Hızla denizle karakolda rüzgarın ardından koştururken onu bi osaya almislardi. Gözyaşlarımı tutamazken
"Babamlar nerede?" Diye bağırdım. Nefes nefese gelen leyla teyze sakin olmam için koluma elini koyarken içimde patlayan inanilmaz bi sinirim vardı.
"Aradım. Geliyolar." Sakinliği fazlasiyla sinirimi bozarken aklıma gelenlerle şokla kasildim.
"Siz ... sabab ... ne yaptınız? Neyi halledecektiniz siz?" Istemsiz bagirmalarim koridorda cinlarken deniz ayaklanip kollarını bana doladi.
"Bagirmayin çocuklar. Durun bi siz yapmayin bari"
Leyla teyzeyi duyamazken denizi ittigimde izin vermeyip
"Korkma minik. Birşey olmayacak sakin ol." Diye mırıldandı. Kollarimi aramiza koyup onu itekleme cabalarim koridora dalan babamla son bulurken hızla denizden ayrilip ona kosmustum. Beni kollari arasına alırken hafif yukari kaldirip yürümeye devam etmişti. Denizin önünde durdugumuzda denizle bakisirlarken babam ensesinden çekip ona da sarılmıştı.
"B-baba" saçlarıma öpücük kondurup beni sakinlestirmeye çalışırken sinirle dişlerini sıktı. Sorusturma odasindan çıkan polise bagirmasiyla sıçrayıp ona daha sıkı sarıldım.
"Benim çocuklarım ne hakla evden alınıp karakollara zorla getiriliyor? Mücahit beyi çağırın."
"Bakın burası bildiginiz gibi bi yer değil. Bagirmayin ve bekleyin " polisin sinir bozucu tavrina karşılık saçlarımın arasindan ona bakarken ilerleyip gözden kayboldu.
"Tamam. Bana bakın. Simdi ikiniz de kapıda ki korumayla eve gidiyorsunuz. Biz gelecegiz." Babam bizi kendinden ayırırken ikimizinde yanagina bi elini koymuştu. Kafami iki yana salladigimda alnini alnima yasladi.
"Korkma melegim. Birşey olmayacak. Abinle eve gidip bizi bekleyin"
Bogazima düğümlenen kelimelerle birşey diyemezken deniz beni cekistirmisti. Arabaya bindigimizde denizin bakışları üzerimde gezinirken derin bi nefes verip yüzünü sivazladi.
"Ne yapti-niz siz sabah?" Kendimi susturma cabalarimi kesintili hickiriklarim bolerken bakislarimi ona çevirdim.
"Dövdük dolunay. Tamam mı? O herifi öldüresiye her şekilde dövdük. Ona ve arkadaşlarına daldık. Oldu mu?"
Sinirle çığlık atıp ona vururken beni engellememisti bile.
"Anlamiyorsun. Anlamiyorsunuz. Siz de onun gibisiniz. Onun beni dövdüğü gibi sizde onu dövdünüz öyle mi? Herkes birbirini dövüyor. Acısı benden çıkıyor bilmiyorsun. Anlamiyorsun. Yarın ben bu eve olduresiye dovdugunuz o adamin yüzünden tabutla girecegim. Anlamiyorsunuz"
Hıçkırıklarım nefesimi keserken durdugumuz evin bahçesinde hızla araçtan inip korkuyla kapıyı açan annemin yanindan geçtim. Odama koşup kapimi çarparken bulanik gözlerimle ardı ardına kilitledim. Kendimi yatağıma atarken sinirle çığlık çığlığa uzun süre ağladım.
Aglayişlarim iç çekişlere dönerken camima yansıyan ışıkla hızla ayaklandim. Bahçeye babamin arabasi girerken yataktan inip kapiyi kilitledikten sonra attığım anahtarı aldım. Ilerleyip titreyen ellerimle kapiyi acmaya çalışırken iki elimle anahtari tutup yuvasına sokmuştum. Kapıyı açıp aşağıya indiginde salonda annemin sarıldığı rüzgarla karşılaştım. Sırıtarak bana döndüğünde hızla yüzüne tokatimi geçirdim.
"Anlamadin. Beni anlamadin. Hicbiriniz beni anlamadiniz. Kendi düşünceleriniz onurunuz gururunuz yüzünden siz beni dinlemediniz. Unutmami mi istiyorsunuz? Unutamiyorum! Niye? Sizin yüzünüzden! Sizde onun gibisiniz... onun veni dövdüğü gibi sizde onu dövdünüz değil mi? Nasildi? Yalvarislari... çığlıkları... hosunuza gitti mi? Zevkli miydi Abi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Payiz Yağışı
Teen FictionDOLUNAY ^^ Acı aşısı olmuş kabullenisle küllerine dek yanan bir adam , Baybars Ateş. Yalan bir hayatta kendini yıpratmış bir günah keçisi , Dolunay Arslan. Ölümün hiçbirzaman son olmadığını küllerinden doğarak gösteren Baybars Ateş , o külleri Dol...