştim, ben kıskanman için yapmadım.
- tamam stupid girl..
Sarıldık, tüm olanlar unutuldu bir anda.
- Vallahi I love you so much
Bunu kim duysa gülümsemez ki, Talonun gözlerinde aşkı aradım, bu sefer de görmedim. Ama buluncaya kadar aramaya devam edeceğim. Yalan mı söylüyor, seviyor mu, bilmiyorum hiç bir fikrim yok, ama ben onun gözlerinde aşkı görmedim, göremedim.
Sarıldık öpüştük ve öpüştük, sonra dışarı çıktık, alış veriş yapmasına yardım ettim, sonra da beni eve bıraktı, arabadan inerken bana sarıldı ve uğurladı.
Bu gün tam anlamıyla musmutluydum, birazdan uçağa yetişeceğim, İstanbul beklesin beni ve istanbuldakı yakışıklı çocuklar, ay ne diyorum ben yaaa benim sevgilim var ne çocuğu...
Eve geldiğimde fark ettiğim ilk şey : küpelerimi ve yüzüklerimi talonun evinde unutmuştum.
İstanbula ilk gittiğimde beni pazara götürdüler. Pazarda millet eşyalara bakarken ben erkeklere bakıyordum Allahım takmış önlüğü balık satıyor, çocukta bir kas var, aman yarabbim, gözler su yeşili, hafif sakalı bir yandan da bağırıyor : geeeel balığın tazesi burdaaa, diye. çok şaşırmıştım, hepsi malkoçoğlu gibi uzun boylu, renkli gözlü ve sakallıydı. Bence dünyanın en yakışıklı erkekleri türk erkekleriiii...
Bekle beni Türkiyeeee, 3/5 saat sonra geliyorum. ;)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Her kes kaybeder..
Romanzi rosa / ChickLitHer kes kaybeder, kimi küçük, kimi büyük. Ben büyük kaybettim. Peki sen Sevgilim, sen ne kadar büyüdün ?!