23.Bölüm-Önemli duyuru

16K 469 40
                                    

Diyorum ki bir dahaki bölümden önce ufak bir soru cevap mı yapsak? Eğer istiyorsanız yoruma sorularınızı bırakın. Yeterli bi soru sayısı olursa bende karakterlerimize sorduğunuz soruları cevaplayayım. :)



Duyduğum şeyle yerimde mıhlanıp kalmıştım. Bir anneye söylenecek lafmıydı bu. Ayrıca madem bu kadar istiyordun bebeklerini neden bırakıp gittin bizi. Bir an başımın dönmesiyle yanımdaki ilk şeye tutundum ve diğer elimi alnıma koydum. Bu kadar da olmazdı.

"Afra güzelim numara yapmayı bırak"

"Baran çocuklarımı bırak"

"Espiriydi korkutmak için söylemiştim "

Bunu duymanla içimden bir ton ağırlık kalktığını hissettim. Korkusu bile çok kötüydü. Yere çöküp hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım.Barandan yediğim onca dayağa rağmen önünde tek damla göz yaşı akıtmamıştım. Bir çocuk şakasına hıçkıra hıçkıra ağlıyordum önünde. Çünkü ben herşeyimi çocuklarıma bağladım. Ailemin arayıp sorduğu yok, hiç bir arkadaşımdan haberim yok, kocam eve bi kadınla geldi, yanımda tek kalan bebeklerim ve Fatoş.

Ben herşeyimi onlara bağladım. Fatoş'u öz kardeşim belledim. Bebeklerimi ise nefes borum. Onlar yoksa nefes almamın bir önemi yoktu.

"Çocuklarımı bana veririemisin?"

dedim ve gözlerine bakmaya başladım. Yanıma doğru adımladı ve benimle aynı hizaya eğildi. İnanç'ı bir yanıma Kardeleni'de diğer yanıma bıraktı.

Elini uzatıp gözlerimdeki yaşı silmesiyle kalbim hızlanmaya başladı. Neden bana bu eziyeti yapıyordu bırakıp gitse ne olurdu ki sanki. Ayağa kalkıp odadan çıktı. Çocuklarımı kaybetme korkusu bile beni mahvetmişti gerçekten almaya kalksaydı  onları ne hale gelirdim bilmiyordum.

Onları biraz öpüp kokladıktan sonra saate baktım. Yemeğe yarım saat kalmıştı. Ben çok açtım. Fatoş'a yardım etmek için odadan indim. İkisini birden kucağıma alamıyordum çok ağır geliyorlardı. Kardelen'in elinden tutup İnanç'ı kucağıma almıştım. Mutfağa indiğimde onları mama sandalyelerine oturtup ellerine oynamalarınin kaşık verdim. Fatoş yoktu. Tezgahta ki kirli bulaşıkları görince yemek saati çiğnendimi diye düşündüm. Özellikle Baran saate çok önem verirdi. Tencereleri açtığımda yemeğin bitmiş olduğunu gördüm.

Çocuklarıma çorba kendime ise sandiviç hazırladım. Bir kaşık onlara veriyor bir ısırık kendim alıyordum. Ayak sesi duymamla kafamı o tarafa çevirdim. Seda'ydı gelen.

"Şekerim kusura bakam çok açıkmışım sizin hakkınızı da yiyiverdim."
diyip pis bi gülümseme gönderdi.

"Problem yok Seda"
diyip önüme döndüm. Bir daha Baran'ın o pis halini görmek istemiyordum çünkü.

" Bakıyorum da yediğin dayak işe yaramış."

"Bir posta bu haraketin için bir postada sabah ki ağlama numaran için sende yiyeceksin merak etme"

Mutfağa girip su içmeye başlayan Baran'ı görünce zevkle arkama yaslanıp Seda ya çevirdim gözlerimi.

"Bebeğim ne diyorsun"

"sus"

diyerek mutfaktan çıktı. Arkasından da seda. Derin bir nefes alarak arkama yaslandım. Çok uzun bir gündü.

Mutfağa gelen Fatoş birer kahve yaptı ve sohbet etmeye başladık. Meleklerimi bugün çok uysaldı.

Uykuları geldiğini anlayınca onları yatağa götürdüm. Beşikleri buradaydı. İstemeden gülümsedim. Yerde yatmayacaktım. Onları beşiğine yatırdım. Bende yatağıma yatarak uyumaya başladım.

Evdeki bağırış sesleri gözümü açmama sebep oldu. Saate baktığımda 10 olduğunu gördüm. Odadan çıktığımda Baran ve Sedanın kavga ettiğini anladım sesler o odadan geliyordu.

Rutin olarak kahvaltımı falan yaptıktan sonra Fatoş İnanç'ı oyun alanına götürmüştü bende kardelenle yanlarına gidiyordum. Bahçedeki merdivenlerdeyken eve doğru çıktan Seda'yı gördüm. Kafasını kaldırıp bana baktığında dudağındaki patlağı fark ettim. Oh olsun hak etmişti.  Önüme gelip durduğunda

"Seda seninle uğraşamam" dedim

"Dudağımı görüyormusun?"

"Yaptığın şeylerin yanında az bile"

"Bedelini ödemeyeceğini mi sanıyorsun Afra!"

Tam ne saçmaladığını soracaktım ki kucağımdaki Kardeleni iktirmesiyle kardelen merdivenlerden aşşağıya yuvarlanmaya başladı.

"Bana bulaşmamalıydın Afra!"

ZİNDAN -bir töre hikayesi-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin