Zamanla alışacağım o kelime .
Zamanla sevecegim zamanla arayacağım ve sürekli ayrılacağım o kelime.Baba!
Cümlesini kurarken gülesim geliyordu. Belkide o haplari icmeseydim beni bulamayacakti veya belki de ben geç kalmasıydım gidecekti.
Babamla yemek yerken o sürekli neler yaptığını benden sonra neler olduğunu anlatmıştı. anlatmıştı.
"Sen kaçırıldığında annen beni terketti. Daha doğrusu bana kızgın ve yüzüme bakmıyor. Iki abin zaten annenle benden nefret ediyor. Ben seninle herşeyimi kaybettim meleğim. Artık ayrılık yok."
Gülümseyerek kurduğu acılı cümlelere derin bi nefes verip bakislarimi önümde ki tabagima cevirdim.
"Sağ kaburgalarinda bir iz var. Benimde sol kaburgam da bir iz var. Bana çok benziyorsun."
Hayran bakışları utanmama neden olurken hala bana yabancı gelmesini normal karşılamaya çalışıyordum. Biliyordu. Ayri kalmamiza ragmen herşeyimi biliyordu. Benim de birşey söylemediğimi farkettiğinde yemeğine dönmüştü.
"Ben ... ben sizi hala tanımıyorum. "
Bakışlarını gözlerime cevirdiginde kirilmisligi hissetsem de sadece bakislarimi kacirmakla yetinebilmistim.
"Zamanla ... zamanla herşey yerine oturacak."
Öyle miydi? Ilacimiz zaman mıydı? Onu onaylayip geriye yaslandim. Bi an önce alışabilmek istiyordum. Gercek babamin hayatima girmesiyle umudum da artmıştı. Mutlu olacaktım! Anilarimi zamanla silecektim.
"Gidelim mi?" Gidelim miydi? Anılarımı silmeye ... mutlulugu yasayacagim zamana ...
"Gidelim"
Ikimizde ayaklanirken kollarını bana dolamisti. Huzurla gözlerimi kaparken bende ona kollarimi sarmistim. Saçlarıma öpücük kondururken istemsiz gulumsemistim.
" Gidelim bakalım. "
Korumalar sürekli etragimizda kostururken birisi kapimizi acmis birisi yedigimiz miktari ödemişti. Restoranttan ciktigimizda bizi görerek arabadan inen adam önünü kapayıp hızla benim kapımı açmıştı. Şaşkınlıkla ona bakarken bana gulumsemisti. Babam boğazını temizlediginde bakislarimi ona çevirirken koruma hızla toparlanıp gözlerini kacirmis ve ciddi haline bürünmüştü. Arabaya.bindigimde babamda yanıma otururken yaptığına istemsiz siritmistim.
"Ne o timsah gülüşü? "
Gözlerini kısarak yüzüme egilmesiyle dislerimi göstererek gulmustum. Bakışları gülüşümde takılırken beni kendine çekmişti. Kafamı omzuna yasladigimda ona karşı yaptığım sarilmadan sonra ki hareketime şaşırmıştı. Ben utanirken o siritmisti.
"Abilerin senin için delirecek."
Araba hareketlendiginde o kelime gülüşümün solmasina yetmişti.
Abi!
Abilerim!
Babayı henüz yeni yeni atlatmaya çalışırken abilerimdi öyle mi?
Yolun geri kalanında birşey konuşmazken araba durduğunda bakislarimi babama çevirdim.
"Umarım seni bulduğumu soylemedigim için bana kizmazlar. Kizarlarsa sen beni korursun. Dimi melegim?" Dedi gülümseyerek. Onun içinde gercekten zor geçtiğini farketmiştim. Ailesini kaybetmişti. Karısını çocuklarını ...
Gücü koruyucu tavrı ona hayran kalmamı sağlarken tüm bunlardan habersiz ben kadar bir mervede vardı.
"Evet" birlikte arabadan indiğimizde bana bi anahtar uzattı. Anahtara bakarken gülümsedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Payiz Yağışı
أدب المراهقينDOLUNAY ^^ Acı aşısı olmuş kabullenisle küllerine dek yanan bir adam , Baybars Ateş. Yalan bir hayatta kendini yıpratmış bir günah keçisi , Dolunay Arslan. Ölümün hiçbirzaman son olmadığını küllerinden doğarak gösteren Baybars Ateş , o külleri Dol...