Cemreyle alışverişi bitirdigimizde bi cafeye geçmiştik.
"Dolunay ... erkek arkadaşım ferit geliyormuş. Problem olmaz değil mi?"
Sesiyle ona dönerken bi süre durmustum.
"Yok hayır. Problem yok."
Gulumseyip beni onaylayarak telefonuna dönerken kafamı çevirdim. Bi süre sonra cemrenin isminin anilmasiyla ardimi döndüm. Kahverengi saçlı bi çocukla göz göze grldigimizde bakislarimi cemreye çevirdim. Cemre gülümseyerek ayaklanip ona sarılırken çocuğun bakışları arsizca üzerimde dolaniyordu. Kafami cevirip bende ayaklandim.
"Ferit ... dolunay. Kuzenim" cemrenin ikimizi tanistirma asamasinda nezaketen gülümseyip feritin elini sıktım. Elimi dudaklarina goturecekken çekmemle cemreyle göz göze geldik. Dişlerini sıkıp masaya oturdugunda bende karşısına oturdum. Neden öyle birşey yapmaya kalkışmıştı ki?
"Nasılsınız ? Bir kuzenin olduğunu bilmiyordum." Feritin bakışları üzerimdeyken rahatsızca kipirdandim.
"Iyiyiz. Henüz yeni." Cemrenin bana gülümsemesine karşılık verirken onu onaylamistim.
"Anladım " ferit gülümseyip taklidimi yaptiginda kafami çevirdim.
"Ben lavobaya gidip geleceğim. Ferit ... dolunay sana emanet." Cemrenin toparlanmasiyla hızla ona döndüm.
"Bende gelseydim?" Kafasını iki yana sallayıp gerek olmadığını belirterek hızla lavaboya ilerledi. Bi elimi cenemin altina koyarken telefonumu masaya bırakıp karıştırmaya başladım. Elimin üzerine değen elle ateşe degmiscesine hızla elimi çektim.
"Ne yapıyorsun?" Kaslarim catilirken gülümseyip kagasini eğdi
"Cemreyle gerçekten sevgili olduguma inaniyormusun cidden?"
Şaşkınlıkla kasilirken hızla telefonumu ve çantamı toplayip ayaklandım. Kolumda ki parmaklarini hissetmemle korkuyla onu iteledim.
"Nasıl birisin be sen?" Dişlerimi sıkarken hızla önüme cemre geçti. Ferit elini tutup onu kendine cevirirken dedikleri tas kesilmeme nedne olmustu.
"Aşkım birden elimi tuttu. Kuzenin ... galiba kıskandı."
Hiçbir şey soyleyemezken cafedeki bakışların üzerimde olmasi da utancla kafami yere egmeme neden oldu. Gözlerim dolarken yankılanan sesle kafamı kaldırdım. Kafası yana yatmis bi ferit gülerek cemreye dönerken cemre onu itmişti.
" Yalanci bi pislik olduğunu biliyordum seni adi serefsiz. Defol git buradan" cemrenin bagirmasiyla sicrarken gözyaşlarım dökülmeye başladı.
"Ödeyeceksiniz. O tokatin bedelini ödeyeceksiniz " ferit tehditlerini savurup gürültüyle cafeden çıktığında yavaşça sandalyeye çöktüm. Cemre önüme çöktüğünde hızla ona sarıldım.
"Özür dilerim. Aranizi bozmak istemedim. Gidiyordum zaten. Be-"
"Dolunay ... aramizi sen bozmadin. O yanimdayken de hep bi baska kizlarla ilgiliydi. Bende sogumustum zaten"
Gozlerim gözlerine takildiginda gülümsedi. Derin bi nefes verip gözlerimi kaçırdım.
"Gidelim mi?" Fisiltiyla soylediklerimi duymasindan endise ederken o beni onaylayip ayaklanmisti. Hesabi birlikte ödedikten sonra cafeden çıkıp heryerde bizi bekleyen korumanin yanina ilerledik. Birlikte arabaya bindigimizde cemrenin istegi uzerine onu eve birakmistik. Bizde evin bahçesine girdigimizde şoföre beklemesini söyleyip içeri ilerledim. Ne zamandır işe gidemiyordum ve şahin amca yarin gelecekti. Kapıyı çaldığımda sultan teyze (!) açarken ona gülümseyip içeri girdim. Annem salonda dergilere bakarken diğerleri görünürde yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Payiz Yağışı
Ficção AdolescenteDOLUNAY ^^ Acı aşısı olmuş kabullenisle küllerine dek yanan bir adam , Baybars Ateş. Yalan bir hayatta kendini yıpratmış bir günah keçisi , Dolunay Arslan. Ölümün hiçbirzaman son olmadığını küllerinden doğarak gösteren Baybars Ateş , o külleri Dol...