Babama kurduğum cümlelere karşılık o gün ki gibi sıkıca sarılırken alnima uzun bi öpücük kondurdu.
"Sen benim herseyimsin meleğim. Bi insanin sevdiği kadından başkası degildir belki bu kalıp. Fakat benim herşeyim gerçekten sensin dolunay. Ben seni kaybettigimde herşeyimi kaybediyorum."
Gözümden tek damla yaş kayarken gerçekten değişen hayatıma etrafimda ki insanlara bakmıştım.
Hala yabancı mıydım? Kimisine evet. Kimisine hayır. Kafami göğsüne yasladigimda kollarını sıkıştırırken
"Ağlamak yok. Seni doğduğun güne... annenle bize ... bu güne... abinler getirecekler. Çünkü sen geldiğin o gün bana her şeyi getirdin." Diye fisildamisti. Onu onaylayip ondan ayrılırken ayna da yüzümün durumunu kontrol edip odadan çıkan babama döndüm.
"Teşekkür ederim" beni duymazliktan gelip kapıyı kaparken içime dolan heyecanla gidip yataga oturdum. Heyecandan sürekli ellerimle yüzümü kaparken ayagimla yere vurarak çıkarttığım sese sinirlenip ayaklandım. Iceri deniz daldığında gözlerini devirerek rüzgar ardindan girerken ikisi de kolumdan çekip odadan çıkarmışlardı. Bu şekilde davranmaları beni rahatlatirken asagidan gelen gürültüye karşılık onlara döndüm. Merdivenin ucunda dururken ikisi de kolunu bana uzattiginda heyecanla iki elimi de kollarina koymuştum.
"Germeyin beni. Hızlı inin merdivenleri." Rüzgarın cümlelerine karşılık kafami iki yana sallayip
"Düşersem gülmeyin. " diye mirildandim.
"O zaman yavaş yavaş" denizi onaylarken birlikte merdivenleri inmeye başlamıştık...
"Senden önce ben gideceğim galiba" bakislarimi denize çevirirken
"Yere mi?" Diye mirildandim.
"Öbür dünyaya" verdiği yanıt gülmeme neden olurken merdivenlerin son 3 basamaginda üzerimizde ki bakışlarla kasilip ikisinin de kollarini sıktım.
"Birşey yok be. Dağılın" rüzgarın yanimizdan ayrilmasina karşılık saskinca denize döndüğümde
"Gelenlere hosgeldin de. Cekinilecek bir durum yok. Burasi bizim evimiz." Deyip oda yanimdan ayrılmıştı. Öylece kalırken masalarin birinde bulunan gökhanla mervenin yanına ilerledim. Ben heyecandan geberecegimi soyleceyecekken ikisinin birbirine kaçamak bakışları kaşlarımı kaldırmama neden olmuştu. Toparlanıp yanlarına ilerledigimde ikisi de bakışlarını bana çevirmişti. Ortama neblagodaren girdiginde herkes bağırıp şarkıya uymaya başlamıştı. Yanima gelen siniftan kiza gülümserken o bana sarılmış ve opmustu.
"Doğum günün kutlu olsun. Nice yaşlara" onu onaylayip tesekkurlerimi iletirken bircok kişinin yanıma geldiğini farketmiştim. Aynı dialogu çoğu kez yaşarken yanimdan ayrilmayan merveye gulumsemistim.
"Annem gelemedi fakat senin için oda çok mutlu. Iyiki varsin canimin içi. Uzun cümleler kuramam bilirsin. Sadece ... doğum günün kutlu olsun işte." Cümlesi o uzun cümlelere meydan okurken ona kocaman sarılmıştım. Deniz kısa bi konusmayla doğum günü partisini başlatırken ilk olarak çalan dans şarkısıyla bakışların çoğu üzerime dönmüştü.
"Ben geliyorum" merve siritip beni onaylarken hızla ilerleyip arka bahçeye çıktım. Sürgülü kapıyı çekip gürültüyü azda olsa engellerken yanan kırmızı şeyle siyah bi suileti farkettim. Bakışları bana döndüğünde uzun bi süre bakması gerilmeme neden olmuştu.
"Be-ben özür-"
"Buraya gel!" Bakışlarım gözlerine takılı kalırken bi süre bakıp yavaşça yanına ilerledim. Elinde ki sigarayı fırlatıp kolunu belime dolayarak beni kendine çektiğinde şaşkınlıkla kafami kaldırdım. Çektiği sigarasinin dumanını eğilip yüzüme uflerken nefesim kesilmis ve bedenim taş gibi gerilmişti. Çektiğim nefesle oksurmeye basladigimda dudaginin kenarı kıvrılmış egdigim kafama karşılık elini yanagima koyup kafami kaldırmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Payiz Yağışı
Roman pour AdolescentsDOLUNAY ^^ Acı aşısı olmuş kabullenisle küllerine dek yanan bir adam , Baybars Ateş. Yalan bir hayatta kendini yıpratmış bir günah keçisi , Dolunay Arslan. Ölümün hiçbirzaman son olmadığını küllerinden doğarak gösteren Baybars Ateş , o külleri Dol...