26. Bölüm

15.1K 445 19
                                    

Sona az kaldı...



Topuk tıkırtılarımla şirkete giriş yaptım.
Çalışanlarımla her zaman dost gibiydim Mardinde.
Mardinde her yer bana onları hatırlatıyordu. Burak ben ve Fatoş İstanbul'a yerleşmiştik. Çocuklarımın hasreti beni sertleştirmişti. Artık dost değildim çalışanlarıma. Dost değildim falat onlara karşı gaddar da değildim. Beni gören herkes susmuştu. İyi çalışmalar diye hafif ses tonumu yükseltmiştim. Verdiğim mesajı herkes anlamış bana bakmak yerine işlerine dönmüşlerdi.

Asansöre yöneldim bugün kendimi o kadar bitkin hissediyorum ki bu topukluların izerinde durmaya dahi mecalim yok.

Sabah uyamdığımda yine saçlarım yatağın üzerindeydi. Her zaman ki gibi Yine dökülmüşlerdi. Gün içerisindede döküldüğü için sıkı bi at kuyruğu yapmıştım. Odama geçtim ve önümdeki dosyaları inceleyerek imzalamaya başladım.

Boğazımın kuruduğunu hissettiğim için bir bardak suya uzanmıştım.
Birkaç yudum içtikten sonra öksürmeye başladım. Elimdeki peçeteyi ağzımdan çektikten sonra üzerindeki bir kaç damla kanla gözlerim açıldı.
Saç dökülmemi pek umursamıyordum ama boğazımdan gelen kanlar beni azda olsa ürkütmüştü. Sanırım bir doktora görünsem iyi olur. Sanırım boğazım çok tahriş oldu.

Önimdeki dosyalarlamyarım saatlik bir işim kaldığınıngörünce hemen işlere başlayıp doktora gitmeye karar verdim.

********

"Afra Dervishi"

genç doktor ismimi duyduğu gibi başınınkaldırdı dosyalardan. Yüzümü görmüştü ilk girdiğimde odaya ama ismime böyle bi tepki beklemiyordum. Yüz ifadesi birden değişmişti. Eliyle koltuğu gösterdiğinde oturdum.
"Şikayetiniz nedir Afa hanım?"

"Bugün öksürdüm ve peçeteye kan geldi boğazımdan. İlaç tedavisi falan uygularsanız çok mutlunolurum çünkü boğazımda korkunç bir ağrı var."

Doktor sözlerimi duymasıyla kaşlarını çattı ve bana eliyle sedyeyi gösterdi. Oraya geçip oturduğumda boğazıma bi ışıkla baktı

"Afra hanım gözle görebildiğim bir problem yok bu düşündüğünüz kadar masum bir hastalık olmadığına işaret sizi mr'ye alalım"

Benimle birlikte ayağa kalkarak mr odası yazan yere girdi.

"göğüs hizanızdan itaberen üzerinizde bulunan tüm metalleri bu kutuya koyun lütfen"
Dediği şeyi uyguladıktan sonra mr aletinin önğndeki sedyeye uzandım boğazımdan kafama kadar kafesi andıran birley taktıktan sonra bi alet yardımıyla beni mr aletinin içine soktu. Yaklaşık 20 dakika sonra beni tekrar dışarıya çıkarttı.

"Afra hanım bu söyleyeceklerime hazırlıklınolmanızda fayda var. Boğazınızdaki kanama, gözlerinizin altındaki morluklar, artı olarak saç derinizi görebiliyorum yani saçlarınız dökülmeye başlamış. Belki vücudunuzun belirli yerlerinde sebepsiz morluklar var doğrumudur?"

Doktorun söylediklerini kafamda tarttım lafı dolandırmasından rahatsızlık duymuştum. En fazla 1 serum takacaksın yap ve gönder beni evime dimi ama.

"Evet Aykut bey söyledikleriniz hepsi doğru?"

Boğazını temizledikten sonra devam etti.

"Karaciğer kanserine yakalanmışsınız Afra hanım bir süre bizimle kalmanız gerekiyor...uzunbir süre. Şimdi size kalacağınız odaya kadar eşlik edeyim."

Karaciğer kanseri?

ZİNDAN -bir töre hikayesi-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin