Bedenimle buluşan ıslaklıkla gözlerimi araladım. Üzerim açık kalmış ve ortamda ki sıcakla ter icerisinde kalmıştım. Bogazımın kuruluguyla ayaklanip odadan cıkarken sekerek merdivenleri inip düşen esortmanı yukarı çektim. Mutfaktan su alıp telefonumu almak için oturma odasına girdigimde bi süre oldugum yerde kalmıştım. Baybarsın yarı çıplak koltuğun üzerinde uyuyor oluşu ve kaslarının görünümüne kaslarimi kaldırıp kafamı çevirdim. Suyu dudaklarima götürüp büyük bir yudum alırken üşüyor olabilecegi ihtimalini bana hatırlatan koltugun üzerinde ki battaniye ona adımlamama neden olmuştu. Katlanmış battaniyeyi açıp bakışlarımı kaçırarak üzerini örterken hareketlenişi ve benim farketmeyerek yüzüne kapadıgım battaniyeyi kaşlarını çatarak yüzünden çekti.
"Ş-şe-y b-ben üzerini örtmek için şey yapmıştım." Kekeliyor oluşuma bi süre bakındıktan sonra toparlanıp yüzünü ovuşturdu. Kalbimin boğazımda atışını bakışlarımı kaçırarak engellemeye çalışırken
"Saat kaç?" Diyerek duyulan uykulu sesi alt dudagimi agzimin içinde yuvarlayıp
"B-bilmiyorum." Diye fisildamamala sonuclanmıştı. Sesimi ben zor duyuyorken hızla çekilmemle üzerine düşmüş olmam şaşkınlıkla bakışlarımı üzerine çevirmeme neden olmuştu. Kolu belimi sarmalarken geriye yaslanıp kafasını koltuga yaslamış ve gözlerini kapatmıştı.
"Neden burada yattın?" Miriltima karşılık gözlerini hafifçe aralarken dudaklarında ufak bi tebessümle
"Yanına gelmemi istedin sanırım"diye mırıldandı. Utançla kızarırken üzerinden kalkacak oluşumu anlayıp kucağında benimle birlikte ayaklanarak bir iki adımın sonunda beni yere indirmiş ve dudaklarıma kısa bir öpücük kondurup
"Bu gece öyle yaparım." Diye fısıldayarak yukarı yönelmişti. Şaşkınlık ve mide kasılmalarımla öylece kalırken elimi alnıma koyup bi süre bekledim. Ne yapacağımı bilemeyerekten koltuga otururken telefonumun yanan bildirim ışıgıyla dikkatimi ona çevirdim. Saatin 06:50 oluşu ve okulu hatirlayisim zamaninda uyanmış olmama sevinmemi sağlarken gruplarda ki birçok konusmaya hızla göz gezdirmistim. Merdivenlerden iniş sesinin ardından az oncekine oranla giyinmis bicimde bedeni salonda belirdiğinde
"Hazırlan çıkalım" diye mırıldandı. Odanin kosesinde ki icerisinde değişik sıvıların bulundugu köşeye yönelip kendine bardak çekerken
"Ne giyeceğim?" Diye yanıtladım. Bardaga doldurmaya devam ettigi siviyla bakislarini üzerime çevirirken
"Uyudugun odanın yan tarafı senin odan. Dolabında birkaç kıyafet var. Bugün onlarla idare et. Okul çıkışı hallederiz." Diye mırıldandı. Onu onaylayip ayaklanip hızla yukarı ilerledim.
"Küpeli!" Salondan çıkmadan sert sesine karşılık heyecanla bakislarimi ona çevirirken gozlerini gozlerime dikip
"Neyi giyip neyi giymemen gerektigini biliyorsun artık. Öyle değil mi?" Diye tısladı. Onu onaylarken
"Acele et" diyerek çenesiyle yukariyi isaret etmesinin ardından hızla yukarı koştum. Tarif ettigi odaya dalmamla bi süre şaşkınlıkla bakındım. Herşey bembeyazdı. Acele etmem gerektiginin farkındalıgıyla hızla dolabı açıp elime gelen kiyafetleri üzerime geçirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Payiz Yağışı
Teen FictionDOLUNAY ^^ Acı aşısı olmuş kabullenisle küllerine dek yanan bir adam , Baybars Ateş. Yalan bir hayatta kendini yıpratmış bir günah keçisi , Dolunay Arslan. Ölümün hiçbirzaman son olmadığını küllerinden doğarak gösteren Baybars Ateş , o külleri Dol...