"Dolunay ..." bakışlarım cemreye giderken kaşlarını çatıp
"Hayırdır? Gözlerin doluyor sürekli." Diye mırıldandı.
"Be-ben iyiyim. Birşey yok" kaşları daha çok catikirken yüzümü incelemeye devam etmişti. Kantine baybars girdiginde göz göze gelmemizle gözlerim dolmuştu. Kafamı cevirdigimde baykali bana bakarken yakaladigimda ayaklanip dışarı çıktım. Arka bahçeye ilerledigimde kimsenin bulunmadığını farkettim. Gidip çimene oturdugumda cekistirdigim cimlerin arasina göz yaşlarım döküldü. Korkuyordum. Neden sürekli bedelleri ben ödüyordum? Saçlarımı topuz yapıp gözlerimi sildim. Yanimda ki hareketlilikle o yöne dönerken baykalla karşılaşmıştım. Kollarini bana doladiginda ağlamaya başlamıştım.
"Şşhh tamam ... buradayım."
Kafami göğsüne yasladigimda saçlarımı koklamisti. Onun yüzünden ağladığımı düşünüyor olmalıydı. Kollarimi boynuna doladigimda daha sıkı sarıldı.
"T-tamam . Ben iyiyim."
Yüzümü elleri arasına aldığında gözyaşlarımı silip yüzüme eğildi.
"Anlatmak ister misin?" Kafamı iki yana salladigimda kafami kaldırıp gülümsedi.
"Peki ... kaçalım mı?" Istemsiz güldüğümde gülümsemesi genişlemişti.
"Ağlama. Tamam mı? Ben buradayım"
Kafami iki yana sallayıp
"Değilsin. " diye mırıldandım. Gülüşü solarken kafasını eğdi.
"Özür dilerim. Ben sadece dün sana gerçekten iyi geldiğimi düşünmüştüm. "
"Evet öyle ... teşekkür ederim. Ama bunu normal birseymis gibi herkese yapman beni üzdü. "
"Bunu herkese yapmadim. Dün başkaydı. Onunla oturmamin nedeni sana kızmamdı ki yerimi kardeşim doldurmuş" sinirle kafasını çevirirken birşey söylememiştim. Ondan ayrilirken elimi tutmuştu. Bahçeye asude girdiğinde hızla ellerimi çektim. Ardindan baybars gelirken gerilmemle baykal kaşlarını çatıp baktığım yere döndü. Onlarda bizi farkettiklerinde kasları catilirken baybars Gözleri mi gözlerime dikip
"Hayırdır kardeşim?" Diye yanımıza geldi.
"Hayırdır kardeşim. " baykalin cevabiyla ona dönerken ayaklanip bana elini uzatti.
"Baykalcim gelir misin biraz?" Asude baykali çevirip bi yere yonlendirdiginde baykal gelecegine dair bi bakis atmıştı. Onu onayladigimda tepemde dikilen baybarsa döndüm. Baykal'in yerine oturdugunda
"Kardesimden uzak dur küpeli. " diye tisladi.
"Kardeşin benden uzak dursun." Kasları havalanirken dizlerimizin birbirine degmesini umursamadan üzerime eğildi.
"Ama ben seni hep onun yaninda görüyorum." Nefes düzenim değişirken birşey dememistim. Kafami cevirdigimde dişlerini sıkıp eski halini aldı.
"Kardeşin bundan rahatsiz oluyor gibi görünmüyor. Seni neden gerdik?" Hızla gözlerinde patlayan alevler bi süre çimenlerde dolandiktan sonra üzerime dönmüştü.
"Beni germediniz ... kardesim bundan rahatsiz değil çünkü kendisi için zararlı olabilecek şeyleri görmüyor. Senin de görmediğin gibi."
"Peki. Bizi neden düşünüyorsun? Kardeşini kıskandığın için mi?"
"Hayir seni bucur. Sizi değil kardeşimin iyiliğini düşünüyorum ve eger ben kardeşimi kiskansaydim benim olurdun"
Kaskati kesilirken o hala ates sacan gözlerini üzerimde dolastirmaktaydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Payiz Yağışı
Teen FictionDOLUNAY ^^ Acı aşısı olmuş kabullenisle küllerine dek yanan bir adam , Baybars Ateş. Yalan bir hayatta kendini yıpratmış bir günah keçisi , Dolunay Arslan. Ölümün hiçbirzaman son olmadığını küllerinden doğarak gösteren Baybars Ateş , o külleri Dol...