DOLUNAY ^^
Acı aşısı olmuş kabullenisle küllerine dek yanan bir adam , Baybars Ateş.
Yalan bir hayatta kendini yıpratmış bir günah keçisi , Dolunay Arslan.
Ölümün hiçbirzaman son olmadığını küllerinden doğarak gösteren Baybars Ateş , o külleri Dol...
Okuldan çıkarken bahçede duran iki abimle göz göze geldim. En son herzaman ki benim anlamadığım şekilde dialoglar kurulmuş ve her iki tarafta fazlasiyla sinirlenmisti. Baybars kendini soyunma odasina kapadiginda gelen gurultulerin arasinda ki bagirisindan fazlasiyla korkmus aglayacak duruma gelmiştim. Baykalsa kapıdan onu sakinlestirmeye çalışmış en sonunda bakislari bende takilirken kim olduğunu bilmedigim kişiyi korkuttugunu ve biraz daha devam ederse o kisinin yine gidecegini söylemişti. O sıra gürültüler kesilirken rüzgar beni oradan uzaklaştırmıştı. Beden dersinde ikisi de bulunmazken ben derste talat hocanın birçok sınavından geçmiştim. Şimdiyse okul bitmiş ve bende bitik bi durumda okuldan çıkmıştım.
"Ne oldu minigim?" Denizin kolları bedenime dolanirken kafami göğsüne yaslayip kollarimi ona doladim.
"Çok yoruldum. Eve gidebilir miyiz?" Rüzgar gülerken deniz beni kucaklayıp arabaya bırakmıştı. Rüzgarda yerine geçtiğinde arabayi calistirirken ikisininde etrafina bakinmasini umursamamistim. Birlikte hareket ettigimizde kafami cama yaslayip gözlerimi kapadım. Yolculuğun verdigi huzurla nefesim düzene girerken kendimi dinlendirme şeklimi değiştirip kafami koltuğa yasladim.
"Uyumak yok fıstık. Eve gidip evi susleyecegiz." Denizin sesiyle hafifçe gözlerimi aralarken onu onaylayacak homurtular çıkarttım. Rüzgar siritip kafasini iki yana sallarken bi süre sonra evin önünde durdu. Gözlerimi aralayıp arabadan indiğimde uyusuklanmam sonucu eve girmiş abilerimden sonra bende arkalarindan eve girip kapıyı kapattim. Zorla merdivenleri çıkıp kendimi odama atarken üzerimdekilerin bedenime yapismasinin verdigi rahatsizlikla kendimi banyoya attım. Yavaş ve uzun bir banyonun ardından islerimi halledip banyodan çıktığımda kendimi giyinme odasina attım. Hızla ic camasirlarimi giyip minyonlu takimin olan taytimla askılımı üzerime geçirdim. Giyinme odasindan koşarak çıkıp kendimi yataga atarken saçlarımı sardığım havluyu araladım. Gözlerim kararıp bedenim yataga gömülürken kendimi uykunun huzurlu kollarına teslim etmiştim.
❤🎂❤🎂❤🎂❤🎂❤🎂❤🎂❤🎂❤
"Prensesimi niye kaldırmiyorsunuz siz? Özledim ben kızımı" babamin sesi kulaklarima dolarken yatmaktan acıyan sirtima karşılık pozisyonumu degistirip yüz üstü yatmaya başladım. Sirtima konulan büyük el ile hafifçe sarsılırken
"Melegim ... uyan bakalım. " diyen babami duymustum. Gözlerim açılmak istemezcesine benimle inatlasirken homurdanıp kafamı kaldırdım. Saclarimdan kalkan agirlikla burnuma dolan şampuan kokusuna karşılık yuzumu nemli olan saçlarıma gömdüm. Gülme sesleriyle bedenim bi yerden bi yere cekilirken etrafima dolanan kollarla gözlerimi araladım. Babamim göğsüyle bakisir duruma gelirken gözlerimi ovalayip kafami çevirdim. Kapıdan bizi seyreden annem gülümseyerek yanimiza gelirken
"Uyaniyorsun bakalim doğum günü kızı. Aldığım elbiseyi üzerinde görmek için sabırsızlanıyorum." Diye heyecanla mırıldandı. Yeni bi elbise daha mi almıştı?
"Okulun da var. Hadi..." babamin ayaklanmasiyla bacaklarim yatakta surunup yerle bulustugumda derin bi nefes verip ayaklandım.
"Sanirim bugün okula gitmeyebilirsin. " annemin sözleriyle heyecanla ona dönerken babamin sert bakışlarına karşılık
"Sadece 1 gün" diye kollarimi ona doladim. Gülüp bizi onaylayip bana sarılırken saclarima öpücük kondurup beni banyoya itekledi. Banyoya girip rutin islerimi hallettikten sonra dislerimi fircalarken saçlarımı tarayıp giyinme odasina geçtim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
