Aziz, Komiser Yardımcısı İhsan Ergüler'in ofisinde gözyaşlarına hakim olamamış, çocukluk arkadaşı, kan kardeşi, sıkı dostu Mert'in ölüm haberini aldıktan sonra kendinden geçmişti. Mert'in acı dolu yaşantısı, tamda refaha kavuştuktan sonra sona ermişti. Kaderin acı cilvesi Mert'i yine kucaklamıştı. Artık Venedik Kahvecisi'ndeki koyu sohbetler, hafta sonu baraj gölü kenarındaki rakı eğlenceleri, bowling müsabakaları olmayacaktı. O gitmişti ve artık hiçbir şey onu geri getiremezdi.
Aziz'e kolonya ve peçete uzatarak kendisine gelmesine yardım eden komiser yardımcısı bile Aziz'in hüznü karşısında duygulanmıştı. Bir süre Aziz'in kendisine gelmesine yardım etti. Daha fazla bekleyemezdi yapılması gereken işlemler için Aziz'e bir kaç soru sorması gerekiyordu. Akşama kadar Aziz'in ağlamasını izleyemezdi. Üzgün ve soğuk ifadeyle konuşmaya başladı.
-Aziz bey acınızı anlıyorum. Her ne kadarda olsa acınız ile sizi baş başa bırakmak istesem de Mert hakkında bir kaç soru sormam gerekiyor. Cevap verebilir misiniz?
Aziz peçeteye gözyaşını silerken evet manasında başını salladı. Komiser yardımcısı devam etti.
-Öncelikle bu soruları sormamdaki amaç her ne kadar intihar vakası gibi gözükse bazı ölümlerde intihar süsü verilebiliyor. Bu yüzden bu vakanın gerçektende intihar vakası olup olmadığını bilmem gerekiyor. İlk sorum şu: Mert'i ne kadar süredir tanıyorsunuz?
-On dört yıldır, belki daha fazla.
-Bu süre içerisinde daha önce hiç intihara kalkıştı mı?
-Hayır o tüm zorluklara rağmen yaşamayı severdi. Bakın memur bey o intihar etmiş olamaz, bana kalırsa...
-Size kalırsa ne?
-Bilmiyorum, Mert'in intihar etmesine hala inanamıyorum
-Sizi anlıyorum Aziz bey sorularıma devam edersem Mert için daha faydalı olur. Birkaç haftadır hareketlerinde bir değişiklik olduğunu düşünüyor musunuz? Yani depresyon belirtilerini andıran garip hareketler?
-Hayır, aksine son bir haftadır çok mutluydu.
-Neden mutluydu?
-Bahisten yüklü miktar para kazanmıştı, bu para onu çok mutlu etmişti. Belki de hayatı boyunca bir arada iki bin lira görmediği halde son bir haftada iki yüz bin liraya sahip olmuştu.
-Bu bahsi nerede oynadı, el altı yerlerde mi oynadı?
-Bilmiyorum, ama kupon üzerinde sanırım bir amblem vardı. Yani her köşe başında olan bayilerden sanırım.
-Mert Bey liseyi ve üniversiteyi yüksek diploma puanıyla bitirmiş, buna rağmen bir hafta öncesine kadar güvenlik görevlisi olarak çalışıyormuş. Sizce devlet kurumlarına atanamadığı için intihar etmiş olabilir mi?
-Evet bir kaç kere devlet kurumlarına girmeyi denedi, ancak referans bulamadı. Yani torpil bulamadı, bir süre bunu kafaya taktı ama haberlerde intihar eden coğrafya öğretmenini gördü. Hani şu İzmir Çiğli'de ki. Ataması yapılmadığı için intihar ettiğinde cebinden sadece altı lirası çıkmıştı. İşte o haberi gördüğünde yalnız olmadığını düşündü. Sonrada devlet kurumlarına yerleşme isteği kayboldu. Kendisine ufak bir yer açıp ticarete atılmak istiyordu.
-Peki Mert'in herhangi bir yere borcu veya alacağı var mıydı? Bilirsiniz bahis oynayanlar çok çabuk borca girebilir. Hatta bu borçların çoğunluğu da tefecilerden alınır.
-Hayır Mert asla borç almazdı. Kredi kartlarını bile kullanmazdı. Olmayan bir parayı harcamaktan nefret ederdi.
Aziz'in cevaplarını hızlıca not alan komiser yardımcısı bir detay kaçırmamak ve aklındaki tüm soruları sormak için çaba gösteriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alagan-Element
Science Fiction-Yeni elementin adı, Asklepiosyum. Asklepios mitolojide gençleştirme tanrısı ve tıp tanrısı olarak geçer. Teselya kralının güzel kızı Koronis, Güneş'in tanrısı Apollon ile ilişkiye girer bu ilişkiden de Asklepios doğar. Yılanlı asa onu temsil eder...