Uyuyamamıştı, nasıl uyusaydı? Uyumak için ne zaman gözlerini kapasa, annesinin ihanet fışkıran yüzü karşısına geliyordu. Etraf sessiz ve karanlıktı, evin diğer sakinleri uyumuş olmalıydı. Bir süre gözlerini açtı ve tavanın karanlık görüntüsünü seyretmeye başladı. Tüm bu işler bittiğinde ne yapacağını bilmiyordu. Fakültedeki mesleğine devam mı etmesi gerekiyordu, yoksa profesörle MAS'ın bulmaması için göç etmesi mi gerekiyordu?
Aziz annesinin ihanetini gördükten sonra MAS'ın kötü bir kurum olduğu izlenimine kapılmıştı. Ancak ihaneti yapanın MAS olmadığını bilmiyordu. Annesi , Aziz'e ihanet ettiği kadar MAS'a da ihanet etmişti ve profesör bu ihaneti kanıtlayabilirse annesinin işi bitebilirdi.
Aklına hayaller zinciri geliyor ve düşünmesini teşvik ediyordu. Alaska'ya göktaşı düştüğünde oldukça heyecanlanmıştı. Aziz de biliyordu ki düşen her göktaşı önemli bir sır taşıyabilirdi. Her bilim insanını heyecanlandıran sırlar. O lanet göktaşı dünyaya düşmeseydi belki de bu aksiliklerin hiç biri olmayacaktı. "Sahi göktaşının rotasını nasıl değiştirmiş olabilirler ? Çok uzak mesafeden az bir yanılma payı ile göktaşının nasıl rotasını ayarlamış olabilirler? Ya uzay aracı? Eski teknoloji ile tasarlanmış bir araç , yüksek hızla güneş sisteminin içinde hareket eden göktaşına nasıl inmiş olabilir?" diyordu Aziz kendi kendine. Sonra zihni ikinci göktaşına kaydı. PNG'de gözükmeyen ancak profesörün tahtaya çizdiği , ana göktaşı. Dünyaya isabet eden parçasında bu element bulunduysa , daha fazlası gövdesinde bulunabilirdi.
Aziz bunları düşünürken istemsizce dudaklarını şaklattı. Türkiye'nin bir uzay araştırma sondası olsaydı belki de bu elementi keşfedecek olan kişi kendisi olabilirdi.
Neden hala bir uzay araştırma birimi kurulmadı bu ülkede neden? Daha kaç tane gencimiz yurtdışına göç etmek zorunda kalacak? Bir hayal et Aziz , Türkiye'de uzay araştırma birimi kurulsa sence oraya gerçekten de bilgisi yerinde insanları mı alacaklar? Yoksa , bu çocuk bizim tarikattan , bu gencin babası şube başkanı, bu kızımız gençlik kollarından deyip torpil yaptırmak mı isteyecekler? Radyo teleskopların başına ilk okul mezunu, çıkarcı, cehalet havuzunda yüzen kişileri almayacaklar mı?
Almayacaklar dedi Aziz kendi iç sesine. Yarın , kaynak kodunu güvenli kişilere gönderdiğimizde tarikatında işi bitecek.Artık Türkiye'de torpil devri sona erecek. Tabi bunlardan ders almayıp devletin kademelerine kendi adamlarını sokan insanlar mutlaka çıkacaktır. Onlarda er yada geç hak yemenin cezasını çekeceklerdir.
Aziz herhangi bir dine inanmıyordu. Deist bir inanç yapısı vardı. Tanrının varlığına inanıyor ancak yeryüzündeki her hangi bir dine inanmıyordu.
Aziz'in dinlere inanmaması onu kötü biri yapmamıştı. Asıl kötülüklerin kendisini dindar gösterip insanların duygularını sömüren insanların olduğunu biliyordu. Tıpkı Amerika adına çalışan tarikat lideri gibi.Aziz düşüncelerinden kurtulup, kafasının içindeki olasılıkları boşaltmak için yatağından kalktı ve terasa yöneldi. Gecenin zifiri karanlığı altında parlayan yıldızlar kum tanesi gibi gökyüzüne serpiştirilmişti. Köydeki sessizlik tüm vücuduna etki ediyordu. Köyün içerisinde sadece iki tane sokak lambası yanıyordu, onlarda sönse yıldızların parıltısını daha net görebilirdi. Terasta yarım saat oturdu saat 02:42'yi gösteriyordu.
Terasın aşağısındaki yolda elindeki cansız mumla yürüyen ihtiyar bir kadın gördü. İhtiyar , Halit'in evinin yanındaki ara yola saptı ve ormana doğru yürümeye başlamıştı. Aziz , ihtiyarın nere gittiği konusunda her hangi bir fikri yoktu. Merakta etmiyor değildi. Merakını gidermek için Halit'in postallarını giyerek ihtiyarın yüz metre gerisinden takip etmeye başladı. On beş dakika yürüdükten sonra geriye baktı. Halit'in evi artık seçilemiyordu. Ay ışığı karanlık ormanı az da olsa aydınlatıyor ancak bu yeterli olmuyordu. İhtiyar kadının elindekinin mum olmadığını, çam çırası olduğunu çıkardığı isten anladı. Üstelik elinde sadece çıra yoktu. Eski bir tava ve tahta kaşıklarda vardı. İhtiyar kadın elindeki tavayı küçük bir taşın üzerine koydu ve etrafına tahta kaşıkları yerleştirdi. Aziz, onu çam ağacının arkasından izliyor ne yaptığı konusunda fikir üretmeye çalışıyordu. İhtiyar kadın elindeki isli çırayı toprağa batırdı ve kendi kendine konuşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alagan-Element
Science Fiction-Yeni elementin adı, Asklepiosyum. Asklepios mitolojide gençleştirme tanrısı ve tıp tanrısı olarak geçer. Teselya kralının güzel kızı Koronis, Güneş'in tanrısı Apollon ile ilişkiye girer bu ilişkiden de Asklepios doğar. Yılanlı asa onu temsil eder...